Normal sezonda belki evet ama Final-Four’da kötü oynayıp da kazanma şansın yok… Hiç olmadı, tarih bunu görmedi, görmez de…
Fenerbahçe BEKO, başlarken kaybetti daha…
12-0’lık seri sonrası Fenerbahçe BEKO’nun geri dönüş hamlelerinin hepsini savurdu, bir şekilde ötesine izin vermedi Panathinaikos… Öyle bir savunma sertliği ile başladılar ki – zaten Sarı-Lacivertliler’in dezavantajlı olduğu tek yönü bu savunmaya karşılık verememe ihtimaliydi – oradan aldıkları enerjiyi maçın kalanında da en iyi şekilde artıya dönüştürdüler…
Başlangıç şokunu atlattı bir şekilde Kanarya… Oyuna tekrar ortak oldu, olmasına… Ama “psikolojik” üstünlüğü o 12-0’lık seriyle ele geçiren Yunan ekibi, Fenerbahçe’nin her hamlesine yanıt verdi.
Sarı-Lacivertliler’in farkı tek sayıya kadar indirdiği üçüncü periyodun ortasında da son derece kararlı bir şekilde savunmayı ön planda tutmaya devam ettiler. Panathinaikos ne kadar motive, sert ve kararlı ise Fenerbahçe de o kadar “inanmamıştı” sanki kazanacağına!.. Bilemiyorum; oyuncuların ve coachun kafasında Final-Four’a kalmayı “yeterli” görme gibi bir hissiyat oluşma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum… Ama sahaya mücadele, savaşım, yürek koyma kısmında Panathinaikos’un çok gerisinde kaldıkları da ortadaydı… Bu seviyede rakibine “kırılgan” olduğun hissini verdiğinde de toparlaması çok ama çok zor oluyor… Dakikalar ilerledikçe de kazanmaya olan inancını yitiren Sarı-Lacivertliler, bunu fırsata dönüştürüp arayı açmaya da devam eden Panathinaikos oldu. Motley ile başlayıp, 3 dakika 22 saniye sonra oyundan alıp, bir daha da sahaya sürmedi. Sakatlığı mı tekrar etti, bilemiyorum. Ama Papagiannis ile Sertaç’tan hiç katkı alamadığı dün akşamda tekrar deneyebilirdi… Tıpkı Monaco serisinde olduğu gibi zaman zaman 5 kısaya dönüp, o şekilde maça tutunmaya çalıştı Saras… Ama PAO dersine iyi çalışmıştı ve orada da bu hamleyi hiç “yadırgamadan” ya kısalarla potaya gitmeye ya da Lessort’u ısrarla kullanmaya devam ettiler.
Son periyot ise tamamen oyundan dünkü Kanarya… Bir tek Calathes canla başla mücadele etti…
Kısacası Panathinaikos, Sarı-Lacivertli takımın zaaflarını en iyi şekilde kullandı, durdu maç boyunca… Dış atıcılarımızı da sürekli adam değişip, yardım getirerek kilitleyince oyunu açacak alan bulamadı Fenerbahçe… 35’te 9 isabette (% 25) kaldı Fener… Hep “el üstünden” zor atışa kaldılar… Dersini iyi çalışan ve Panathinaikos’taki ilk yılında Final-Four’da finali bulan coach Ergin Ataman’a da tebrikler, finalde bol şanslar…
Yine de buralarda olmak, Final-Four keyfini yaşamak çok ama çok önemli… Fenerbahçe BEKO, kulüp olarak da yapı olarak dauzun yıllardır bu seviyede olmaya alışkın… Buralarda olmayı da fazlasıyla hak ediyor… Şimdi yapılması gereken, gerekli transfer hamleleriyle yeni sezonda – özellikle guard ve uzun rotasyonuna yapılacak hamlelerle – çok daha etkili bir takım haline dönüşmek… Ne diyelim, buraya kadarmış; sağlık olsun Kanarya…
Gökhan Türe
Jasikevicius, takımı ne mental ne de teknik olarak maça hiç hazırlayamamış. Oyun içerisinde de olumlu hiç bir müdahale yapamadı. Hatta tam tersine, yanlış hamleleri oldu. Pana karşısında oyun olarak ezildiler. Fenerbahçe takımını bu halde görmek, Türk basketbolsever olarak içimi yaktı.
Play-off larda R.Madrid’i, Maccabi’yi, Pana’yı, Baskonia’yı süpüren Fenerbahçe, Monaco gibi bir takımı zar zor, biraz da rakibin hatalarıyla eleyebildi. Yani aslında Perşembenin gelişi Çarşambadan belliymiş. Ama bizimki bir umuttu işte.
Obradovic’ten sonra bir daha şöyle sağlam, kurt bir antrenör getiremediler. Kokoskov fena değildi, ama o da takımı bıraktı çekti gitti.
Neyse, n’apalım…. Bundan sonra F4 yapmayı büyük başarı sayıp, idare edeceğiz artık.
Bu takım sarasin takımı değil ama bukadar kötü oynamaları da doğru değil. Dorsey ve papagannis hemen gönderilmeli zaten Tarık in çıkışı olmasa f4 yapamazdik. Doresy den pire den beklediğin katkıyı bedava oynayan Tarık tan ve sestina dan aldık elin yunani bu seneyi azdaha götürürken gergin panayi ihya etti.