4 Aralık 2024, Çarşamba
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVNBA'in karakutusu: Adrian Wojnarowski

NBA'in karakutusu: Adrian Wojnarowski

New Republic Yazarı Kevin Draper, NBA'de olup biten her şeyi önceden haber vermesiyle adı kahine çıkan Yahoo Sports Muhabiri Adrian Wojnarowski'nin başarısının altındaki sırları deşifre eden çalışmasıyla yankı uyandırdı. Makalede Woj'un kariyerinin perde arkası ve ESPN'e açtığı savaş etraflıca ele alınıyor.
2011'in Haziran ayı geldiğinde NBA hayranları, televizyonun karşısına kurulmuş, 2011 NBA Draftı'nda hangi takımın kaçıncı sıradan hangi oyuncuyu seçeceğini izlemeye hazırlanıyordu. O dönem NBA'in patronluğunu yürüten David Stern, ''Cleveland Cavaliers, 2011 NBA Draftı'nın birinci sırasında Duke Üniversitesi'nden Kyrie Irving'i seçiyor'' dediğinde hemen herkesin televizyon ya da monitöründe ESPN logosu görülebiliyordu. Ancak birkaç dakika sonra ilginç bir şey oldu. Yahoo Muhabiri Adrian Wojnarowski, şöyle bir tweet attı: ''Minnesota Timberwolves, Derrick Williams'ta karar kıldı. 2'inci sırada onu seçecekler.'' İki dakika sonra Stern, yeniden kürsüye çıkıp aynı şeyi söyledi. Basketbol severler bunun şaşkınlığını atlatamamıştı ki Woj, ikinci kez Twitter timeline'ına düştü: ''Cleveland Cavaliers, dördüncü sırada Tristan Thompson'ı seçiyor.'' Birkaç dakika sonra bu tweet'teki olay resmileşti. Wojnarowski, gece boyunca ilk 30 seçimin yarısını önceden Twitter'a ateşlemişti.

'Biz bile bilmezken…'

O ana dek Woj'un Twitter hesabında yaklaşık 90 bin takipçisi vardı. Şu an o rakam, 810 bine dayanmış durumda. Sports Business adına çalışan gazeteci John Ourand, 2011 NBA Draftı'nda yaşanan bu gelişmeyi ''Twitter'ın spor gazeteciliğindeki gücünü gösteren önemli bir dönüm noktası'' olarak tanımlayacaktı. Wojnarowski hala NBA'e ilişkin haberlerini Twitter'da her gün -retweetlerle birlikte- milyonlarca kişiye ulaştırıyor. Öyle ki bu tweetler #WojBombs etiketiyle çoktan marka oldu bile. Taraftarlar şöyle dursun, NBA'deki bazı yöneticiler bile 'Woj'un Bombaları' karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. İsmi gizli tutulan bir yönetici, Wojnarowski ile ilgili şöyle diyor: ''Bir oyuncu ile anlaştım. Kendi ekibimdeki adamlarım bile oyuncuyu aldığımızı bilmiyordu. Dışarıdaki taraftarların, o oyuncunun ismiyle tezahürat yaptıklarını duydum. Woj tweet atmış. Ben oyuncunun menajeriyle hala telefonda konuşurken oldu bu. Biz anlaşmanın detaylarını konuşurken, Woj işi bitirmişti.'' Peki kimdi bu esrarengiz adam? Bu noktaya nasıl ulaşmıştı?

'Yahoo'yu Yahoo yapan adam'

Wojnarowski, 2006'da Yahoo'ya başladığında site, spor haberciliği konusunda çok da iyi bir üne sahip değildi. Woj, duruma el atarak bu grafiği bütünüyle değiştirdi. Halen ESPN'de yazan Brian Windhorst, ''Yahoo onu Woj yapmadı, Woj Yahoo'yu Yahoo yaptı'' sözleriyle bu durumu ifade ediyor. New York Daily News'in New York Knicks Muhabiri Frank Isola ise Wojnarowski'yi ''O herşeyiyle çılgın bir canavar. Basitçe ifade etmek gerekirse Adrian, stereoidle güçlendirilmiş bir muhabir'' sözleriyle tanımlıyor.

Adrian, NBA'deki en iyi kaynaklara ulaşmak için güçlü bir çalışma etiği ve zorlu bir çabadan çok daha fazlasına ihtiyaç duyuyordu. Yazdığı makaleleri okursanız veya onu NBA'deki dostlarınıza sorarsanız; Woj'un kendi düşünce ve yorumlarını, nahoş yollarla elde ettiği verilerle birleştirdiğini keşfedeceksiniz. Kendisine bilgi sağlayan kaynakları güzelce yıkayıp yağladığı gibi işbirliğinden kaçınanları da acımasızca cezalandıran biri olduğunu, kaynaklarını adeta kendisine bilgi vermeye zorladığını göreceksiniz. Zaten kapalı kapılar ardındaki kulislerde de NBA muhabirleri, Wojnarowski'nin metodlarından sıkça şikayet ederler. Şüphesiz bunların bir kısmı, kıskançlıklarından böyle konuşuyorlar. Ancak gösterdikleri tepkilere bakılırsa haklı oldukları taraflar da yok değil.

ESPN hayranlığı ile başladı

Polonya kökenli Wojnarowski, Connecticut'ta doğdu. St. Bonaventure Üniversitesi için doğduğu yerden ayrıldı. Küçük çapta bir gazetenin muhabirliğini yapan Woj, Freso State ile ilgili, kapak olmaya aday bir röportajının ardından Fresno Bee'ye kapağı attığında 25 yaşındaydı. Gazete ona işi vermemişti (işi alan isim, halen ESPN'de yazan Andy Katz olmuştu) ancak kendisi için bir köşe ayırmıştı. Woj, burada iki yıl boyunca yazdı. Takvimler 1997'yi vurduğunda Woj, New Jersey'deki The Record in Bergen County ile KuzeyDoğu'ya geri döndü. Bu yayın organı, o dönemde New York'taki takımlar ile ilgili yaptığı başarılı işlerle çeşitli ödüllere layık görülen, prestijli bir kurumdu. Woj'un buradaki grafiği de hiç fena değildi; ortalama bir yazardan çok daha iyi çalışıyordu. Ancak materyal olarak farklı bir konu ya da üslup bulabilmiş değildi. Ayrıca o dönemde ESPN'e karşı çetin bir mücadeleye girmediği gibi onlara yakın dahi duruyordu. Record'daki kariyeri boyunca, 1999-2006 yılları arasında ESPN için birçoğu NBA ile alakalı 100'den fazla makale yazmıştı. Woj, ESPN'in 1999'da 20'inci yılını kutladığı dönemde bu marka ile olan ilişkisini içeren 'ESPN ile büyümek' adlı bir yazı yazdı ve ESPN'e duyduğu hayranlığı dile getirdi.

Wojnarowski'nin hayranlık duyduğu ESPN'den kopuşu, Yahoo ile el sıkıştığı 2006 dönemine denk geliyor. Woj, bu transferi spor haberciliğinin kabuk değiştirdiği bir dönemde gerçekleştirdi. Kablolu yayın anlaşmaları sayesinde tüm maçları ve özet görüntüleri internet üzerinden vermeye başlayan ESPN, pastanın büyük bir bölümünü almış ve editöryal açıdan spor yazarlığı ile habercilik arasında büyük bir parçalanmanın yolunu açmıştı. Artık basketbol severler, ertesi güne uyandıklarında NBA ile ilgili bir haber almak istediklerinde ESPN kaynaklı görüntüleri izlemeyi, gazeteleri okumaya tercih etmeye başlamıştı. Bu rutin dışındaki özel haberler için ise cingöz muhabirlerden gelecek fısıltılara kulak vermişlerdi. Bu döneme Grantland'den Bryan Curtis, 'Takas Söylentisi Dönemi' diyor. Dönemin en tipik özelliği ise içinde ''Lig içinden bir kaynağa göre'' tümcesi yer alan haberler. İşte Woj, bu dönemde yıldızını parlattı. Yeni dönemin şartlarına göre pozisyon alması gerektiğinin farkına vardı vitrinini bu yönde dizayn etti.

WojBombs çılgınlığı

Yahoo'daki ilk yılında Wojnarowski, #WojBombs dediğimiz bombaları patlatabilecek kadar sağlam kaynaklar elde edemedi ve çalışmaları, The Record'dakilerle benzerlik gösterdi. Ancak NBA kaynaklarını geliştiriyordu ve sızıntılar da yavaş yavaş görünmeye başlamıştı. 2008'in ölü sezonunda Woj, tamamen 'flaş' dediğimiz haberlere yoğunlaştı ve bir aydan daha kısa bir süre içinde tam 14 haberinde 'kaynaklar' kelimesine yer verdi. Bunların çoğu, takas döneminin sona erdiği günün etrafında şekillenmişti. Woj, bu haberleri ilk olarak Twitter'dan veriyor, hemen ardından bir sonraki bültene koyuyordu.

Dikkatlice bakarsanız, Wojnarowski'nin yazdıkları ile tweet'leri arasındaki çizgiyi görür ve nasıl çalıştığını anlayabilirsiniz. 2 Haziran günü, saatler 22:31'i gösterirken Wojnarowski, Los Angeles Clippers'ın yıldızı Jamal Crawford'un kontratını uzatma konusundaki istekliliğini dile getirmişti. Bu haberde Crawford'un menajeri Andy Miller'dan alıntılar vardı ve Miller, açık açık, utanmadan medya yoluyla yeni bir kontrat için kulüple pazarlık yapıyordu. Bunun üzerinden 30 dakika geçmemişti ki Woj, Kyle Lowry'nin (Miller'ın bir diğer oyuncusu) Toronto Raptors ile yeniden anlaşacağını duyurdu. Hatta Lowry'den yeni anlaşma ile ilgili bir demeç bile almıştı ki bu, aradan geçen iki dakikanın bile bir haberi anlamsız kıldığı, rekabetçi bir flaş habercilik işinde neredeyse hiç olmayan bir şeydi. Bundan 9 gün sonra, Miller'ın bir diğer müşterisi yeni bir sözleşme imzaladı ve Wojnarowski, ''Büyük başarı hikayesi, Andy Miller'dan büyük kontrat işi'' diye tweet attı.

Klasik bir Wojnarowski işiydi: Değeri belirsiz, şüpheli bir haber, gerçek değere sahip bir haberle peş peşe patlatılıyor, olayın her iki tarafındaki kişiler de eşsiz iltifatlarla övülüyordu. Woj, daha sonradan bu olayla ilgili yorum yapmayı reddetti. Yahoo'dan biri, şöyle bir açıklamaya yer verdi: ''Adrian'ın Yahoo Sports adına son 8 yılda yaptığı NBA işlerinin derinliği ve kalitesi eşsizdir. Onu kadromuzda bulundurduğumuz için şanslıyız.''

Dumars-Woj ahbaplığı

Wojnarowski'nin ve kaynaklarının nasıl işlediğini anlatmak için 2000-2014 yılları arasında Detroit Pistons'ta Genel Menajerlik ve Basketbol Operasyonlarından Sorumlu Başkanlık görevini yürüten Joe Dumars ile olan ilişkisinden daha iyi bir yol olamaz. Eski bir NBA yıldızı olan Dumars, yöneticilik kariyerinin ilk yarısında hayli başarılıydı. 2004'te şampiyonluğa ulaşan Detroit Pistons, üst üste 6 yıl Doğu Konferansı'nda final oynama başarısını göstermişti. Her ne kadar Detroit'teki son 6 yılında çok kötü bir dönem geçirip kovulmak yerine istifa etmeyi seçmiş olan Dumars, birbirinden beter birçok karara imza atmıştı. Onu yalnızca Woj'un yazdığı Detroit Pistons köşesinden okuyan birinin bu berbat kararlardan haberi bile olmayabilirdi.

Detroit, lig sıralamasında hızla alt sıralara doğru düşerken Woj, yarım deste yıllık süreç boyunca önemli -ve önemsiz- birçok haber yazdı. Allen Iverson takası, Amir Johnson takası, Austin Daye'in Draft edilmesi, Ben Gordon ve Charlie Villenuva transferleri, Koç John Kuester'in göreve getirilmesi, Brandon Knight'ın Draft edilmesi, Lawrence Frank'in koçluğa getirilmesi, Tayshaun Prince ile yapılan sözleşme yenilemesi, Rodney Stuckey ile yeniden anlaşılması, Ben Gordon'un takas edilmesi, Josh Smith'le sözleşme imzalanması, Chauncey Billups, Brandon Jennings ve Josh Harrellson ile yapılan sözleşmeler, Koç Mo Cheeks'in kovulması… Wojnarowski bunları yazmakla meşgulken gözden kaçırdığı analizler vardı. 2008 ile 2012 arasında Wojnarowski, Dumars'ın Pistons'u hakkında tek bir negatif tenkit yazmamıştı. Üstelik takım tepeye oynayan bir takım hüviyetinden Play-Off çerçevesinin dışına doğru çakılmışken… Bu durum şöyle dursun, Wojnarowski Dumars'ı sempatik gösteren birçok şey yazmıştı. Bunlar arasında kolejde tutturduğu not ortalamasından tutun da 1980'lerde oyunculuk döneminde gösterdiği defansif yeteneklerine kadar birçok yazı vardı.

Wojnarowski'nin direnişi 2012'ye kadar sürdü. Pistons'ın dibe vuruşunu kaleme alan Woj, 'Pistons'ın yeniden yapılanmaya gittiğine dair' bir yazı yayınladı. Yazıda Dumars'ın süreçte aktif rol aldığı belirtildi ve ''Dumars ağır ve emin adımlarla Pistons'ı yeniden oluşturuyor'' denildi. Pistons, o sezon 29-53'lük derecesiyle Play-Off çerçevesinin 9 galibiyet gerisinde kaldı. Joe Dumars'ın Koç Lawrence Frank ile olan güçlü ilişkisine vurgu yapılmış ve bu ilişkinin, soyunma odasındaki iletişimi güçlendirdiği söylenmişti. Dumars, Frank'i 6 ay sonra kovdu.

NBA, duruma el koydu

2010'da NBA Yönetimi, Joe Dumars'ı 'lige ait gizli bilgileri medyaya sızdırmak' suçundan 500 bin dolar para cezasına çarptırdı. Bu rakam, NBA tarihinde bir yöneticiye verilen aleni cezalar içerisinde en büyük üçüncü ceza olarak yer aldı. Ancak NBA Yönetimi işin peşini bırakmadı. Ligin birçok sırrının medyaya sızdırıldığını tespit eden yönetim, aylar süren bir operasyonun düğmesine bastı. Bu operasyon kapsamında bazı bilgiler veya rakamlar, takımlara farklı olarak sunuldu ve medyada yer alış süreçlerine paralel olarak köstebekler tespit edilmeye başlandı. Bu yaklaşımın Dumars ile birlikte başka bir kulübün yöneticisini, Draft odaklı bir internet sitesine bilgi sızdırmak suçuyla 12 bin 500 dolarlık bir cezayla baş başa bıraktı. Dumars, Pistons ve NBA, olayı gizli tutmak maksadıyla herhangi bir açıklama yapmadı.

Aslında Woj'un Pistons ile ilgili yazdıklarının isabetli olduğu söylenebilir. Ancak diğer konularda yazdığı haberler genelde yanıltıcıydı ve zaman zaman hırçın yaklaşımlar içeriyordu. Genelde New York Knicks yönetimini, John Calipar'yi, Larry Brown'u, Kolej basketbolu antrenörlerini, Eski Oyuncular Birliği Direktörü Billy Hunter'ı, Menajetr David Falk'u ve Boston Celtics Genel Menajeri Danny Ainge'i eleştiriyordu. Ancak Woj, en ölümcül cephanesini yeryüzündeki en iyi oyuncu için saklamıştı: LeBron James.

Woj'un LeBron'la olan derdinin sonu yoktu. 'Topu takım arkadaşlarına atıp kritik anlarda sınıfta kalıyor' dedi, 2004 Olimpiyat Oyunları'nda 'Önce ben diyen bir oyunu benimsiyor' dedi, 'Topu yeterince istemiyor ve çok yumuşak' dedi, 'Yalaka lise arkadaşlarıyla fazla takılıyor' dedi, dedi de dedi… 2008 ve 2010 arasında James'in serbest kalışına ilişkin 10 yazı yazdı. Neredeyse ligdeki takımların dörtte birini potansiyel istikamet olarak gösterdi, hatta bir ara James'in, Dumars'ın Pistons'una katılacağını ifade eden absürt bir şey bile yazmıştı. LeBron'un ESPN'de canlı yayınlanan bir şova dönüştürdüğü 'The Decision' yayınına bir aydan az bir süre kala Miami'yi de potansiyel takım olarak gösteren Wojnarowski, bu yazısından sonra başka takımların adlarını anmaya da devam etmişti.

Wojnarowski, temas halinde olduğu kaynaklarının, LeBron'un belirli bir takımla imzalayacağı ya da imzalamayacağı ile alakalı söylediklerine bütünüyle güveniyordu. Ancak esas problem de burada başlıyor. Woj'un haberleri bolca şahsi fikir, tahmin ve spekülasyon içeriyordu ve tam olarak neyi işaret ettiğini söylemek neredeyse imkansızdı. Woj, ''Chicago halen en tepede, Cleveland ikinci sırada ve New Jersey de sürpriz bir kart oynamaya hazırlanıyor'' dediğinde LeBron'un Miami'yi seçmesine bir hafta vardı ve Wojnarowski'nin söylediklerinin herhangi bir kaynağa dayandırılmış bir bilgi, tahmin ya da iki kişi arasında bir şey olduğuna dair herhangi bir işaret yoktu. Bir yazar, Wojnarowski ve diğerleri hakkında şöyle diyecekti: ''Bu adamların çoğu, USA Today'den Sam (Amick), Yahoo'dan Marc (Spears) ve ESPN'deki Marc (Stein), düz haberler yazıyorlar. Kendi fikirleri olan bu haberler insanı çok da şaşırtmıyor.''

James'in Miami'yi seçmesinin üzerinden bir hafta geçmişti ki Woj, LeBron'un nasıl Miami'yi seçme aşamasına geldiğini ifade eden, kibir dolu, ağdalı, dört bin vuruşluk bir yazı yazdı. LeBron ile ilgili haberleri kötü kaynaklandırılmış, berbat haberlerdi, buna rağmen Woj kendi haberlerinin isabetli olduğunu ifade edecek küstahlığı göstermişti. Yalnızca iki anonim kaynaktan yapılmış alıntı ve James hakkındaki yanılgıları içeren bu yazının güvenilir bir tarafı yoktu. NBA Yazarı Ethan Sherwood Strauss, bunu çok iyi özetlemişti: ''Wojnarowski birçok şeyi ıskaladı ve şu an geriye dönük her şeyi bilen adam olduğunu mu iddia ediyor? Muhabirler durumları birçok kesin kaynağa dayandırabilmeli. Bir sapma payı her zaman vardır, ancak Adrian bu defa büyük bir patlak verdi.''

'LeBron'a ulaşamıyordu'

4 yıl sonra, Wojnarowski yeniden patlak verdi. Geçen Şubat ayında 'Cleveland nasıl yolunu kaybetti ve nasıl LeBron'u geri döndürme şansını yitirdi' diye bir yazı yazdı, 5 ay sonra da LeBron, Cleveland'a geri döndü.
Bir takım yetkilisi, Woj'un LeBron'a yaklaşma çabasını ''LeBron'un tüm ekibi ya da kendisi Wojnarowski'ye set mi çekmişti bilemiyorum ama Woj, LeBron'a ulaşmakta güçlük çekiyordu'' sözleriyle özetliyordu. LeBron James ve Adrian Wojnarowski arasındaki ilişkiye yakın bir başka kaynak, ''Adrian, LeBron ve ekibinden hiç kimseyle konuşmuyor. LeBron James ve etrafındakilerle ilgili bir haber yaptığı da yok'' diyecekti. Her iki isim de Wojnarowski'nin kişisel kariyerlerini mahvedeceği endişesiyle adlarını gizli tutmak şartıyla konuşmuşlardı.

Birçok medya kuruluşu, ismi belirtilmemiş kaynakların nasıl kullanılacaklarına dair titiz bir yol haritasını izler. Buna rağmen bu tip demeçler, NBA haberciliğinin başına iş açmayı sürdürüyor. ESPN, bu yüzden adsız bir kaynaktan alıntı yaparken 'burada kullanılan bilgiler her zaman müstakildir' şartı koşuyor ve ekliyor :'Bu, elbette subjektif bir kesinliktir.' Adı açıklanmayan NBA yöneticilerinin LeBron James'e 'riyakar' dedikleri yazıların ESPN'de yayınlandığını hatırlatıyorlar. Bu çalışma boyunca isimleri belirtilmeyen kişilerin röportajlarda söylediklerini kullanmamak adına çaba sarf ettim, ancak bunun neredeyse imkansız bir şey olduğunu gördüm. NBA'deki medya kültürü, isim gizliliğini, makul mazeretlerle olağan bir şey gibi görüyor.

Wojnarowski'yi diğer muhabirlerden farklı kılan ve onlardna daha fazla tepki çekmesini sağlayan şey, diğerlerinden farklı bir yazım şeklini benimsemiş olması. Onun en büyük rakibi konumundaki Marc Stein'in kaynakları da Stein'in büyük haberler patlatmalarına sıkça izin veriyor. İki muhabir arasındaki en büyük fark, Wojnarowski'nin ligin ve lig etrafındaki insanların sezgileri üzerindeki patlayıcı yetileri. Stein'in arşivi genelde haberlerden oluşur. Zira haberlere kendi görüşlerini nadiren katar. Woj'un Dumars'ı övmesi ya da LeBron James'i eleştirmesi gibi kişisel görüş ağırlıklı bir haber metninden ziyade, alınan istihbaratın uzun bir yazı ile kimden, nerede, nasıl alındığını ifade eden bir dizi sıkıcı yazı okursunuz.

'ESPN'e savaş açtı'

Wojnarowski, ESPN'deki geçmişinin aksine (belki de bu yüzden) spor medyasında büyük bir nefretle anılıyor. Bleacher Report'tan (aynı zamanda eski bir ESPN yazarı olan) Ric Bucher, ''Bazı menajerler ve yöneticiler, Woj'un ESPN'e karşı savaş açtığını söylüyor. ESPN'i yıkmak gibi, 'Cihad' olarak anılan bir misyonu var'' diyor. Woj da köşesinde ESPN'den sıkça alaycı ifadelerle söz ederek bu söylentiyi haklı çıkarıyor.

Wojnarowski'nin ESPN'le ilgili art niyeti, 2013'te utanç verici bir seviyeye ulaştı. Memphis Grizzlies, Rudy Gay'i Toronto Raptors'a takas ettiğinde Woj, Grizzlies yönetimini 'Çömezlerle dolu' diyerek eleştirecekti. Ancak gerçek cephanesini, Grizzlies Basketbol Operasyonları Sorumlusu (ve bir ESPN yazarı) John Hollinger için saklamıştı. Woj, Hollinger'la ''Bir yayıncı kuruluşta istatistikçi olarak çalışıyordu'' sözleriyle alay edecekti. Basketbol medyasının geneli ise Gay'in etkisiz bir oyuncu olduğunu ve onu takaslamanın klasik bir ihraç manevrası olduğunu düşünüyordu. Haklı da çıktılar. Memphis, takasın ardından en iyi sezonunu geçirdi. Gay ise 51 maça çıktıktan sonra Toronto'dan Sacramento'ya takas edildi.

Konuştuğum herkes, Wojnarowski'nin ESPN ile olan diyalogunu farklı benzetmelerle tanımladı. Kimisi Nike ile Adidas gibiler dedi, kimisi ise Hatfields ve McCoys ya da David ve Goliath gibi benzetmeler yaptı. Sports Illustrated'den Richard Deitsch, Woj'un haksızlığa uğramış biri gibi davrandığını belirterek ''Woj'a göre ESPN'de 25 kişi var ve 'Ben yalnızca Yahoo'dan bir kişiyim ve onları alt etmenin bir yolunu bulmalıyım' diye düşünüyor'' ifadelerini kullandı.

2011 NBA Finali devam ederken tüm basketbol medyası, seriyi takip etmek için Dallas'taydı. Maçlardan birinden sonra Hollinger, kiralık aracıyla otoparktan ayrılıyordu. Wojnarowski'ye yaklaştığında Hollinger camı açtı ve Woj'un da bulunduğu Yahoo ekibine doğru ''Az daha tüm Yahoo operasyonunu eziyordum''diye takıldı. Woj da cevap olarak ''Biz de mezardan bile seni tekmeliyor olurduk'' dedi. Bir başka ESPN yazarı, Woj'un aynı dönemde ESPN ile ilgili ''Sizin 75 kişilik kadronuz var. Her haberi patlatıyor olmanız gerekir. Ben şahsen benden çok buna odaklanırdım'' dediğini söyleyecekti.

Yahoo, 2012'de Wojnarowski'nin sözleşmesini yenilemek konusunda bir hata yaptı ve Woj kendini bir anda serbest kalmış bir yazar olarak buldu. Aynı dönemde ESPN'den Chris Sheridan ve Ric Bucher da ayrılmıştı. Bu süreçte ESPN'in Şef Editörü Rob King, Woj'u aradı ve taraflar 45 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Yüz yüze hiç görüşmeyen bu ikilinin görüşmesi, bununla sınırlı kaldı ve öteye geçemedi. King, daha sonra bu görüşme ile ilgili ''Standart iş operasyonları uygulaması olarak, Adrian ile sözleşmesi bittiğinde bir transfer görüşmesi gerçekleştirdik. Ancak biz işin arkasını takip edemeden menajeri bize Yahoo'da kaldığını söyledi. Yuvaya dönüş gibi bir ihtimali değerlendirmemişti'' diyecekti.

Bir diğer muhabir ise Woj'u şöyle anlatıyor: Önemli bir Play-Off maçı bitmişti. Bir bira içmek için otelin karşısındaki bara gittim ve Woj'u gördüm. Saat gece 1-1.30 gibi bir şeydi. Onu selamladım ve birlikte içeri yürüdük. Telefonunu kurcalayıp maçla ilgili farklı bir şeyler kovalamaya başladı. Henüz maçla ilgili bir şey yazmamıştı. Birçok yazar, maçla ilgili yazıyı göndermiş ve çoktan uyumuştu. Ancak Woj, gecenin o saatinde hala kendi haberini en iyi yapacak detayı arıyordu. Röportajlarında da sıkça söylediği bir şey vardı: ''Büyük yazarlığın sırrı, büyük muhabirliktir.''

Ancak yine de haber sızdırmak için objektifliğinizden feragat etmek, büyük muhabirlik değildir. Kilit bir konuya acımasızca saldırmak ve bunun hakkında doğruluk payı olmayan haberler yapmak büyük gazetecilik değil. Rakibinizden nefret etmek de keza. Ancak Wojnarowski, böyle düşünmüyor. Ve yanılıyor.

Kevin Draper,
New Republic

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler