Bu sezon ilk defa maç sonunu bu kadar verimsiz oynayan bir Beşiktaş gördük. Oyun ilerledikçe büyüyen, ikinci yarılarda hep daha güçlü duran siyah-beyazlılar bu defa ikinci 20 dakikada, bunu söylemek tuhaf geliyor ama tıkandı kaldı. Devre arasından sonra sadece 22 sayı geldi Beşiktaş’tan. Son çeyrekte sadece 8. 3 sayı önde girdiği son 2 dakikada ise 0. İkinci yarıda kullandığı 30 atışın 23’ünü kaçırdı Beşiktaş.
ANADOLU Efes öyle çok özel bir şey yaptığı için de olmadı bu tıkanma. İlk iki maçta Doğuş’la boğucu bir baskı yaparak Arroyo’yu oyundan düşürmeye çalışmış ama başaramamışlardı. Bu defa ilk iki maçta tutmayan düzenden vazgeçip Vujaçiç’i de kadroya alıp daha hücumcu bir beşle, daha çabuk, daha erken oynayan bir düzene yöneldiler. Yani daha özel bir savunma olmadı. Son çeyreğin büyük bölümünde kullandıkları alan savunması Beşiktaş kaçırdıkça hızlı hücum fırsatına dönüştü ama siyah-beyazlıların hücum kısırlığındaki ana faktör değildi.
Şampiyonluğa yürümenin etkisi, erken elde edilen farkın maçın kolay olacağı yanılgısı vs gibi psikolojik faktörlerin bu Beşiktaş’ı çok düzenden çıkarmadığını sezon boyu oynadığı oyundan ve 2 kupasından biliyoruz. Dünkü ikinci yarıda kendisini tanımlayan kimliğinin çok dışında yapılan işler için ne Efes savunmasında, ne Beşiktaş’ın psikolojik durumunda yeterli bir açıklama bulmak mümkün değil pek.
EFES kaybedecek bir şeyi kalmadığı bir ortamda sürekli tempoyu zorlayarak bir şeyler üretmeye çalıştı. Bu tempoda K.Gönlüm tüm uzunlardan çabuk olduğu için 20 sayı, 7 ribauntla sahanın yıldızı oldu. Naftalinlerinden arınan Vujaçiç atıcılık görevinde fena bir iş çıkarmadı. 17 dakikada 10 defa serbest atış çizgisine gitti. Aslında bu bile faul yapmadan savunma yapmak konusunda ihtisaslaşan Beşiktaş’ın ne kadar kendi kimliğinden uzaklaştığının bir başka kanıtı. Bir diğeri de son 2 topta 1 turnike, 1 de smaç yemeleri. Maç sonunda Beşiktaş iki pota dibine izin verecek? Daha neler… Ama oldu işte. Tüm bunlara rağmen kazanma noktasına geldi Beşiktaş. Ama en iyi olduğu noktada yani oyun sonunda ne farkı koruyabildi, ne de 2.5 saniye kala Cenk’in inanılmaz hatasıyla eline geçen fırsatı kullanabildi.
Dünkü maç Beşiktaş’ın bir zaafı olduğunu göstermekten çok “kötü bir gün” diye nitelenebilir. Hiçbir takım kimliğini bir günde yitirmez. Seride avantaj halen siyah-beyazlılarda. Ama neredeyse gardı düşen Efes’e yeniden bir şans verdiler.
