Flaş, flaş… Beşiktaş dünyanın en iyi oyun kurucularından biri olan Deron Williams'ı transfer etti… Flaş, flaş.. Pek yakında Başkan Yıldırım Demirören ve Şube Başkan'ı Şeref Yalçın'ın Amerika'ya giderek bu oyuncu ile sözleşme yapması bekleniyor… Daha büyük bir flaş! Sırada Kobe Braynt ve daha birçok NBA yıldızı varmış. Onlar da Beşiktaş forması giymek istiyorlarmış…
Bu haberleri birkaç yıl önce duymuş olsak, 1 Nisan şakası sanırdık. Oysa bugün hepsi gerçek… Ha! FIBA bunlara 'temiz kâğıdı' (lettre of clearence) verir veya vermez. Oynayabilirler veya oynayamazlar. Onu şu anda bilemiyoruz ama Deron Williams'ın adı bugünlerde bütün dünyada Beşiktaş ile birlikte anılıyor. Biz onu bilir onu alkışlarız…
Allen Iverson'un transferine de bu açıdan alkış tutmuştuk. Onun bedeninin bitmiş olduğunu yazmış, 'Oynayamaz ama gelsin' demiştik. Deron Williams ise çok farklı. 'Eğer sahaya çıkıp oynarsa bu adam her maçta 50 sayı atar' diyoruz ama bu kez de karşımıza 'Lokavt bitince ne olacak?' sorusu geliyor. Öyle ya… Al sen DW'yi, başla sezona. Yen Anadolu Efes'i, Fenerbahçe Ülker'i… Sonra.. 'NBA lokavtı sona erdi' diye, ilkyarı maçları daha henüz tamamlanmadan adam pılıyı pırtıyı toplayıp ülkesine dönsün. Kal sen cascavlak ortada!
'Eee! Ne yapalım yani?' diyeceksiniz şimdi. 'Alalım mı NBA yıldızlarını, yoksa almayalım mı?' Bu sorular Beşiktaşlılardan geliyorsa, ben hiç düşünmeden 'alın' derim. 'Alın, oynatın, tadını çıkartın ve adınızı tüm dünyaya duyurun; Gerisini sonra düşünürsünüz' diye de racon keserim. Ancaaak… Aynı sorular Fenerbahçe Ülker veya Anadolu Efes'li bir yöneticiden gelirse, aynı yanıtı veremem. Onlar sezon sonunu, play-off'ları, Türkiye şampiyonluğunu, dörtlü finali ülkemizde oynanacak olan Turkish Airlines Eurolig şampiyonluğunu kovalıyorlar. Takımlarının kimyasını bozacak böyle bir operasyon onlar için büyük risk taşıyabilir. Yine de… Neyse! Şu anda böyle bir niyetleri olmadığına göre, kafalarını karıştırmayalım boş yere…
Diyeceğimiz o ki: 'Beşiktaş açısından çok başarılı bir operasyondur bu!' Sportif başarıdan başka hiçbir şeyi gözü görmeyen fanatiklere ters gelebilir bu söylediklerimiz ama gerçek bu! Bravo Yıldırım Demirören'e! Bravo Şeref Yalçın'a! Ve… Bravo Ergin Ataman'a!