Çoğunlukla serbest bir işe başlayanlar önce ufak bir şirket kurarlar. Doğru seçim ve doğru hamlelerle işler iyi giderse büyüyüp daha hacimli işler yapmak hedefleridir. Esas işlerinin yanına birkaç işi daha ilave edip grup olurlar. Burada da işler aynı şekilde devam ederse holdingleşmeye kadar giden bir yapı oluştururlar.
Geçtiğimiz sezondan Obradoviç ve 7/8 önemli oyuncunun ayrılmasından sonra bu sezon yakından izlediğim iki takımdan biri olan FB Beko yu ben böyle bir gelişimin içinde görüyorum. Tabi ki hem idari hem teknik ve taktik açıdan.
Merak ettiğim bir koç olarak İgor Kokoskov böyle bir yapılanma ve PLAN inşa etmeye calışıyor bence. Aslında Nando De Colo takımın lideri gözükse de onun bile lider olmadığı, her oyuncunun birbirini kabullendiği, takım içinde kimsenin birbirine gözünün üstünde kaşın var demediği ve en önemlisi sadece yorulanın, hata yapanın yada faul problemine giren oyuncunun kenara çıktığı değil iyi oynayanında neden çıktığını bildiği ve inandığı bir rotasyon anlayışı ile görev aldıkları bir Fenerbahçe Beko. Bir iki oyuncu hariç çok yüksek transfer ücreti de ödenmediği için de şunun yüzünden kaybettik denmeyeceği bir takım. Böyle olunca da herkesin mutlu olma ihtimalinin yüksek olduğu bir takım oluyorsun. Bu hem verimi yükseltiyor hem de çok büyük beklentilere girilmeden zaman açısından doğru işler yapma fırsatı tanıyor.
Anadolu Efes THY Euroleague'e kötü başlamanın vermiş olduğu moral bozukluğunu bütün maç boyunca izleyenlere hissettirdi. Bence maçın kaybedilmesinin nedeni kesinlikle Larkin in yokluğu değil. İzlediğim Anadolu Efes maçları arasında zorlama atışların en çok yapıldığı maçlardan biri idi. İlk beste Doğuş ile başlayıp De Colo yu baskılamayı düşündüler. Bunda da başarılı oldular. Ta ki Doğuş sakatlanıp çıkana kadar. Doğuş un sakatlığı ve FB Beko nun maçın başından beri var olan üst seviyedeki ENERJİ si ile ibre her noktada FB Beko ya geçti. De Colo, Wesely, Brown üçlüsü üst seviye oynadılar. Anadolu Efes Larkin in yokluğunda uzun bir süre Miçiç üzerinden oynamaya çalıştı. Deneseler de başka da bir alternatif geliştiremediler.5 ve 4 numaralardan da verim alamayınca hücumda sıkıntı yaşadılar. Sadece Simon önemli bir yüzde ile oynadı.
Maçın henüz ilk yarısındaki bazı görüntüler sonunun Fenerbahçe Beko açısından rahat geçeceğini gösteriyordu ki onlardan biri de bence Fenerbahçe Beko kısalarının Anadolu Efes kısalarına yaptıkları baskıdan dolayı tibor pleiss ın zamansız 3 lük denemesi idi.
FB Beko nun aldığı 48 ribaund AGRESİF lik kriteri olarak çok önemli. Bence daha önemlisi 11 hücum ribaunt un dan 18 sayı bulunması çok daha önemli. Buna niye değindim? Acaba FB Beko nun kaybettiği 21 toptan Anadolu Efes kaç sayı buldu ?
26.dakikada ribaund zafiyeti yaşayan, şutları sokamayan Anadolu Efes'in ¾ saha press e başladı. Bunda da bir nebze başarılı olup farkı dört sayıya kadar indirdi. Ne zaman ki önce Edi ardından Muhammed press çıkışında iki ceza üçlüğü ile AE in bu çabasını da boşa çıkardılar. Ergin Ataman son periyot Moerman in post up larından sayı bulmaya çalışsa da bunda da başarılı olamadılar.
Fenerbahçe Beko geleceği için iyi sinyaller verdiği önemli bir maçı kazandı ve mücadelesi ile zevk verdi. Anadolu Efesin de çok kısa zamanda tecrübesi ile toparlanıp kazanmaya başlayacağına eminim.



