NUTİYE AKAR – Devler primlerini aldı… Zorlu şampiyonada yaşattıklarının manevi karşılığına diyecek yok. Yapabileceğimiz tek şey sesimiz kısılana kadar haykırmaktı… Onu yaptık. Onların ise kaybedecek çok şeyi vardı. Prestij, itibar; alınacak kötü sonuçlar halinde halatlara asılarak onları epey aşağıya çekecektik.
Günümüzün en klişe ifadesi var ya özellikle spor yöneticilerinin hani bilirsiniz işte gri takım giyerler son dönemde de çokça badem bıyıklıdırlar, ''Spor en iyi ve güçlü tanıtımdır'' sözlerinin en hakkını onlar verdiler! Tabii ki dediğim kişilere göre… Yani devlet babanın para kesesi sonuna kadar onlara açılmalıydı. Halbuki bu şampiyonada elde edilen ikinciliğin ardından bakılması gereken ülkenin tanıtımı, kazandığı para ya da tamamlanan egolar olmamalıydı… Kaç tane bebeğin adı Kerem konmuştur kimbilir Tunçeri o turnikeyi bıraktığı anda… Kaç tane çocuk Ersan'ı rol model almıştır, Ömer'i, Ender'i kesinlikle Hidayet'i… Kazandığımız para filan değildi! Şampiyonluklar, madalyalar para değildir… Evet biraz nakittir belki oradan buradan sponsorlar gelenlerle fakat asıl kazanç orada gençliğe aşıladığınız spor ruhudur… Bu ruh bir temeldir. Fidanlara aşılanılır böylelikle de toplum dediğiniz olgu sağlıkla büyür…
Primler açıklandı: Hidayet'in televizyonda hoplayarak istediği, Başbakan'ın elinin açık olduğu dönemde ülke gelir düzeyiyle Everest kadar fark olan bir rakamdı bu… Dedik ya Devler'in çoğu hak etti… Plajdan parmak arası terliğini çıkarıp kumlarını silkeleyerek gelen de yoldan geçerken içeriye gireni de diyelim… Çünkü toz pembe bakmalıyız her şeye…
Top rakam 1 milyon 500 bin TL… Kimler alıyor? Antrenör kadrosu ve turnuvayı tamamlayan oyuncular… 2. kademede menajerler var 750 Bin'le… Akkaş ve Erdenay. 250'şer bin Engin, Fatih, Cevher ve Evren'e; kampa uğratıldıkları için… Ve alt kademede kondisyoner, istatikçiler, doktor, fizyoterapist, masör ve malzemeciler var… Aslına bakarsanız en çoğu da hak edip en azı alan her zaman olduğu gibi en alt rakamı alanlar. Çünkü onlar en terleyenlerden. Ve hayatı boyunca bu rakamlarla bir defa karşılaşabilecek olanlar…
Profesyonellerin aldığı rakamları anlayabilmenin imkan ihtimali yok… Onlar maaşlı çalışanlar. Kötü sonuç alınsaydı maaşlar kesilecek miydi? Hayır… Bu durumda zirvesinde yer aldıkları prim skalasında çok ama çok fazla elde ettiler. Tanjevic emekliliğini istedi ve uçağı Roma'ya tekerleklerini sürttü bile… Emeklilik primini Çizme'de harcayacak… Peki Rolando Blackman… Banka hesabına yakan 1 milyon dolar neyin karşılığı? Dünyanın en pahalı antrenörlerinin başında geliyor. Çünkü hiçbir çalıştırıcı sadece 3 ayda 1 milyon dolar kazanmıyor. Daha birkaç ay önce Rolanda Blackman'a Türkiye'yle ilgili soru sormasınız ne cevap alacaktınız.
'Oh yes, Merry Christmas, good food'! Aynen bunu… Ama artık Blackman Turkey lafını duyduğu anda avucunun içini kaşıyacak…
Evet prim, sporcuların hakkıdır.. Ancak bu şartlarda ve bu adaletsizlikle değil. Göstermelik yüzde 10 bağışlarla da değil. Hak edene hak ettiği kadarıyladır… En büyük spor aşkım basketbol olsa da bir branşa pozitif ayrımcılık yapıp siyasi referandumlar öncesi müjdelenerek, kamuoyunun siyasi aracı olacak şekilde değil… Sporcu bu ülke için birdir… Bundan sonra böylesine başarılar geldikçe tüm dallar hak etmektedir; atleti de boksörü de haltecisi de…
Bay '20. katta bahçe olur mu dedim, yaptım olacak, 2 tane havuz yaptım biri 150 metre, yaptım olacak'tan alınan dairelerle de dünyanın en ucuz reklamını yaptırmayacaksınız bu ülkenin gururu olan sporculara… Ama alan veren, evet dedirten, çifte zafer bekliyoruz diyerek kimliğini unutan federasyon başkanına kadar herkes hayatından memnun…
Biz yine Marko Paşa'lık oluruz…