Ankara’da muhteşem bir atmosfer. Taraftarlar salonu tıklım tıklım doldurmuş. Oyuncuların da kanları kaynıyor belli, 5 dakika içinde elde edilen 14-0 seri bunun göstergesi… Takım maça ideal düzeni ve artık sabitlenen beşiyle girmişti. Ömer Onan ile Kerem Tunçeri’nin hem yaptıkları baskı, hem de peş peşe üçlükleri takımı ve tribünleri fena halde ateşledi.
Ancak skor 20-4 olunca, ‘inatçı’ Tanjevic klasik fantezilere başladı, fırtınayı dindirdi. Önce Kerem Gönlüm 3 numaraya geçti, ardından Oğuz ve Semih’in katılımıyla takım ‘size’ olarak devleşti! Ancak bu devleşme yaptığımız müthiş baskıyı bitirince, 7 dakikada 4 sayı atabilen Fildişi, 9 dakikada 18-10 seri buldu ve bir ara farkı 6 sayıya indirdi. İşin ilginç yanı, 20 dakika boyunca Fildişi’nin yaptığı asist sayısı sadece 2… Yani onlar baskete, bize göre çok hızlı kaldıkları için, hep birebirlerle gitti.
Ne zaman ki, oyun krize girdi ve 17. dakikada normal düzene dönüldü, tam saha pres ve ardından yapılan 2-1-2 alan savunması ile 10-0’lık seri geldi, devre sorunsuz bitti.
İkinci yarıya Sinan’ın nefis basketbolu ile başlayan takımımızda tek sorun iki 5 numaralı düzendi. Kerem Gönlüm sahaya girip, yine her yere yetişti, o zaman fark 30’lu sayılara yükseldi. Ömer Onan’ın 5’te 4’lük üçlük yüzdesi ile 18 sayı üretmesi, Ömer Aşık’ın bir kez daha devleşmesi, Ersan’ın olağanüstü yeteneklerini sergilemesi, sahaya giren tüm oyuncuların ölümüne mücadelesi ve son olarak ikinci yarının büyük kısmında yapılan alan savunması ile rakibe potanın gösterilmemesi bize çok farklı bir galibiyet izlettirdi.
Ancak bu denemelerle böyle bir farkı bulmak normal de, ileriki turlarda sıkıntı getirmez mi? Dün, hocamız bütün hayallerini gerçekleştirdi; Kerem Gönlüm’ü 3 oynattı, sahaya 4 uzunla çıktı, Sinan’ı bir kez daha guard yaptı… Dileğim hevesini almış olması! Çünkü gerçekten takım madalya havasına girdi, tek yapılması gereken macera aranmaması.