Euroleague’de Barcelona, Galatasaray’ı 3-0’la, Maccabi de Milano’yu saha dezavantajına rağmen 3-1’le geçip Final-Four’a kalan ilk iki ekip olurken, en büyük iki favori Real Madrid ve CSKA Moskova, kendisinden kat be kat küçük bütçelere sahip Panathinaikos ve Olympiakos karşısında ecel terleri döküyor. Atina’da Panathinaikos, CSKA Moskova’yı 73-72, Olympiakos da Real Madrid’i 71-62 yenip serileri 2-2’ye getirdi. Obradoviç yönetiminde Final-Four’un değil, şampiyonluğun en güçlü adayı olarak gösterilen Fenerbahçe Ülker, Play-Off’a dahi kalamazken, Galatasaray Liv Hospital da Play-Off’taki 8 takım arasında galibiyet alamayan tek ekip oldu.
Mali krize rağmen!
Yunanistan’daki mali kriz nedeniyle Olympiakos ve Panathinaikos, düşük bütçelerle yola çıkmasına rağmen yine Final-Four’un kapısına dayanmayı başardı. Fenerbahçe’den gönderilen Gist, Batiste ve Ukiç’in forma giydiği, Diamantidis ve yaşı ilerlemiş Fotsis gibi yıldızların dışında Cury, Wright, Lasme gibi ucuz sayılabilecek ABD’lilerden kurulu bir ekiple mücadele eden Panathianikos, 40 milyon Euro’luk CSKA Moskova’ya kafa tutuyor. Son iki yılın şampiyonu Olympiakos, 5 önemli yıldızını kaybetse de, Dunston, Petway, Lojeski, Colins, Simmons gibi bizdeki yabancıların yarı parasına oynayan ABD’lileri, Yunan yıldızların yanına monte edip, bir şekilde buralara kadar gelmeyi başardı. Play-Off oynamak başka bir şey. Gelenek, kültür, oralarda oynamaya alışık olmak, o seviyelerin nasıl oynanacağını bilmek gerekiyor. O gelenek ise bizde maalesef yok.