NBA'de net bir sezon yarısı ya da devre arası gibi bir olgu olmasa da All-Star gelmeden ufak bir değerlendirme yapayım. 30 takımı da geniş bir yelpazede değerlendirip sezonun geri kalanı ile ilgili ufak tahminler yapmayı planlıyorum.
Batı Konferansı:
15) Phoneix Suns (15-29)
Suns, çok genç bir takım elbette Tyson Chandler ve PJ Tucker gibi veteranlar mental açıdan destek olsa da basketbol oynanılarak öğrenilen bir oyun. Dolayısıyla çok da yeterli olmayan kadroları bolca hata yapmaya müsait. Arada parlamaları yok değil, benim de evlat dediğim Devin Booker bazen muazzam işler çıkartsa da iş başı kesinlikle Eric Bledsoe'ya ait. Suns'ın en büyük iki sıkıntısı maç başına takım halinde 39.2 isabet bulurken bunların yarısından azı (18.3) asist ile geliyor. Ayrıca maç başına 112 sayıya yakın sayı yiyorlar bu felaket bir durum. Onlardan fazla sayı yiyen tek ekip Brooklyn Nets.
Suns'ın genel oyuncu verim grafiği bu şekilde. Bledsoe'nun kontratı bittiği an, yüksek meblağlar dışında, zincire vursanız burada durmayacağı kesin. Ayrıca 6.Adam olması gereken Brandon Knight'ın tamamen eriyip bittiğini dile getirsek yanlış olmaz kesinlikle. %39luk bir yüzde ile 11.9 sayı üretirken, çaylak sezonundan bile az, sadece 2.5 asist yapıyor Aldığı süre de 21 dakikanın biraz üzerinde. Bana kalırsa Suns'ın ona 4 yıl için 56M$ verecek olması Uzun bir süre daha lig diplerinde gezeceğini gösterir. Chandler ise en azından hücumda götürdüklerinin bir kısmını savunmada toparlayabiliyor hala. PJ Tucker ve Jared Dudley ikilisi ise hala görev adamı ve bu işi hakkıyla da yapıyor. Ek parantez: Elde patlayan iki draft Alex Len ve Dragan Bender (Bender kesin değil ama "Yeni Porzingis" sıfatıyla gelip tıkanması sıkıntı). Len rotasyona artık girdi diyebiliriz hücumu kısıtlı bir durumda olsa da, savunmada kapladığı alan ile iyi bir tehdit oluşturuyor. Bender ise kendini yansıtamadı , potansiyeli için yapılmış bir seçim ve hala zamanı var. TJ Warren ise sezonun şoku oldu diyebiliriz, muazzam bir oyun oynuyor kendi seviyesi için. Son kısmım Suns'ın yatırım yapması gereken adam, Devin Booker.
Sekizer maçlık aralar alınınca lige iyi veverimli başladığını görüyoruz. Sonraki maçlarda verimi düşmüş ve sabitlenmiş ama attığı sayı ortalamasını en azından sabit verimle arttırmış. Son 8 maçta ise delirmiş bir Booker var. Çok doğru ve verimli hücum etmesinin yanında, 25 sayıdan fazla ortalamayla oynadı. İlk grafikte gördüğümüz gibi hala eksileri fazla ama gelişiyor gözlerimizin önünde. Savunma eksiğini kapatırsa çekirdeğin parçalarından biri olması kuvvet ile muhtemel. Bu sezon Suns'ın yapması gereken de bu.
14) Dallas Mavericks (15-29)
Nicolas Burissino, AJ Hammons ve hatta Fenerbahçe'den gönderilen Pierre Jackson'un bile sakatlıkların sebebiyle forma şansı bulduğu rezalet durumların sebebi ile buraya geldiler. Tablonun daha acıklı tarafı Bogut ve Barea hala sakat… Ayrıca kadro da yeterli düzeyde değil aslında ama işinin ehli bir adam olan Rick Carlise sayesinde derli toplu bir oyun sergiliyorlar. Bu çekirdeğin başı hala ve hala Dirk Nowitzki'den başkası değil. Hücumunuzun ana hattı sakatlanırsa haliyle sayı atamazsınız. Ligin dibine demir atmış bir hücumları ve ribaund ortalamaları var. Sezon süprizleri arasında bu kadar katkı beklemediğimiz bir Harrison Barnes var. Tabir-i caizse finali Cavaliers'a azıcık satan bir performanstan sonra %47 ile 20.5 sayı doğrusu şaşırttı.
Bu grafiğe bakarsak Dallas açık ara birinci sırada. Grafik ise en çok gerileyen takımları gösteriyor. Burada tabii sakatlıkları da bir etken olarak gösterebiliriz. Wes Matthews'ın toparlaması ve geçenlerde son saniyede Bulls maçını alması galibiyet durumuna pozitif etken olarak gözükebilir (Gözüktü de, adam son saniyede maç aldı) %39 saha içi ve %34 üç sayı yüzdesi arttırılması gereken öğelerin başında geliyor. JJ Barea ise yedekleri sürüklemeye devam etmekle beraber, çok bir şey beklemediğim Dwight Powell ise defansın bel kemiği durumunda.
Şöyle bir karşılaştırma ile; savunma puan eki 41.64 olan Powell iyi bir savunmacı olan Turner'dan (46.32) 5 puandan daha az bir fark ile geride. Ek bir parantez ise Deron Williams.
Şöyle baktığımızda Deron'un lig genelinin üzerinde bir efektifliğe sahip olduğu gözüküyor.
Ve lig dibindeki Dallas için muazzam bir durum bu. 9.5 pasta bir asist yapıyor, takım arkadaşlarının yüzdesini civarında arttırıyor ve paslarının %45i asist oluyor. Ciddi rakamlar bunlar.
Dallasın içler acısı durumunu özetleyen bir grafik daha var. Sağ üst tarafta yazan iyi ofans ve iyi defans kısmında hiç bir oyuncu yok. Nowitzki sakatlık etkisinden kurtulup forma girince hücum gücü biraz daha artacaktır. Ayrıca bahsettiğim gibi Barnes'ın yüksek sayı katkısı verdiği iyi ve verimli hücum ettiği anlamına gelmiyor. Yani çok sayı çok fazla ofansif değer değildir. Powell'ın savunmada cidden iyi verim verdiği gözüküyor. Bunun yanında Salah Mejri de 2.18lik boyu sayesinde iyi iş yapıyor. Bogut'un iyileşmesi savunma performanslarını bir iki kademe yukarı çekecektir. Ayrıca Deron Williams'a birazcık daha dikkat çekmek istiyorum. Hiç bir zaman iyi savunmacı olmadı ve yaşı dolayısıyla yavaşlayan ayakları yüzünden iyice düştü. Fakat hala takımın en verimli hücum oyuncusu. Benim de oyun kurucu bölgesinde eksiği olan Cavs'e istediğim adamların başında geliyor. Matthews, Barea, Harris ve Seth Curry de gayet verimli işler yapıyor hücumda. Keza ara ara Justin Anderson da iş yapabiliyor. Eğer bir şekilde playoff yaparlarsa sezonun hikayesi olur.
13) Los Angeles Lakers (16-32)
Lakers'ın uzun geçen bir süreden sonra Kobe'siz ilk sezonu ve işler beklenildiği gibi gidiyor diyebilirim. Ana hedef tanking yaparken net bir sistem oturtabilmek ve uzun süreden sonra Lakers bana heyecan veriyor ve Lakers sweati ile bir Cavaliers'lı olarak dışarı çıkıyorum. Gerisini siz düşünün. Bu süre zarfında Randle, Russel, Nance Jr., Clarkson ve yeni franchise player adayı Ingram süre bulabildi. Geleceğini Ingram-D'Angelo-Randle çekirdeğine emanet eden bir Lakers takımı var. Doğru gidişattalar mı? Kesinlikle! Genç ve potansiyelli koç Walton nasıl ve ne oynatacağını yavaşça takıma aşılıyor ayrıca Deng ve Mozgov, Calderon ve Ron Artest özür diliyorum Metta World Peace (el alışkanlığı…) gibi abilik yapacak oyuncular da var. Lou Williams ve SWAGGY P Nick Young da cidden oduncu değil de oyuncu olduklarını hatırladılar özellikle de Young cidden iyi iş çıkartıyor Lakers adına.
Şu grafikte görüldüğü üzere iyi savunma yapan kısası yok denebilir Lakers için. Russel ofansını yavaşça oturtmaya ve liderliği eline almaya başladı. Ingram ise giderek gelişiyor. Vücudu hala tam hazır değil, fazla zayıf ama potansiyeli yüksek ve önü çok fazla açık; ayrıca uzunluğu sayesinde mükemmel bir savunmacı olma adayı. Clarkson kesinlikle ileri Lakers'ın ruhu ve kalbi olabilir, müthiş savaşçı ve yedekleri iyi taşıyor; tıpkı Lou Williams gibi; ayrıca Lou takımın sayı kralı 18 sayı ortalaması ile. Nick Young kafası oyunda iken cidden muazzam iş yapıyor. Zubac ve Larry Nance Jr rol oyuncusu olabilir ilerideki Lakers için. Ayrı parantez Julius Randle için, ben neredeyse tüm otoritelerin aksine ana oyuncu için Randle'ı aday gösteriyorum. Solak bir Draymond Green olma yolunda. Muazzam bir savunmacı olabilir, ki takımın şu anda en iyisi. Oyun kurabiliyor, ribaund alıyor, topu karşı potaya taşıyor. Tek sorun benim için şutu, ki onun da üstüne koydu daha da koyacaktır. Pivot oyunlarını da beğeniyorum. Genç olmasına rağmen pis işlerden de geri adım atmazken oyundan da kopmuyor. (Kanıt olarak Tyson Chandler'a verdiği ibretlik ayarı izleyebilirsiniz) Ben Coach Walton önderliğinde Lakers'ın ait olduğu yere yükseleceğini düşünüyorum, sadece biraz daha zaman. Bu sene gençleri NBA'e ısıtıp, güzel yerden bir pick kapıp, sistemi büyük oranda oturtup son olarak serbest oyuncu piyasasından yıldız kovalamak takımın bu seneki amacı olmalı.
12) Minesotta Timberwolves (16-28)
Genç kurtlar, cidden o çekirdek yapısına bence kavuştu. Hatta sakatlık ne kadar iyidir tartışılır fakat Nikola Pekovic'in sakatlığı Towns'un önünü açtı. Ayrıca hiçbir NBA takipçisi Wolves'un düz bir çizgi ile yükselmesini ummadı. En azından mantıklı olanları. Fakat kimse geçen seneden daha kötü olmalarını beklemedi. Tom Thibodeau gibi muhteşem bir savunma dehası bir koç yönetimindeki felaket ötesi savunma tablosunu da bana kimse açıklayamaz. Şöyle bir örnek de verirsek: Wiggins NBA'de bu sezon en kötü ikinci savunmacı. Ondan kötü tek isim 175 boyundaki Isiaiah Thomas.
Andrew Wiggins'in yanında savunması deliler gibi eleştirilen James Harden yanında Kahwi Leonard gibi kalıyor. Bu cidden kabul edilemez.
Büyük süper yıldız adayı olan Andrew Wiggins ciddi anlamda takımın en verimsiz oyuncusu olarak duruyor. Keza yine önemli parçalardan Zach LaVine hücumda verimli olsa da, savunmada Wiggins'ten aşağı kalır yanı yok. Bütün bu eleştirilere rağmen Wiggins hala muazzam yüksek bir potansiyele sahip. Ayrıca 21.7 sayı ortalaması var. LaVine ise 19.8 sayı atıyor maç başına. Takımın gerçek sahibi Karl-Anthony Towns cidden harika bir oyun oynuyor. Takımın ise en iyisi kesinlikle. 22 sayı 12 ribaund 1.5 blok civarı rakamları var ve dev bir pivot olmasına rağmen de %31 gibi azımsanmayacak bir yüzdeyle üçlük ve %82 ile de serbest atış isabet oranı var. Dieng savunmada cidden iyi katkı veriyor. Shabazz Muhammad ve Bjelica yedekten az çok katkı veren oyuncular arasında. Ricky Rubio ise keskin bir düşüş yaşıyor bu sene. Koç Thibbs'in ciddi anlamda sahadaki kararlarını kısıtlaması onu mutsuz ediyor ve sahadaki rahatsız duruşu ciddi anlamda göze çarpıyor. Takas istemesi söz konusu. Çaylak Kris Dunn evlat dediğim ve sevdiğim bir oyuncu, fakat beklenenden ciddi anlamda uzak bu da oyun kurucu rotasyonunu ciddi anlamda çökertiyor.
Rezalet 3. çeyrek performansları ise ilk yarıda 10 ya da daha fazla farka ulaştıkları 10 maçı kaybetmelerini açıklıyor. Bu da kabul edilemeyecek bir durum. Bu grafikte ise ilk yarıda rakiplerine 8 sayı fark atan Minesotta'nın ikincisinde 14 sayı fark yediğini görüyoruz. 3. Çeyrek performansını özetleyen ufak bir grafik.
20 sayı üzeri atan oyuncularda ise lig verimi ortalaması %55-56 civarında fakat Wiggins %52nin biraz üzerinde bu verimsizliği açıklıyor. Bir diğer Minesotta'lı oyuncu Towns da çok verimli hücum edenler arasında değil ama en azından lig genelinin üzerinde. Bu sene Thibbs ve Timberwolves cidden sınıfta kaldı. Kaybetmeye devam edip iyi bir draft hakkı alıp eldeki yetenek düzeyini arttırabilirler, çöpe giden bu sezonda ise koçun takıma kendini alıştırması ve takımında koça kendini göstermesi lazım. Hala ciddi anlamda gelecekleri parlak.
11) Sacramento Kings (17-27)
Sevseniz de sevmeseniz de onun umrunda değil o kendini seviyor. Bu düşünce kesinlikle All-Star'da kendine oy atıp, nedeni sorulduğunda kendimi seviyorum şeklinde cevap veren DeMarcus Cousins'tan başkası değil. Sevmeseniz de rezalet bir takımla yaptıklarına saygı duymalısınız. Rezalet bir takım demişken, hemen görselle durumu netleştirelim.
Cidden Boogie'nin yalnızlığı göze fazlasıyla çarpıyor. Nadir destekçilerinden Rudy Gay ise sezonu kapattı. Darren Collison yardımcı olmaya çalışıyor fakat yeterli değil. Garret Temple, Aaron Afallo, Matt Barnes ve alkol problemlerinden uzaktayken Ty Lawson elle tutulur katkı veren isimler. Buna rağmen playoff potasından sadece 2.5 maç gerideler. Orada gördüğünüz yalnız adam Cousins'ın katkısı çok büyük. Portland maçında 55 sayı atıp kariyer rekoru kırarken maçtan atılıp üstüne kendini bir şekilde geri aldırdı. Kings bana kalırsa son dönemlerin en felaket yönetilen takımı, ayrıca Cousins'ın bu sene kontratı bitiyor, burada kalacağını zannetmem çok deli paralar dökülmezse eğer. Mükemmel draft karneleri var Kings'in McLemore, Papagiannis, Skal Labissiere, Cauley-Stein hepsi lotarya seçimi. Peki, katkı veren isimler arasında saydığımı ben hatırlamıyorum, ya siz? Kings, Boogie'yi kaybederse paraşütsüz serbest düşer; bu sezon için ise Boogie = Kings denklemini bırakıyorum.
10) New Orleans Pelicans (18-27)
New Orleans ciddi anlamda benim gibi düşünen çoğu NBA sever tarafından baya küfür yemiştir. İlk iki maçında 95 sayı 32 ribaund 7 top çalma 6 blok gibi dudak uçuklatıcı rakamlar yakalayan Anthony Davis, yanındaki takım yüzünden iki maçı da vermişti. Bu süreç 8 maç devam etti. İlk 8 maçını kaybeden bir Pelicans var. Bütün bunlara rağmen Pelicans play-off'un 2 maç gerisinde sadece. Davis yardım bulmaya başladığında takımı yukarı taşımaya da başladı.
Davis'in de Cousins gibi yalnız başına kaldığını ve yardım istediğini gayet görebiliyoruz. Tyreke Evans ve Jrue Holiday sakat olmadıkları zamanlarda gayet iyi katkı verdiler. Terrence Jones hücumda verimsiz de olsa çift haneli skor üretebiliyor. Ayrıca yeni gelen Donetas Montejunas da bir şeyler başarabilir. Moore, Galloway ve Tim Frazier da katkı hücumda yapabilecek isimlerden bir kaçı. Lance Stephenson kumarı tutmayan Pelicans, en azından kapanmayacak yaralar almadı. Stephenson, zamanında Indiana ile LeBron'un Miami hanedanına kök söktüren oyuncuların başında geliiyordu. Şimdi ise NBA için pek şansı olduğunu söylemek çok güç. Buddy Hield ise NBA'e en hazır gelen çaylaklardan. Temiz bir şutör ve basketbolun yöneldiği devirde iyi işler yapacağı düşünülüyordu. Fakat düşüncede kaldı. Yetersiz Pelicans kadrosunda bile bu sezon çok fazla öne çıkamadı ve %37 gibi onun için düşük bir yüzde ile yay gerisinden hücum ediyor. Verimini arttırmalı.
Davis, ciddi anlamda ligi sürklase ediyor ve bu da güzel bir kanıt. 29 sayı civarında atarken lig genel üzerinde bir verimle oynuyor; bunu tek hücum opsiyonu olduğu topların çoğunluğunu kullandığı bir takımda yapması da cabası. Pelicans için gelecek cidden belirsiz çünkü yüklü bir maaş alan Davis var. İyi haber Davis takaslanmazsa 5 sene daha burada, kötü haber yanına sağlam adam gelme ihtimali pek yok. LeBron'un Miami hanedanı gibi o da bir hanedan kuracak mı göreceğiz. Bu sene için; Davis'e bir şey olmazsa ve yan parçalar belli bir seviyede katkı verirse Pelicans Play-Off kovalamaya devam eder.
9) Portland Trail Blazers (19-27)
Kendi çevremden dahi, "Lillard Batı 3.'sü yapacak takımı MVP olacak." iddiaları duydum, süre geçtikçe sesleri kesildi tabii çünkü bu imkansız bir olaydı. Tamam lige iyi girmiş olabilirler ama sezon 82 maç. Kötü giren Pelicans ile çok yakın dereceye sahipler ve daha ligin yarısındayız. NBA dendiğinde bu kadar ucu açık tahminler riskli olabiliyor. Lillard cidden iyi bir hücumcu yanındaki McCollum da keza öyle fakat bu savunmayla kevgire dönmeleri beklenirdi ki, döndüler de. En iyi dış savunucuları Al-Faruq Aminu da sakatlık sebebiyle olmayınca bu vasat savunma tekrar ortaya çıktı. Geçen sene kalburüstü savunmalarıyla yükselmişlerdi fakat bu sene evdeki hesap çarşıya uymadı. Bu sene geri gitmeleri başlarını biraz derde soktu. Bu sezonu görselleştirirsek:
Lillard ve McCollum takımın en önemli iki hücum silahı savunmada en rezalet ikili durumunda. Yüksek kontratlar verilen Evan Turner ve Allen Crabbe'de çok iyi oyunlar sergilemiyorlar, iki tarafta da verimsizler. Savunmayı toparlayabilecek Festus Ezeli'nin ise sezonu kapatması birazcık trajik oldu. Bu açıkları Mason Plumlee, Aminu ve Ed Davis bir parça toparlamaya çalışıyor, ancak prime Mutombo ve prime Pippen anca kurtarır bu savunmayı. Mariuce Harkless hücumda işe yarayan ellerden biri Lillard ve McCollum pas attıkça (Biraz sonra değineceğim) şut kullanmasına rağmen 11 sayı gibi bir ortalaması var Mason Plumlee de 10.9 sayı ile oynuyor. Crabbe'nin 10.4 sayısı ve Evan Turner'ın 9.7 sayısı o devasa kontratlar için fazla yetersiz.
McCollum ve Lillard'ın ciddi anlamda fazlaca birebir kullandığını söyleyebiliriz. Diğerlerini oyuna katmak konusunda çok da hevesli değiller bana kalırsa. Fakat etkililer ama başarı yüzdelerine bakarsak MVP (!) Lillard'ın bir adım geride olduğu anlaşılıyor. Şu grafikte ise:
CJ McCollum ciddi anlamda kritik durumlarda öne çıkıyor. Lillard DeRozan'ın arkasında çok kullanıp az efektif olan oyuncular arasında efektif sayılanlardan biri. McCollum ise çok kullanmasına rağmen efektif de kullanan bir oyuncu. Acaba kendi takımında net en değerli oyuncu olmayan Lillard nasıl lig MVP'si olacak merak ettim doğrusu. Bu arada Lillard haterı da değilimdir, hatta duvarımda resmi olan oyunculardan birisi. Bu oyuncunun overrated olmasına birazcık tahammül edemedim, istatistikleri döktüm diyebilirim. Amacımızdan sapmadan şöyle söyleyebilirim; Portland Play-Off mücadelesinin içinde son sıradaki Nuggets'ın tam ensesinde. Geçme olasılıkları da yok değil elbette. Fakat olası bir Warriors ya da Spurs eşleşmesinde savunma zaaflarını kullanacak Curry, Durant, Leonard ve Aldridge gibi yıldızlar hazır bekliyor olacaktır.
8)Denver Nuggets (18-25)
5 yıldan sonra belki de Denver için playoff takımı diyebiliriz fakat ensesinde onu kovalayan çok fazla takım var. Yine de bu yarışı aksilik olmazsa lig sonuna kadar sürdürecektir. Cidden ilginç işlere imza attığını söyleyebilirim. Sezon önü kısmını birazcık lig içine de taşıdılar şeklinde bir yorum yapılabilir. Takımın merkezine kimin geçeceği her takımda az çok belliyken Denver bunu çok geç fark etti. En azından geçen sene Mudiay'ın bu rolü üstlenemeyeceğini öğrendiler. Gallinari ise merkezden çok tamamlayıcı rolde oynamalı. İlk önce bu sezon, Nurkic-Jokic ikilisini kullandılar. Ardından Jokic'ten vazgeçildi. Bir süredir Nurkic'ten vazgeçmiş halde oynadılar. Şu an ise ana merkez Nikola Jokic onu da Jusuf Nurkic yedekliyor. Kenneth Farried'i ne için kullandıklarını ben de henüz çözemedim, fakat Jokic ciddi anlamda Nuggets'ı basketbol oynatmaya başladı diyebiliriz. Hala bir ritim tutturmuş değiller fakat sezon başından çok daha iyiler. Biraz daha derine inelim.
Şu grafiği değerlendirirsek Denver'ın büyük bir guard sorunu var cümlesi güzel bir argüman olabilir. Ciddi anlamda geniş bir bolluk var o bölgede ama net bir seçim ve o seçimden gelen katkı da yok. PG pozisyonunda oyun kurma kısmı hala tam oturmamış ve top kaybı yapmaya meyilli bir oyuncu Emmanuel Mudiay var. Mudiay cidden sevdiğim bir oyuncu fakat hala asist ve top kaybı dengesi ciddi anlamda bozuk. Şutunun da çok iyi olduğunu söylemem güç. %31den hallice yüzdeyle üçlük atıyor, 4.2 asist yaparken 2.6 top kaybı. Bu birazcık sorun. Onun yedeği olan adam 34 yaşındaki Jameer Nelson. Yaşından dolayı yavaşlaması ve atletikliğini kaybetmesi onun için büyük bir sorun savunmada ama hala mental açıdan Mudiay'e destek olabilir çünkü Mudiay'in tavanu geniş ciddi anlamda. Ayrıca takımın asist lideri 4.5 asist ile. SG pozisyonunda tam prospect havasında olan Malik Beasley ve Jamal
Murray var. Murray 19 dakikaya 7.7 şut ve 8 sayı sığdırabiliyor, Beasley ise çok fazla süre almadı. O bölgeleri genellikle Will Barton ve Gary Harris dolduruyor. Savunma kısmını çok önemsemeseler de hücumda verimliler, ikili ortalama 25-26 sayı civarında katkı veriyor, 5.9 asist ile de Mudiay'in kur(a)madığı oyunu kuruyorlar. Bu kadar oyun kurma kısmını eleştirmeme rağmen Nuggets asist sıralamasına lig 6.sı sebepleri biraz da herkesin asist yapması gördüğünüz üzere. Gallinari cidden tamamlayıcılık anlamında iyi skorer yönü hala yerinde 16.9 ile sayı kralı Wilson Chandler da hala sabit katkılara muazzam bir şekilde devam ediyor 16.2 sayı atıyor maç başına. Farried ise bu varlığı ve yokluğu arasında pozitif katkı veriyor. The Manimal 22 dakikada 9.5 sayı 8 ribaund 1 blok civarı ortalamayla oynuyor. Takımın enerji deposu denebilir. Jusuf Nurkic ise rolünü bulana kadar, savunmada pozitif işler yaptı verimli olmasa da elle tutulur bir hücum katkısı da verdi. Bu takımın yıldızına gelelim Nikola Jokic. Adını bolca duyacağız gibi geliyor, henüz 1000 dakika bulmamasına rağmen, 128.9 ile ofansif değer olarak lig birincisi. 15 sayı 8 ribaund 4 asist civarında ortalamalarla oynuyor ve cidden muazzam. Ama etkisi bunlarla sınırlı da değil.
Şu iki grafiğe biraz dil dökelim. İlk grafiğe bakarsak en iyi pasörler arasında diyebiliriz Jokic için. Curry'den 18-20 cm uzun olmasında rağmen verdikleri pasların asist olma oranları birbirine çok yakın, ve hatırlatayım Curry'nin yanında Klay, Durant,Green gibi 3 süperstar daha var. İkinci grafik ise şunu anlatıyor. Jokic'in 10-11 pasından biri asiste dönüşüyor ve oynarken takım arkadaşlarının yüzdesi civarında artıyor. Kısacası net paslar bunlar. Paul ve LeBron gibi muazzam oyun görüşlü iki adam 6-7 pasta bir asist yapıyor fakat Paul James %5 yükseliş katkısı sağlıyor.
Şu grafiğe de bakarsak Myles Turner'ın öne çıkmaya başladığını görebiliriz. Porzingis New York havasından etkilenip hücum kısmına daha fazla önem verip birazcık savunmayı boşlamış, toparlar. Towns geçen senenin üstüne müthiş bir hücum eklemesi yapmış. Jokic, biraz savunmasını eksiltip hücum gücünü Towns'un dahi üzerine çıkartmış. Pekala bu adam Porzingis-Towns karşılaştırmalarında hala neden yok? Denver bu yapılanmayı daha önceden keşfetseydi, daha yukarılarda olabilirdi. Play-Off hala uzak değil, doğru yönetilirlerse bir gelecek takımı olma şansları da duruyor önlerinde.
7) Memphis Grizzlies (26-20)
First Team All-Defense parolasıyla bir sezona daha giriş yapan Memphis bu sezon da o konuda cidden ligin en iyilerinden. Warriors'u 24 sayıdan geri gelerek nasıl yendiler? Savunmaları ile kesinlikle. Conley-Randolph-Allen üçlüsü bir kaç sakatlık yaşadılarsa da takım sarsılmadan bir şekilde ilerlemeye devam etti. Son topa kadar kan-ter savaşan bir takım ve ligin en sert savunmalarından birine sahipler. Ligde en iyi savunma reytingi olan 4 takımdan biri Grizzlies. 5 sayı ve altında biten maçlarda lig birincisi durumundalar, cidden yakın geçen bir maç oynuyorsanız Memphis karşısında çok heveslenmeyin derim. Koç David Fizdale artık daha modern, hızlı ve şuta dayalı bir basketbol oynatıyor. Buna en güzel kanıtlar Conley'in neredeyse 6 üçlük denemesi ve Gasol'ün tüm kariyerinden 2.5 katı daha fazla üçlüğü daha bu sezonun ortasında denemesi. Ayrıca Gasol %38 gibi inanılmaz bir yüzde ile atıyor. Beal, Isaiah Thomas ve Love gibi isimlerden daha yüzdeli demek oluyor bu. Bütün bu ofansif gelişmelerinin yanında mücadelelerinden, sertliklerinden asla taviz vermediler. Yine ortada bir top olsa ilk atlayan oyuncular Memphis formalılar olacaktır.
Dikkat çeken kısım "good defense" kısmında çok fazla oyuncunun bulunduğunu görebiliriz elbette. Takımın savunma liderleri JaMychal Green, Tony Allen ve Marc Gasol. Verimli savunma yapan bir çok oyuncusu var yine de James Ennis ve 40 yaşındaki yürüyen Hall Of Famer Vince Carter. Carter'ın hala rol oyuncusu olarak bile görev yapmasının iş ahlakıyla doğru orantılı olduğunu söylemek yalan olmaz, her takımın görmek istediği bir veteran kesinlikle. 8 sayı ve %35 üçlükle oynuyor bu sene. Tony Allen ve JaMychal Green efektif olmasa da müthiş savunmalarının yanında somut bir hücum katkısı veriyor bu ikili maç başına 20ye yakın sayı atıyor diyebiliriz. Zach Randolph bu sene cidden muazzam bir fedakarlık yaparak benchin yolunu tuttu, küsmedi hatta ve hatta annesini Şükran Günü'nde kaybettikten sonra bile sahaya çıktı görevini yaptı. Müthiş karakterli bir oyuncu, efektif değil eskisi kadar özellikle de savunmada ama takımın en skorer 3. oyuncusu 13.8 sayı-8.2 ribaund ve bu adam 39 yaşında. Böyle devam Z-Bo! Elim yazmaya varmıyor fakat Chanlder Parsons'un rezalet düşüşünü de yazmak zorundayım. Houston'da iyi 3 sezon geçirdikten sonra yeni kontrat ile sıçrama beklenirken giderek geriye gitti ve bu sezon faul yüzdesi hariç her alanda kariyerinin en rezalet senesi. Bu sene dahil 4 yıl için daha 94M$ kazanacak. 19 maçta görev alabildi bu sezon 20 dakikadan daha az tahammül edildi, 6.6 sayı %36 saha içi %24 üçlük yüzdesi. Kendine gelmesi halinde Grizzlies sıçrama yapar. Troy Daniels bile 9.5 sayı ve %39 sayı ile pozitif bir katkı veriyorken cidden sorun. Hücumun en kilit isimlerinden biri Conley, bu sezon devasa bir kontrat aldı 5 yıl 140M$. NBA'de şanssızlıklar yüzünden All-Star seçilmemiş en iyi oyuncu kesinlikle, All-Star seviyesinde de basketbol oynadığını es geçmiyorum. 18.9 sayı ve 6.2 asist ortalamaları var, yazının başında bahsettiğim fazladan kullandığı dış şutları da %40 gibi mükemmel bir yüzde ile kullanıyor.
Net pas verebilen isimlerden birisi Mike Conley, verdiği pasların %34'ü asist olarak geri dönüyor. Grafikte arkasında olduğu isimler bana göre şu anın en iyi iki oyun kuran ismi Chris Paul ve LeBron James. Önemli bir etken bu. Marc Gasol ise bu takımın en önemli oyuncusu diyebiliriz. Yuvarlarsak 20 sayı 6 ribaund 4.5 asist 1 top çalma ve 1.5 blok gibi rakamları var, sahanın her yerine katkı veriyor. Rakamlara yansımayan harika bir verimi var. Her şeyden iyi düzeyde yapıyor bu önemli. MVP kalibresinde oyunculardan biri. Memhpis bu sezon Parsons'u kazanırsa seviye atlar. Bu haliyle de Play-Off yapacaktır.
6)Oklahoma City Thunder (26-19)
Modern basketbolun en saçma olaylarından birini günümüzde yaşıyoruz. Bir kaç sene sonra herhalde "Abi bu Westbrook neler yapıyordu?" diye birbirimize soracağız. Takımın çoğu da seyirciler gibi Westbrook'u izlemeyi tercih ediyorlar. O da şu anın en imkansız işi olarak bir takımı tek başına üst sıralara sokmaya çalışıyor. Russ ciddi anlamda psikopata bağladı, bu saçmalıkların ve kaosun arasında ise takım az çok bir şeyler yapmayı keşfetti. Oladipo boş alanlara cutlara Enes Kanter ve Steven Adams da ribaund ve pota altı sayılarına başladı. Bu kaosta ise Westbrook yapacağının en iyisini yapıp yararlı olmaya çalışıyor.
Westbrook ve takım arkadaşları arasında o kadar bir fark var ki grafik bile şu şekilde düzensiz bir hal aldı. Ofansif sağlam ve efektif bir katkı aldığını söylemek güç olur. 30.6 sayı 10.6 ribaund 10.4 asist ortalamalarıyla oynadığını düşünürsek takımın 50den fazla sayısına doğrudan bir katkı yapıyor. Fakat savunmada net istekli değil, bunu iddia etmek güç. Biraz istatistik kasıyor gibi bir havası var West'in. Asist için bazen pasları fazla zorluyor, bunun yanında tüm yük üzerinde 5.5 top kaybediyor maç başına bu sebeplerden ötürü. Çok fazla şut kullanıyor, bazen de yanlış seçimler yapabiliyor haliyle. %43 ile maç başına 23 şut kullanıyor, ayrıca %32 ile de maç başına 6 üçlük deniyor. Bu kadar yüke rağmen yine de iyi yüzdeler. West'i en eleştirdiğim konu kesinlikle ribaund olayı. Triple-Double için, belki de erken hücum için savunma yerinden veya savunduğu adamdan vazgeçip ribaund kovalıyor. Uzun vadede takıma zarar veren bir alışkanlık bu. Fakat takım Russ'la yaşayıp Russ'la öldüğünden bu olay çok fark etmiyor. Savunmada Adams-Grant-Roberson katkı veriyor. Hücum kısmında ise net efektifliği olmasa da Oladipo %45le 16 sayı atıyor. Adams 12 sayı 7.5 ribaundluk katkı veriyor. Enes Kanter savunmadaki en kötü isimlerden biri ama yine de hücum açısından iyi ve efektif. 15 sayı 7 ribaunda yakın ortalamaları var.
İkili oyunlarda Adams ile benzer düzeyde hücum fırsatı buluyorlar, bitirme oranı ise iki katı fazla Adams'a göre. Westbrook'un yanındaki tek iyi hücum silahı Kanter olabilir.
Biraz daha Westbrook konuşursak, kaldır at üçlükleri Lillard ve Curry düzeyinde kullanıyor. Şu ana kadar 200 kadar kullanmış diyebiliriz. İşin garip yanı ise Curry'den daha yüzdeli atıyor az da olsa. Bu cidden garip bir durum.
NBA'in en iyi izolasyon yani birebir oyun skorerleri. Westbrook en çok kullanan 2.ci oyuncu ve etkili denedebilir. Her oyunu başına 0.85-0.87 sayı bulabiliyor ve geneli 2 sayılık oyunlar dersek. Başarılı sayılabilir.
Oklahoma'nın deplasman karnesinin biraz sorunlu olduğunu görebiliyoruz. Deplasmanda 4 maç fazla kaybetmiş ve evinde ise 6 maç fazla kazanmış. Birazcık dengesiz bir durum bu.
Şu olay da sanırım performans ile doğru orantılı.
Westbrook deplasmanda düştüğünde OKC de düşüyor. Sezonun özeti gibi, bu sezon Westbrook ne yaparsa Thunder da onu yapacaktır.
5) Utah Jazz (29-16)
Utah, sakatlıklardan çok fazla çekti. Hayward, Hill, Exum, Favors ve Hood gibi rotasyonda önemli süre alan adamlar sakatlandı. Buna rağmen ligin en iyi 5 pivotundan biri haline dönüşen Rudy Gobert Jazz'ın peri masalına devam etmesini sağlıyor. Ligin en iyi savunmasına sahipler bana kalırsa. İyi dış savunmalarının yanı sıra Gobert muhteşem bir detay. Pota altını görüp görebileceğiniz en korkunç kabuslardan daha karanlık hale getirdi. Ligin blok kralı 2.5 blok ile ve çoğu oyuncuyu da caydırmayı başarıyor. Bu sakatlıklar nedeniyle; ritim tutturma kısmı sekteye uğradı ya da alışkanlık kazanamadılar. Fakat Gobert ciddi anlamda takımın en kritik oyuncularından birine dönüştü ve takımın olduğu yere bakarsak kattıkları götürdüklerinden haliyle fazla.
Takımın genel verim durumu bu. Hayward yavaş yavaş bir superstar olacak mı soruları ufaktan sorulmaya başlanabilir. Zira Gobert ile takımın ana parçası. Hayward 22.2 sayı ve 5.7 ribaundla cidden somut ve faydalı bir hücum oyuncusu, yanında %40 denebilecek bir yüzde ile üçlük atması da cabası elbette. Fazla maç kaçıran isimlerden George Hill ise sakatlıklardan etkilenmiş gibi gözükmüyor. Net faydalı bir savunması olmasa da cidden iyi bir hücum katkısı var, 18 sayı 4 asist %45 üçlük daha ne istenebilir ki? Yeni sakatlanan Hood, yüksek verimle olmasa da 14 sayı ile oynuyordu, dönüşündeki katkısı önemli. Favors ofansif olarak iyi katkı vermese de savunmada cidden iyi. Verimsiz hücumuna rağmen 9 sayı 6 ribaund ile oynuyor, elbette kağıda yansımayan işleri de var. Diaw, Exum, Ingles, Lyles, Joe Johnson ve Shelvin Mack ciddi anlamda katkı veriyor. İyi bir benche sahipler, Ingles cidden çok yararlı. Genç ve veteranların harmanlandığı iyi bir kadro var. Ama asıl konu kesinlikle Rudy Gobert.
Sol ve üste gidildikçe sırasıyla iyi çember savunması ve iyi hücum efektifliği artıyor. Tahmin edin sol üst köşede kim var. %68 True Shooting ve rakipleri üzerinden %42 ile atıyor. Bir pota altından daha ne isteyebilirsiniz ki?
Tabii siz daha fazlasını istemeyebilirsiniz, fakat Rudy daha fazlasını vermeye hazır. Rudy Gobert bu sene NBA'i kasıp kavuran Joel Embiid kadar ikili oyun pozisyonu bulmuş. İnanılması güç kısmı 4 KATI KADAR daha fazla bitirmiş. Uzun kolları ve boyunu sadece savunmada kullanmıyor anlaşılan. Pick and Roll oyunlarında sezonun en verimli uzunu olabilir. Ayrıca Cousins ve Davis'in ardından bu senenin en iyi 3. pivotu da diyebilirim. Utah'ın önünde ne var dersek, Clippers belki de Rockets. Clippers'ın sakatlıklarla boğuştuğu
bu sırada geçse iyi olur. Bu senenin heyecan verici takımları arasındalar. Eğer sertlikten ve sağlam savunma izlemekten hoşlanıyorsanız Utah Jazz buna aday.
4) Los Angeles Clippers (30-17)
Los Angeles'ın diğer ekibi ciddi anlamda ligdeki en sorunlu ekip olabilir. Basketbol ve sporu geçtim, normal iş hayatınızda olmaması gereken bir durumdan muzdaripler. Koskoca şampiyonluk adayı bir takımın B Planı yok yani, bu takımda kilit rollerden biri (Paul-Griffin) sakatlandığında takım gidişatı tepe taklak dönüyor. Hemen örneklendirelim.
Takımın kilit isimlerinden birisi Chris Paul ve onun yokluğunda takımın düştüğü durumu görüyoruz. Ciddi anlamda basketbol kaliteleri düşüyor. B planlarının olmaması olaylarına net bir kanıt. CP3, NBA'de unutulan sanatlardan birinin son ve en iyi temsilcilerimden. Oldschool, top elinde olan ve takımı tamamen kendisi yöneten bir oyuncu Paul. Bu adamın eksikliği ciddi anlamda göze çarpıyor. Paul takımın verimini arttırmasının yanında gerektiğinde kendisim de verimli bir şekilde skor üretiyor. Savunma kısmına gelirsek, Paul müthiş bir top baskısı uyguluyor. Maç başına 2.2 top çalıyor ve lig lideri. Arkasında ise caydırıcı bir uzun DeAndre Jordan var, bu ikili oyunun savunmada temelini oluşturuyor. Mbah A Moute ise yıldız oyunculara birebir yapışan adam görevinde.
Tekrar tekrar karşımıza çıkacak olan bu grafiğe bakarsak, CP3'nin Özgürlük Heykeli gibi tek başına inanılması güç bir konumda dikildiğini görebiliriz. 7 pasından biri asist ve takımın saha içi yüzdesini arttırıyor. Hücumu ciddi anlamda kısıtlı olan Mbah A Moute, potayla arasındaki mesafe yarım metreyi geçtiğinde hücum katkısı sıfırlanan DeAndre Jordan ve topsuz koşuları ciddi anlamda iyi yapan ama oyunun geri kalanında olmayan olağan üstü şutör JJ Redick gibi oyunculara hazırlıyor. Burada es geçmek istemediğim bir detay daha var Griffin de 12 pasta bir asist yapsa da Paul kadar efektif asistleri var. Geneli Jordan ile oynadığı alley-oop ile biten hücumlar ve ciddi anlamda net basket.
Chris Paul ayrıca ciddi anlamda çok verimli bir izolasyon skoreri genellikle 2lik atışlar kullanmasına rağmen yüksek isabet buluyor. Bunun en temel sebepleri arasında Paul'e yardım getirilmemesi. Keskin oyun görüşü ve pas yetenekleri harika oyun zekasıyla birleştiğinde savunmayı çaresiz bırakacak kombinasyonlara sebep oluyor. Ayrıca az ve öz üçlük de kullandığını belirtelim. 120 civarı Pull-Up şutta %38 isabet bulmuş, normal üçlük yüzdesi de %40 civarında verimini bozmayan bir Paul var.
Takımın genel görünümü bu şekilde Jordan takımın savunmada kalesi, 12 sayısının yanında 14 ribaund ve 2 bloğu var. Fakat Paul'ün yarattığı pozisyonları fazlasıyla özleyecektir. Griffin sakatlanana kadar cidden iyi bir oyun oynuyordu 21 sayı 9 ribaund 5 asist sayılarıyla
mücadele ederken olgunlaşmıştı ciddi anlamda. Orta mesafe şutu bir tehdit haline gelirken, top hakimiyeti ve oyun görüşünü de yükseltmişti. Paul 17.5 sayı 10 9.7 asist ile oynuyor fakat onun da dönmesi Mart ayını bulacaktır. JJ Redick %43 üçlük ile 15.5 sayı üretiyor o da Paul'ün hazırladığı pozisyonları özleyecektir. Austin Rivers dengesizliğine rağmen %40 üçlük ile 11.7 sayı üretiyor. Sorunlu benchin bu alanda lideri. Marreese Speights ve Jamal Crawford benchten ayrı şekilde kendi oyunlarına bakarak iş yapmaya çalşıyorlar. Crawford verimsiz de olsa 11.6 sayı, Mo Speights 10.2 sayıyla oynuyor. Pierce yaşından dolayı efektif değil, Felton-Anderson, Bass üçlüsünün tavanları belli. Wesley Johnson biraz katkı vermeye çalışıyor ama süre konusunda istediğini alamadı. Chris Paul'ün NBA 2K oynar gibi yönetmelerine ihtiyaçları var ya da kısacası ortam koşulları en ideal şekilde olmalı.
3) Houston Rockets (34-14)
Houston'dan çoğu kişi umutlu değildi, sıkı bir Harden hayranı olmama rağmen ben Houston'un son sıralardan Play-Offa girmesini Harden'ın ise 2 sezon öncesi gibi takımı sırtlamasını beklemiyordum. Beni fena halde yanılttılar. Bunda koçundan ve takımın içinde baskıdan çok rahatlık ve güven isteyen James Harden'a onu verebilecek en iyi koçlardan biri olan Mike D'Antoni'nin katılması. Harden'a ise "Cephanende neler var göster." şeklinde bir yönetimde bulunması The Beard'ın da işine geldi. Tabii beklemediğimiz detaylar da oldu, Harden'ın savunmasını katlanılabilir düzeye çekmesi, Eric Gordon ve Ryan Anderson'un sağlam kalıp yüksek katkı vermesi. Clint Capela'nın ise Howard'ın savunma eksiğini müthiş kapatması. Yıldızını çok iyi tanıyan D'Antoni, sahadaki pis detaylar için Patrick Beverley'i çemberi de iyi savunabilmesi için Capela'yı kullanıyor, malumumuz Harden'ın savunması için "katlanılabilir" sıfatını kullandım.
Takımın genel durumunu bu şekilde özetleyebiliriz. Eric Gordon ve Ryan Anderson bildiğimiz gibi savunmada isteksiz. Fakat hücumdaki katkıları ciddi anlamda göz dolduruyor. Bu ikili maç başına 16 üçlük kullanıp 6.5 isabet buluyor ve %40 civarlarında bu oran cidden inanılmaz bir yüzde. Ariza bile 7 üçlük kullanıp %34 isabet buluyor. Beverley ise 4 üçlük
kullanıyor %40 ile atıyor. NBA'in en çok sayı atan, en çok asist yapan ikinci ve en çok üçlük atan takımı. Bunun yanı sıra pota altından da verimliler, Capela, Nene ve Montrezl Harrel üçlüsü 30 sayıya yakın katkıyı %62 civarında bir oran ile veriyorlar bu inanılmaz. Sam Dekker ve Corey Brewer da aldıkları sürede enerjilerini ve az da olsa hücum katkılarını esirgemiyorlar. James Harden 28.6 sayı, 8.2 ribaund ve 11.6 asist yapıyor. Bunun yanında inanılması güç iki istatistik 1.4 top çalma ve 5.9 top kaybı. Harden'ın katlanılabilir savunmasının ve tempoyu arttırma çabasının eseri. Üçlüğe izin veren bir takım Rockets bunu 61 tane denedikleri maçtan da gayet anlayabiliriz ve en azından verimli bir hücum bu.
Şu grafikte Harden'ın ne kadar oyun kuruculuğu benimsediğini de anlayabiliriz. 5.5-6 pas civarı bir oranda asist yapıyor. Takım arkadaşlarının katkısını da %6 arttırıyor. Bu paslar genellikle yay dışında olduğundan dolayı bu oran düşük bana kalırsa ama yine de iyi.
Harden bu kadar pasa rağmen birebirlerinden vazgeçmedi, ligte en çok kullanan oyuncu ve pekala da başarılı, ayrıca ligte en çok topu taşıyıp üçlük atan oyuncu da Harden bunda da lig ortalamasına yakın. Takımın istediği hücumlar ve başarısız da kabul edilecek hücumlar değil. Rockets daha ne kadar zorlar bilmiyorum fakat iyi yerlere gelecekleri kuvvetle muhtemel.
2) San Antonio Spurs (35-9)
Burada çok değişiklik yok uzun da yazabileceğimi zannetmiyorum. Tim Duncan'ın emekliğini sistemi değiştirmeden hemen Pau Gasol ile doldurdular. Makine sistemi yıkıcılığa devam ediyor. Lig geneline göre biraz daha yavaş bir oyun oynasalar da hala yıkıcılıkları devam ediyor. Ginobili ve Parker formsuzken yaratıcılıkları biraz sekteye uğruyor. Aldridge sezona biraz yavaş bir giriş yaptı. Pau Gasol'ün takıma alışma süreci derken yine de devam ettiler. Kahwi Leonard süperstar seviyesine yükseldi.
Kaynak: Fotomaç