Maçın başında Golden State’ten beklediğim agresif başlangıcı Celtics yaptı. Boston öyle bir savunma konsantrasyonuyla başladı ki Warriors kısaları her şut için büyük efor harcamak zorunda kaldı. Boston savunması Stephen Curry’yi hedefledi. En ufak boşluk vermediler. Curry çeyreğin sonunda bulduğu üç sayılık isabetler ve Kevin Looney’e yaptığı asistlerle ne kadar savunulsa da etkili olacağını gösterdi. Golden State çok zorlandığı devrede Cury’ye tutunarak maçta kaldı. İlk yarıda her iki takım da çok iyi savunma yaptığı için hücumlar tıkandı. Boston rakibin istediği hücumu yapmasına izin vermeyerek onu farklı alternatiflere yöneltti. Warriors top çalarak kolay sayılar buldu. Boston’da ise Jaylen Brown ve Jayson Tatum 50 sayının 36’sına imza attı.
Golden State maçın başında beklediğim sert mesajı ikinci yarının başında verdi. Üst üste bulduğu sayılarla farkı çift hanelere çıkardı. 35-14’lük üçüncü çeyrek skoru maçın Warriors lehine kopmasını sağladı. Golden State ilk maçın aksine son çeyrekte sakin kalmayı başararak 19 sayıyla karşılaşmayı kazandı ve skoru 1-1’e getirdi.
Celtics’in ikinci yarıda teslim olmasında Warriors’un katkısı kadar yorgunluğun etkisi de vardı. Jayson Tatum’dan 28, Jaylen Brown’dan 17 sayı bulan Boston 12 sayı atan Derrick White dışında rotasyon oyuncularında skor katkısı alamadı. İlk maçın silik ismi Grant Williams 6 sayıyla kıpırdandı ama yetersizdi. Marcus Smart, Al Horford ve Robert Williams üçlüsü savunma katkısı verdi ama ikişer sayı atarak skor açısından maça giremedi.
Golden State’te ise galibiyetin mimarı Stephen Curry oldu. 29 sayı, 6 ribaunt, 4 asist, 3 top çalma, 5 üçlük isabetiyle yıldızlaştı. En önemlisi de hücumun tıkandığı ilk devrede sorumluluk alarak Warriors’u maça ortak etti. Aksi halde Boston savunmasıyla maçı koparabilirdi. İlk yarıda kötü oynayan Jordan Poole çok iyi bir ikinci yarı oynayarak 17 sayı attı. Poole’un skor katkısı Golden State için çok önemli. Özellikle Klay Thompson’un ritim bulamadığı bu seride Poole ikinci yarıdaki gibi şut sokarak Curry’ye destek olmalı. 15-5’lik top çalma oranı Warrios’u galibiyete taşıyan unsurlardan biri oldu.
Steve Kerr bu maçta yeni oyunculara şans vererek rotasyonu genişletmeyi amaçladı. Umduğunu bulduğunu söyleyebilirim. Dönüşü hasretle beklenen Gary Payton nihayet oynadı. Savunmaya dinamizm getirdi. Ancak sakatlığının etkisinden tam olarak kurtulamadığı görüldü. Dirseğindeki sorun şutunu zorlamasına rağmen 7 sayı, 3 asist ve savunma katkısıyla verimli oynadı. Bir diğer şans bulan isim Nemanja Bjelica 10 dakikada 6 sayı, 5 ribauntla az zamanda çok iş yaptı. Klay Thompson ilk maçtan daha kötüydü. Savunma çabasına sözüm yok ama çok fazla zorlama şut kullandı. 1/8’lik üç sayı yüzdesi ona hiç yakışmadı. Kevin Looney 21 dakikada 12 sayı, 7 ribaunt ve 2 asistle görevini yaptı. Draymond Green 9 sayı, 7 asist ve 5 ribauntla verimli oynadı. Ancak aşırı gerginliği atılmasına neden olabilirdi. Özellikle teknik faulü olduğu halde Jaylen Brown’la yaşadığı diyalog gereksizdi. Hakemlerin 2. teknik faulle oyundan atmamasının nedeni maçın Chase Center’da oynanmasıydı. Maç Boston’da oynansa yüksek olasılıkla atılırdı. Daha dikkatli olmalı.
Sonraki iki maç Celtics’in sahası TD Garden’da oynanacak. Çok daha diri bir Boston izleyeceğimizi düşünüyorum. Play-off sürecinde farklı kaybettiği bir maçın sonrasında çok iyi oynayan bir Boston izledik. Bu defa da aynısının olacağını düşünüyorum. Warriors ise iki deplasman maçından birini mutlaka kazanmak zorunda. Ancak işi kolay olmayacak.
NBA istedi Efes karşı hamle yaptı
Anadolu Efes, Eurolegue Kupası’nı ikileyince doğal olarak ilgi odağı oldu. Ergin Ataman ve Vasilije Micic’in ardından Shane Larkin de NBA’in radarına girdi. Washington Wizards, yeni sezon planlamasında Larkin’e yer vermeyi düşünüyor. NBA'de Larkin’e ilgi yeni bir durum değil. Çünkü Larkin takım bulamadığı için değil daha büyük bir rol istediği için NBA’de kalmak istemedi ve A. Efes’e geldi. Yoksa en son formasını giydiği Boston dahil farklı takımların ilgisi hep oldu. Ancak Larkin ana oyun kurucu olmak istediği için 15-20 dakika civarı bençten gelmeyi kabul etmedi. Wizards onun için ne tür bir rol düşünüyor bilmiyorum ama oyun kurucu eksikleri var. A.Efes bu gelişme üzerine karşı hamle yaparak Larkin’e iki yıllık 7 milyon dolarlık teklif yaptı. Ülkemizde vergiyi kulüp ödediği için Larkin 7 milyonu net kazanır. Ayrıca milli takımdan aldığı ilave para da var. Amerikan vergi sistemine göre yüksek kazancın yarısına yakını vergiye gittiğinden aynı parayı kazanması için iki yıl 14 milyon dolarlık teklif alması lazım. Wizards’ın o miktara çıkacağını sanmıyorum. Aynı durum Vasilije Micic için de geçerli. NBA hakkını elinde bulunduran Oklahoma City Thunder geçen sene onu çok istedi ama Efes’in ödediği rakamı vermedi. Micic ve Larkin’in NBA oynamak için daha az paraya razı olması lazım. Öyle bir tercih yapacaklarını sanmıyorum. Yeni sezonda Micic ve Larkin’i Efes formasıyla izlemeye devam ederiz. Elbette Ergin Ataman’ın yönetiminde. Efes “money talks” kartını kullanarak yıldızlarını elde tutacak gibi.
