Kaldığımız yerden devam edelim. Devletin üst kademesinin maddi manevi büyük katkılarıyla devşirme olan Larkin geçen gün bir açıklama yaptı. Milli Takımlar Sağlık Sorumlusu’nu da tam anlamıyla ateşe attı! Açıklamaya göre Larkin’in takıma katılmama kararı ortaklaşa alınmış bir karar. Kısacası federasyonumuz durumu biliyormuş. Peki bu verilen 5 maçlık ceza neyin nesi? Wilbekin de arada kaynadı. Ona da 5 maç. Yönetmelikler doğrultusunda (Tahkim bozmazsa) bu iki sporcu Türk oyuncu statülerini kaybedecek. Binbir fedakârlıkla her türlü devlet imkânını kullanacaksınız oyuncu devşireceksiniz sonra da olayı yönetmeyi beceremeyeceksiniz. Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes zor durumda kaldı. Artık bu iş “çadır tiyatrosuna” döndü. Ama olsun yeni salon yapıyoruz, basketbol patlayacak (!). Salon yaparak, tesis yaparak bir yere varılmayacağını ne zaman öğreneceğiz? Bu 6 şeritli yol yapıp Formula 1 kazanacak pilot yetiştirmeyi ümit etmeye benziyor.
Aklıma gelmişken söyleyeyim: Voleybol hem kulüplerde hem milli takımlarda başarılı oluyor da basketbolda niye bu olmuyor? “Biz voleybol ülkesiyiz” lafı basketbolla doğup büyümüş biri olarak bana biraz ağır geliyor. Onların başarıları bana büyük gurur veriyor ama biz de fena değildik. Taa ki bu muhteremler dümene geçene kadar! Voleybol ve basketbol arasındaki tatlı rekabet başarı getirecektir. Ama alan elimizden gidiyor haberiniz olsun. Sırada yıkılıp yapılmaya çalışılan Abdi İpekçi Salonu (isminin değişmemesini dilerim) ile ilgili detaylı bir bilgilendirme var herhalde. Maksat suyu bulandırıp işin içinden sıyrılmak. Yemezler! “Nasılsa Euroleague, Avrupa kupaları başlar, arada ‘ortaya meze’ lig oynanır ve her şey unutulur” diyorsanız her zaman olduğu gibi yanlış yaparsınız. Hoş siz Türkiye Ligi’ni nasıl idare edeceksiniz o da meçhul? Geçen seneki olaylı Play-Off serisi unutuldu sanmayın.
Kaynak: Cumhuriyet