Onun şampiyonluklarını saymakla bitmez.
Avrupa’nın en büyük kupası Eurolig mi dersiniz..
Sayısız Türkiye Şampiyonluğu mu?
Türkiye kupaları mı?
Hangi birini sayalım..
Ya Milli Takım kariyeri?
Dünya 4’üncülüğü..
Olimpiyat 5’inciliği..
Avrupa 2’nciliği..
Avrupa 3’üncülüğü..
Bu kız da ne ararsanız var..
Onun adı Nevriye Yılmaz.
Yakın arkadaşı Işıl Alben’in de dediği gibi ‘’Herkes yılar, Nevriye Yılmaz..’’
Ve A Milli Kadın Basketbol Takımımız’ın Kaptanı Nevriye Yılmaz şimdi takım arkadaşları ile birlikte yeni bir hedefe daha yürüyor. O da, Rio Olimpiyatları’nda başarılı olmak..
Sonrası…
Sonrası ise bu röportajın sonunda…
Önce sakatlığını sorayım. Şu an ne durumdasın. Olimpiyatları etkileyecek bir sakatlık değildir umarım.
İnşallah değildir.. Tam olarak ben de ne olduğunu bilmiyorum. Daha 6 gün oldu tedavi ve egzersizlere başlayalı. İnşallah 1 haftaya kalmadan takımla çalışmalara başlarım..
Klasik olacak ama senin bir sporcu olarak Rio Olimpiyatlarından beklentin ne?
Öncelikle grubumuzu en üst sıralarda bitirmek büyük avantaj olacak. Biz 2012 Londra Olimpiyatları’nda grubumuzu 2’nci sırada bitirip üst turda Rusya ile eşleşmiştik. Rusya’ya da son saniyelerde kendi hatamızdan kaybetmiştik. Yoksa ilk 4’e kalacaktık. Eğer Rio’da da ilk 4 içinde, ama 2’nci, ama 3’üncü olursak karşı gruptan eşleşeceğimiz takım karşısında büyük bir şansımız olabilir. Orada 4’üncü olursak öbür taraftan ABD geleceği için hiç şansımız yok. Çok iyi çalışıyoruz. Aslında maç maç oynayıp görmek lazım. Sonuçta her kıtanın en iyi takımları orada olacak. Herkes birbirini yenebilecek güçte. Biz çeyrek finale kalırsak favorisi olmayan maçlar oynayacağız.
Nevriye Yılmaz nasıl biri. Saha içi farklı, saha dışında farklı bir Nevriye Yılmaz mı var?
Yoo aynı. Saha içinde de saha dışında da disiplinli biri var. Yaptığı işin en iyisini yapmaya çalışan. Ben herkesin aynı disiplinde ve düşüncede olmasını istiyorum. Saha içinde işlerin daha mükemmel olması için çaba sarfediyorum. Özel hayatta ki sinirim de bundan kaynaklanıyor..
Gördüğüm kadarıyla çok titizsin. Ayrıntılara çok mu dikkat edersin, yoksa arada bir aman canım sende, boş ver bunu da görmeyeyim der misin?
Detaycıyımdır, titizimdir. Bazı konularda takıntım olabilir ama bu beni rahatsız etmiyor. Bence takımın da buna alışması lazım. Yıllarca benimle birlikte oynayanlar buna alıştı. Aramıza sonradan katılanlar da zamanla alışacaktır..
Milli Takım içinde bu konuda en çok kime kızarsın.?
Oyun içinde daha çok istenileni yapmayana kızarım. Sonuçta milli takıma gelmişsin. Ekrem abi ‘Ben buraya 100’de 100’ümü vermeye geldim’ diyor. Sen de vermek zorundasın. Sonra adama neden kızdı diyorlar. Ben de bunlara sinirleniyorum. Ekrem abinin istediği noktaya ulaşılsın istiyorum. Tabii genç oldukları için henüz belki de benim gibi düşünmüyorlar. Ben kafalar sadece basketbolla dolu olsun istiyorum.
Milli Takım’da en iyi kiminle anlaşıyorsun?
Herkesle iyi anlaşıyorum. Ama tabii bazı oyuncular ile aramda çok yaş farkı var. Bu yaş farkından dolayı tabii ki bazı oyuncular ile yakın değilim. Şöyle düşünün takımın en genç oyuncularından Tilbe benim oda arkadaşım. Ama sonuçta ben de o yaşlardan geçip buralara geldim. Yani her yaş grubuna inip, çıkabilirim.
Seni neler sevindirir, neler üzer?
Eğer sakatlığım yoksa çok sevinirim. Eğer ağrılarım varsa ve daha da artarsa o beni çok üzer. İyiysem mutluyum. Sakatlıklarda modum düşer.
Türk basketbol tarihine baktığımızda senden daha başarılı ve kariyerli bir oyuncu yok. Yeni bir Nevriye Yılmaz daha gelir mi?
Gelebilir. Adı Nevriye Yılmaz olursa gelir. Alçak gönüllü ve mütevazı olmakta fayda var. Burada sonuçta bireysel değil, takım sporu yapıyoruz. Maksimum olmak maçı kazandırır ama şampiyonluğu ekip getirir. 2005’ten sonra A Milli Kadın Basketbol Takımı’na çok sayıda yetenekli oyuncu katıldı. Birsel, Işıl, Bahar, Meral, Tuba, Şaziye, Yasemin ve aklıma şimdi gelmeyen bir sürü arkadaşımın yanı sıra devşirme takviyesiyle de güzel bir noktaya geldik. İyi antrenörlerle de çok üst üst seviyeye çıktık. Başka bir Nevriye gelmez, Ayşe gelir. Sonunda kimse, ABD’de bile LeBron James, Durant, Jordan ilelebet kalmıyor. Herkesin kişiliği ve yeteneği farklı. Ben kendimi kesinlikle Jordan olarak görmüyorum. Tilbe geçen gün ‘’Nevriye abla herkes beni seninle kıyaslıyor’’ dedi. Ben de ona ‘Geçmişle yaşayamayız. Şimdi Nevriye diyorlarsa bir gün gelecek herkes Tilbe Şenyürek diyecek’ dedim. Türkiye’de maalesef her alanda bir kıyaslama olayı var. Birsel mi, Işıl mı? Yahu ikisi de iyi. Neden bunu kabul etmiyorsunuz. Türkiye’de henüz Hakan Şükür’ün yaptıklarını kimse yapamadı. Burak Yılmaz onun yaptıklarını yapamadı mı diyeceksin. Ben şu an maalesef yüzde yüzle oynayan bir oyuncu değilim. Sadece takım arkadaşlarımın işini kolaylaştırıyorum. Sonuçta başta da dediğim gibi bireysel bir spor yapmıyorum, takım sporu yapıyorum. Karşılaştırma doğru değil.
Yerine kimi aday görüyorsun?
Çok sabır isteyen bir şey bu olay. Guard olsan topla daha haşır neşir oluyorsun, yetişme şansın daha yüksek. Oyunları erken gelişiyor. Ülkemizin konumu gereği uzun oyuncu kolay yetişmiyor. Doğu bloku ülkeleri gibi sabırlı olup, uzun oyuncu yetişmesini sağlamaya çalışmalıyız. Önemli olan o sabrı göstermek. Sadece antrenman yaptırarak oyuncu kazandırmak mucize olur. Onun için yerime şu aday, bu aday demem doğru olmaz.
Sosyal medyada özellikle futbol milli takımının Fransa’daki başarısızlığı sonrası Fatih Terim’e hitaben ‘’Keşke takıma Nevriye Yılmaz’ı çağırsaydın’’ gibisinden yüzlerce mesaj var. Hatta Filipinler’de Olimpiyat vizesi alamayan Erkek Milli Takımı için de Ömer Aşık’ın yerine alınman gerektiğini ifade eden mesajlar okudum. Neler söylemek istersin.
Böyle düşünenlere teşekkür ederim.. Ama olaylar öyle gelişmiyor. Biz çok çabuk yargılara vardığımız için bir takım şeyler doğru gitmiyor.
Sosyal medyayı bildiğim kadarıyla etkin kullanmıyorsun. Uğraşmak mı istemiyorsun, yoksa oradan herkese cevap yetiştiremem diye mi kullanmak istemiyorsun?
Twitterde yokum, sadece instragram ve facebook’ta varım. Ama oraları da çok etkin kullandığım söylenemez. Twitter hesabını özellikle açmadım. Çünkü çok seviyesiz eleştiri ve saldırı var. Oradaki olay bana hitap etmiyor. Benim oyun şeklimi, oyunumu eleştirebilirsin. Ona saygı duyarım. Sonuçta yeri geliyor sağlığımızdan oluyoruz. Maçı da kaybetmeye çıkmıyoruz. Sosyal medyada insafsız eleştiri olunca insan kayıtsız kalamıyor. Cevap verme ihtiyacı duyuyor. Bu yüzden en baştan bu işe girmek istenmedim.
Sosyal medyada yazılanlara ama olumlu ama olumsuz kafayı takar mısın yoksa boş ver geç gitsin mi dersin?
Açık söyleyeyim çok üstünde durmuyorum. Bakmıyorum bile. Ama bir şekilde arkadaşlar gelip bana ‘Senin hakkında şunları yazmışlar’ diyorlar, öyle haberim oluyor. Şubat ayında yaşadığım bir olay sonrası arkadaş çevrem ayaklanınca moralim bozulmadı değil. Ancak TBF Sportif Direktörü Barbaros Akkaş ‘Nevriye. Seni eleştirenler senin önce yaptıklarının yüzde 1’ini yapsınlar. Senin aldığın kupa ve madalyaların, şampiyonlukların yüzde 1’ini alsınlar. Takma kafana boş ver gitsin’ dedi. Doğru söylüyordu. Ona hak verdim. Hatta bana destek olan arkadaşlarıma bile olayı fazla abartıp, büyüttükleri için kızdım. Kulüp konu hakkında açıklama yapacaktı, onlara bile izin vermedim. Ekrem abi o dönemde bana 4 gün izin verdi. Rahatlayıp döndüm.
Hakkında çıkan her haberi okur, izler misin?
Okurum. Ama bu beni az önce de söyledim çok etkilemez. Benim vicdanım rahat olduktan sonra.
Peki iftira tarzı haberler için ne yaparsın. Hemen avukatını mı ararsın, içine mi atarsın, ya da hiç kafana takmaz mısın?
Kafama takmam. Ama etrafım etkileniyor bir şekilde. O zaman benim de takıldığım oluyor. Çoğu zaman kendim üstesinden gelirim.
Biraz da aile yaşantına gelelim.. Evcil misin?
Evet evcilim. Günde bir kez mutlaka annem ve babamla konuşurum. Bazen günde iki kez konuştuğumuz bile olur. Ama kardeşim Oktay bu konuda çok rahattır. Annemi, babamı 1 hafta aramaz. Çoğu zaman kızarım ona.. Acayip relax biridir.
Bazı ünlü sporcular sporu bıraktıktan sonra bir şekilde Survivor kadrosuna dahil oluyor ve bambaşka bir kimlikle karşımıza çıkıyor. İleride seni de böyle bir projede görebilir miyiz?
Hiç düşünmem. Beni yoran fiziki değil, sürekli zihinsel olarak mücadele. Kimseyle kavga etmeden hayatımın geri kalan kısmını geçirmek istiyorum.
Nevriye Yılmaz basketbolcu olmasaydı karşımıza ne olarak çıkardı?
Basketbola çok küçük yaşta başladım. Ailem Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmişti. Ailemin yeni bir düzen ve iş bulması bana 3 yıl kaybettirdi. Basketbol 9 yaşında bende bir tutku haline geldi. Babamın başını daha o yaşlarda az yemedim. Derslerim benim lise 1’e kadar çok iyiydi. Özellikle de matematiğim. Belki basketbolcu olmasam matematik öğretmeni olurdum. Diğer sporlara karşı bir yeteneğim olmadığını söyleyebilirim. Benim dünyaya geliş nedenim basketbol..
Olimpiyatlar sonrasını nasıl planladın? Ne yapacaksın?. Oyunculuğa devam mı?
Bu sezon başında olimpiyat sonrası yokum demiştim. Basketbolu oyuncu olarak bırakıyorum. Ama yine basketbolun içinde kalmak istiyorum. Önceliğim de saha içinde kalmak. Antrenör olmayı çok istiyorum. Evet antrenörlük oyunculuktan zor. Ancak masa başı bir iş içinde faydalı olamam. Benim heyecanıma ters. Şu ana kadar öğrendiklerimi, bildiklerimi aktarmak isterim. Benim için, bundan sonrası için en güzel yol bu.
Kaynak: TBF Medya