Efes ve Galatasaray için bu sezon hedefler ve gerçekler arasında büyük bir uçurum var. Bunun sonucunda Efes Perasovic ile Galatasaray da Kunter ile yollarını ayırdı. Ataman’ın Efes’te neleri değiştirebileceğini iki önceki yazımda anlatmaya çalışmıştım. Nitekim Ataman Efes’teki yapıyı yavaş yavaş değiştiriyor ama en önemlisi takımın karakter kazanmasını sağlıyor. Oktay Mahmuti de benzer sorunları olan Galatasaray ile anlaştı. Peki ilk maçını eski takımına karşı yapacak olan Mahmuti Galatasaray’ı nereye taşıyabilir?
Oktay Mahmuti Kendisi Olabilecek Mi?
Mahmuti’nin Galatasaray ile anlaşmasının kesinleşmesinden sonra basketbol konusunda fikirlerine büyük önem verdiğim koç ve yazar arkadaşlarımın ortak sorusu bu olmuştu. 30’lu yaşların başında Efes ile EuroLegaue final-four’u oynayan ve çok kez kıyısından dönen Mahmuti yine Efes’te dört sezon üst üste lig şampiyonluğu elde etmeyi başarmıştı. Ardından kariyeri görece düşüşe geçen ve 2006/7 sezonu sonunda Efes’ten ayrılan Mahmuti Benetton’da kendisini yenilemiş ve EuroCup’ta 2008’de yılın koçu olmayı başarmıştı. Daha sonra 2010/11 sezonunda ortalama bir Galatasaray kadrosunu lig finaline taşıyan ve 2011/12 sezonunda Galatasaray’ı EuroLeague elemelerinden alıp top-16’dan çıkma aşamasına getiren ve o sezon final oynayacak CSKA ile Olympiacos’u yenmeyi başaran bir takım yaratan Mahmuti bir sonraki sezon Efes ile final-four’un kapısından dönmesine rağmen 2013/14’te çöküş yaşamış ve sonraki Daçka macerası da istediği gibi geçmemişti. Mahmuti’nin kariyerine baktığımızda kendini yenileyebildiği dönemlerde çok büyük işlere imza attığını görmekteyiz. Bunu yapamadığı dönemlerde ise takımı kadar kendisini de kıskaca alarak süreci daha zor hale getirebiliyor.
Her şeye rağmen Mahmuti’nin 2008’de Benetton, 2011’de Galatasaray ve 2013’te Efes’te yaptığı yükselişlere benzer bir yükselişi bu sezon yapmasını beklemek haksızlık olur. Mahmuti takımının savunma ve hücum şablonlarını bütün ayrıntılarıyla – eksiksiz olarak uygulamasını bekleyen bir koç. Bununla birlikte maç önü hazırlığı ile fark yaratmayı da başarabiliyor. Ancak Mahmuti gibi savunmayı önde tutan ve taktiksel disipline çok önem veren Mahmuti’nin elindeki kadro hocanın istediklerine yanıt veremeyebilir. Bir başka ifadeyle Mahmuti parkede serbest oynamayı seven kısalar yerine Jamon Gordon gibi görev adamlarını tercih eder. Galatasaray’da da kısaların hepsinin değişmesi pek mümkün değil. Ancak pivot ihtiyacı ortada olan takıma Mahmuti eski tip bir uzun (hızlı ve atletik bir siyahi uzun yerine yavaş ama oyun bilgisi olan Miro Bilan gibi bir uzun) ekleyebilir.
Potansiyel olarak EuroLeague seviyesinde gördüğüm ancak modern basketbolun ve yeni kuşağın eğilimlerinden kısmen uzak kaldığını düşündüğüm (kişisel olarak da çok sevdiğim) Mahmuti Avrupa’da nevi şahsına münhasır karakterlerinden biridir. 2011/12 sezonunda Olympiacos’u devirdikten sonra “Aile içinde teşekkür olmaz.” sözü ile Galatasaraylıların gönlünde taht kuran ve takım zor duruma düştüğünde cesaretli davranıp sezon ortasında sorunlu bir kadroyu alan Mahmuti krediyi hak ediyor. Bunun için Galatasaraylı taraftarların bu sezon beklentiye girmeden hocaya destek olması gerek. Çünkü Mahmuti Avrupa’da iyi yapı kurmayı bilen koçlardan biri. Bunu da ancak gelecek sezon başında yapabilir. (Merak ettiğim bir diğer nokta da yeni kadro kurarken Mahmuti’nin Raznatovic’in oyuncularına ne kadar bağımlı kalacağı. Kanımca hoca eğer bu ilişkiyi biraz esnetirse süreç daha olumlu olacaktır.)
Peki Efes – Galatasaray maçından ne bekleyebiliriz?
Örs’ün yetiştirdiği ve otoriter karakterleri ile Ivanovic ekolüne de göz kırpan bu iki koç daha önce çok kez karşı karşıya geldi. Genel olarak normal sezonda Mahmuti’nin takımları, play-off’larda ise Ataman’ın takımları daha başarılı gibi görünüyor. Nitekim Mahmuti 2005’ten beri ligi kazanamamasına rağmen, Ataman farklı takımlar ile ligi kazanmayı başardı. Diğer yerel kupalara bakıldığında da Mahmuti’nin 2011’den beri kupa kaldıramadığını görmekteyiz.
Bu maçta ise kadrosu kısmen daha iyi durumda olan ve takımın başında daha fazla süre geçiren Ataman bir adım önde. Ancak ben yine de Ataman’ın yaptığı gibi ilk maçtan bir Mahmuti dokunuşu bekliyorum. Bu da yukarıda bahsettiğim gibi yeteneği kısıtlı olsa bile taktiksel disipline sonuna kadar uyacak oyuncuların daha çok süre alması ve takımın farklı bir anlayışla parkeye çıkması şeklinde olabilir.
Ataman ve Mahmuti çok kez farklı nedenlerle eleştirildi/eleştiriliyor. Ancak bu iki koçun ülke basketbolunda elit seviyede olan az sayıda koçtan ikisi olduğu unutulmamalı. Bugün her şeye rağmen bu koçlar “kurtarıcı” olarak isteniyorsa bu hem onlar hem de kulüpler için büyük bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.