Nefessiz bir sezon içindeyiz. Maç olmayan gün yok. Keyfine doyulmuyor. Kadınlardan erkeklere, Türkiye liglerinden Avrupa kupalarına kadar 7 gün basketbola doyuyoruz.
Basketbol büyüyor. Hem de hızla. Çünkü potansiyeli ve genişleme alanı var. Ve parkede özellikle gençlere daha büyük keyif ve spor kültürü vaddediyor.
Gelgelelim ki bu yoğun trafik ve genişleme beraberinde bir keyifsizliği de getiriyor.
Demeç savaşları…
Aslına bakarsanız demeç de değil ağızdan çıkanlar. Fazlasıyla kayıkçı kavgası.
Tartışmayı kim başlattı, ilk kim dedi, önceki maçta şu şunu demişti, futbol maçından kalma kavga vardı, yöneticinin biri diğeriyle kapışmıştı falan filan…
Hiç bu tarafıyla ilgilenmiyorum.
İlgilendiğim tek tarafı zarar veriyor basketbola. Renklerinde, isimlerinde de değilim.
Bu yaşananlar parkenin üzerine çakılan taşken artık kaya oldu.
Benim bir hayalim var. Bu trafik tansiyonu yükseltiyor. Hadi idareciler de düşürmeyi beceremiyor, oyuncular da özeleştiride bulunmuyor.
Bu bir çerçeveye oturtulsa. Taraflar karar alsa. Açıklamaları çıksa coachlar yapsa. Sadece teknik, taktik, saha içini konuşsa. Diğer aktörler de sadece kendilerine ait rollerinde racon kesse. Mümkünse hiçbir şekilde futbolun unsurlara olaya dahil olmasa…
Fena olmaz mı?