Fenerbahçe ile Galatasaray, hangi şartlarda oynarsa oynasın, Türkiye gündeminin ilk maddesini oluşturur. Ama bu kez şartlar da, maçın anlamı da çok farklı. İki büyük kulübümüz liderlik için kozlarını paylaşacak Abdi İpekçi Spor Salonu’nda.
Ev sahibi Galatasaray, coach Oktay Mahmuti yönetiminde yepyeni bir kadro kurdu. Kısa sürede uyum sağlayan takım lider Fenerbahçe’nin 1 puan gerisinde ikinci sırada. Avrupa Kupası’nda da ilk turu grup lideri olarak tamamlayıp bir üst tura çıktılar.
Fenerbahçe de Euroleague’de liderlik mücadelesi yaptı, son Avrupa Şampiyonu Barcelona’yı altına alıp, grubu ikinci sırada tamamladı. Türkiye Ligi’nde tek yenilgi ile zirvede. İki takım düne kadar toplamda sadece 4’er yenilgi aldı.
Kağıt üstünde baktığımız zaman Euroleague’in de en iyi kadrolarından biri olarak gösterilen Fenerbahçe Ülker daha güçlü. Ama Galatasaray bu durumu saha ve seyirci avantajıyla eşitleyecek gibi gözüküyor. Son 3 yıla baktığımızda, derbilerde deplasmanda kazanan yok. Bu de son derece çekişmeli, keyifli ve sert bir maçın bizi beklediğinin göstergesi.
Oktay Mahmuti
Onun da kariyeri ve tecrübesi Spahija’dan aşşağı kalır değil. Rakibine oranla artısı Türkiye’de bu tip maçları çok fazla oynamış olması. İyi bir stratejist. Bu maç için gerek hücumda, gerekse savunmada değişik organizasyonlar hazırlayacaktır. Avrupa’nın en iyi yarı saha hücumu oynatan coachlarından biri. En az Spahija kadar savunmaya önem veriyor. O da şu ana kadar beklenenden çok daha iyi sonuçlar aldı. İki coach’un yapacağı ve yapmayacağı hamleler sonuca fazlasıyla etki edecek bir maç olacak.
Neven Spahija
Kariyeri başarılarla dolu. Fenerbahçe’ye ve takımla çabuk bütünleşti. Kısa sürede önemli işler yaptı. Ancak çok agresif ve sinirli olması, zaman zaman oyun konsantrasyonunu yitirmesine neden oluyor. Bunun en güzel örneği Efes Pilsen’le oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası finaliydi. Rakip benchle uğraşmaktan momentumun kaybolduğunun farkına varamadı, takım 15 sayıdan mağlup oldu. Onun dışında takımı maça iyi hazırlıyor ve iyi yönetiyor, dakikaları eşit dağıtmaya çalışıyor.
Galatasaray'ın + ve – tarafları
Son dönemde ikili oyun savunmasını mükemmel yapıyorlar. Hem topa, hem de pasa baskı yapıp rakibin oyun kurmasını engelliyorlar. Onlar da Fener gibi hücumda topu ve dakikaları paylaşıyor. Takım düzeni içinde her oyuncudan verim almayı başarıyorlar. En büyük artıları ise taraftarı. Henüz iç sahada kaybetmediler. Taraftarla beraber performansları çok artıyor.
Rakibine oranla çok yeni bir takımlar. Bu nedenle bazen oyun içi istikrarı kaybedebiliyorlar. Takımın 1. guardı Rocheste, Avrupa’da şampiyonluk yaşamış bir oyuncu olsa da bu tip stres dozu yüksek maçları oynamaya alışık değil. Tutku’ya burada daha büyük sorumluluk düşecek gibi. Ayrıca sırtı dönük oynayabilen Fener uzunlarını savunmakta güçlük çekebilirler.
Fenerbahçe'nin + ve – tarafları
Daha oturmuş bir kadroya sahipler. Hücumda top paylaşımı mükemmel. Her oyuncudan verim alıyorlar. Takım savunması ise Vidmar sakatlandıktan sonra biraz düşer gibi oldu. Ama yine Avrupa Ligi’nin en az sayı yiyen ekiplerinden biri. en büyük artısı Oğuz, Kaya, Mirsad, May, Lavrinoviç gibi kaliteli pota altı rotasyonu olacak.
Sezona çok iyi başlayan Fenerbahçe, her takımın başına gelebileceği gibi düşüş dönemine geçti. Özellikle Ukiç’in sakatlığı takımı olumsuz etkiledi. Onun yokluğunda 3 yenilgi aldılar. Aslan, Ukiç’i oyundan düşürür ya da erken faul problemine sokarsa, baskıyı kaldıramayan Greer ve Preldiç top kaybı yapabilir. İkili oyun savunmasını kötü yapıyorlar.
