Anadolu Efes’in, Shane Larkin ile Vasilije Micic’in dünkü gibi oynadığı hiçbir maçı kaybetme ihtimali yok…
İki yıldız, dün toplamda 66 sayının altına imza attılar… Larkin 9/14 üçlük isabetiyle 37 sayı, 5 ribaund, 3 asist, Micic de 5/8 üçlük isabetiyle 29 sayı, 7 asistle sıra dışı bir maç çıkarırken, Efes’in geriye kalan 37 sayısını ise toplam 5 oyuncu paylaştı.
Serinin Ülker Arena’daki ilk iki maçında mental ve fiziksel açıdan “sezona havlu atmış izlenimi veren” (Micic sakatlığı nedeniyle ilk maçta oynamadı), vasatı aşamayan bu ikili, meğer enerjilerini evlerindeki ilk maça saklamışlar!.. Evde oynamanın konforu ile birlikte yenildiği taktirde şampiyonluğu kaybedecek olmanın motivasyonu birleşince iki oyuncu da “içlerindeki canavarı” dışarı çıkardılar dün…
Fenerbahçe BEKO, kaybetse de hücum performansı açısından mükemmele yakın bir çizgideydi. Ancak potasında gördüğü 103 sayı, serinin ilk iki maçında rakibine üstünlük kurduğu savunma sertliğinin yerinde yeller estiğinin de göstergesiydi. Larkin ve Micic günündeydi ve el üstünden şutlarda bile isabet buldular. Çabukluklarıyla bu kez değişmeli savunmayı fazlaca cezalandırdılar. Yine de bu görüntü, Sarı-Lacivertli takımın yediği 103 sayıyı açıklamaya yetmiyor… Efes gibi skor yönü yüksek bir takıma, daha doğrusu Larkin ve Micic gibi iki “sihirbaza” sahip rakiple “skor yarışına girişerek” kazanamazsınız. Dolayısıyla, serinin ilk maçı sonrasında da vurguladığımız gibi Fenerbahçe için şampiyonluğa giden yol, önceliği savunmaya vermekten geçiyor…
Anadolu Efes’te Larkin 38, Singleton 37, Micic 36, Bryant 33 dakika süre aldılar…. Efes, kazanmak için “kilit” isimleri fazlasıyla sahada tutup hedefe ulaştı. Fenerbahçe BEKO cephesinde ise Jan Vesely dışında 30 dakikayı aşan isim yoktu. Elbette her coachun tarzı farklıdır. Doğrudur, yanlıştır, tartışılır. Ancak “sonuç odaklı” bu oyunda önemli olan kazanmak… Efes coachu Ergin Ataman, iki yıldızının üstün özelliklerinden faydalanırken, takımdaki diğer oyuncuların da “figüran” rolünü kabullenmelerini sağladığı için başarılı… Serinin ikinci maçında tribüne yolladığı Dunston ve Singleton’ı yeniden sahaya sürerek de yanlışından döndü dün… Dunston ve Singleton’la Efes de oyun kalitesi olarak fabrika ayarlarına döndü… Ataman, motivasyon konusunda da en az takım kimyası oluşturmadaki kadar becerikli…
Baş hakem Emin Moğulkoç’un önündeki pozisyona, uzaktan ve hem de “pozisyona net hakim değilken” diğer hakemlerden gelen bazı düdükler Fenerbahçe cephesinde isyana yol açtı. Haksız da sayılmazlar. İki Euroleague takımının maçında Euroleague hakeminin çalmaya gerek duymadığı düdüğü hem de “uzaktan” öttürmek, “burunlarının dibinde” Bryant’a “es geçilen” hücum faul, Vesely’ye çalınan savunma faulü ve Henry’nin basketi sonrası sevincine çalınan teknik faul bunlardan bazılarıydı ve inanın çok garipti. Hatalar bu işin bir parçası; olacak da… Yeter ki sayısı dünkü kadar fazla ve “sadece bir cepheye” olmasın…