Ülke basketbolu takımlar düzeyinde şaha kalktı. Avrupa’nın en iyi 8’i arasına 3 Türk takımı girdi. F.Bahçe, Anadolu Efes, Darüşşafaka Doğuş. F.Bahçe işi daha da ileriye taşıdı, Final-Four oynayacak. Banvit FIBA Şampiyonlar Ligi’nde final yaptı. Potada Türk fırtınası esiyor da ya Türk Milli Takımı’nın durumu! Kulüp takımlarının zaferden zafere koştuğu bir dönemde haliyle ülke milli takımından da hatırı sayılır dereceler beklersiniz. 31Ağustos’ta başlayacak Avrupa Şampiyonası var. Hem de İstanbul’da. Aynı fırtınayı acaba 12 Dev Adam da estirebilecek mi?
Geçen hafta F.Bahçe açısından madalyonun bir de diğer yüzü olduğunu belirtip, o muhteşem başarılar elde edilirken bütçenin her yıl 15 milyon Euro açık verdiğine, yönetimin büyük fedakarlıklarıyla bugünlere gelindiğine değinmiştim.
İşin Milli Takım boyutunda da madalyonun bir diğer yüzü var. Basketbol hakkında çok fazla yorum yapacak bilgi birikimine sahip olmasam da araştırma sonuçları ortada. Ve araştırmalar gösteriyor ki Türk basketbolunun geleceği hiç de parlak değil. Ben demiyorum, Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu üyesi, federasyon eski yönetim kurulu üyesi Ömer Gürsoy’un hazırladığı raporda yazıyor.
Türkler figüran bile değil!
Rapora göre; ülkemizde faal basketbolcu sayısı 58 bin. 10 ilde faal basketbolcu sayısı sıfır. 12 ilde ise sadece 10. Örneğin Sırbistan. Bizim 10’da 1 nüfusumuza sahipler ama 180 bin faal basketbolcuları var.
Örneğin Fransa. Faal basketbolcu sayıları tam 470 bin. Nüfusumuz Fransa’dan .50 fazla, faal basketbolcu sayımız %87.25 az.
Yunan takımları 10’ar milyon Euro bütçeye sahipler. Olympiakos ve Panathinaikos’un ana eksen oyuncuları Yunan. Amerikalılar figüran rolünde kalıyor. Türk takımlarında ise kadrolar yabancı ağırlıklı, Türkler figüran bile olamıyor!
Rapordan çıkan sonuç şu:
Sporcu sayımız az.
Türk oyuncuları uluslararası müsabakalarda az süre alıyor veya hiç süre alamıyor.
Kulüplerdeki oyuncuların çoğu yabancı.
Spor teşkilatından gelen paranın çoğu yabancı transferinde kullanılıyor.
Bu paraların altyapılara gitmesi lazım.
Türki Cumhuriyetleri’nden 14-15 yaş arası yetenekli oyuncuların Türkiye’ye getirilmesi lazım.
Mutlak 1 Türk oyuncunun sahada olması lazım.
Türk oyuncuların kulüplere dağıtılması lazım.
Spor Teşkilatı’nın bu konuda kulüpleri zorlaması lazım.
Karakter sorunumuz var
Evet Türk oyuncu zaten yetişmiyor, gelişmiyor; var olan istisnalar da takımlarında süre alamıyor da işin belki de en vahim yanı basketbolcularımızın bu durumdan hiç mi hiç rahatsızlık duymamaları.
Şimdi isim vermeyeyim. Camia içinde zaten bilen biliyor da öyle oyuncular var ki aldıkları ücretler yıllık 1 milyon, 1 milyon 200 bin Euro. Ve tribünde oturuyorlar. Nasıl olsa paramı alıyorum deyip yatıyorlar. Demek ki karakter sorunumuz da var.
Görüntü parlak değil
Raporun sonunda “basketbolda alarm” başlığı altında bir tespitte de bulunulmuş. Aynen şöyle diyor:
“Türk sporcular, uluslararası maçlarda hiç oynamamakta ya da çok az oynama şansı bulmaktalar. Bu da gelecekte milli takımın uluslararası tecrübesi daha az olan oyunculardan oluşmasına neden olacaktır.”
Evet, maalesef öyle olacak. Görüntü parlak değil. Basketbolu yönetenler gerçekleri görüyor, yapılması gerekenleri biliyor da el atan yok. Mevcut federasyon da biliyorum ki durumdan rahatsız. Başta da başkan Hidayet Türkoğlu ve Ömer Onan.
Örneğin, kadrosunda Türk oyuncuya yer veren, oynatan kulüplere teşvik vermeyi düşünüyorlar. Oyuncuların gelişimine katkı yapması amacıyla U18 ligini 20 takımlı olarak deplasmanlı oynatmayı planlıyorlar. Başka planları da var elbette de bakalım bu yönetim başaracak mı? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Basketbolu da futbol gibi yaygınlaştırmamız lazım” sözünü edeli daha bir ay oldu. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanı da olan Hidayet Türkoğlu da başaramazsa zaten kimse başaramaz
Kaynak: Habertürk