BEKO Ligi'nde Beşiktaş Cola Turka'nın, Fenerbahçe Ülker'i, Pınar Karşıyaka'nın da Banvit'i evinde yendiği, Galatasaray Cafe Crown'un son anda kazandığı haftada tüm bu sıradışı sonuçların önüne geçen sevindirici bir olay yaşadık.
Geçtiğimiz yıl evsahipliği yapma onurunu yaşadığımız Dünya Şampiyonası'nın ardından Türkiye Basketbol Federasyonu, 2014'teki Kadınlar Dünya Şampiyonası'nın da evsahipliğini Avustralya'nın elinden söküp alarak tarihi bir başarı elde etti.
Tarihi başarı derken, biraz açmakta fayda görüyorum. Basketbolda Olimpiyatlar dışında Milli Takımlar bazında dünyanın en büyük iki organizasyonu olan Dünya Şampiyonası ve Avrupa Şampiyonası gibi iki üst düzey organizasyona hem de 13 yıl gibi (2001-2014) kısa bir süreçte ev sahipliği yapan başka bir Avrupa ülkesi yok!..
Bırakın 13 yılı, iki kupanın tarihinde bu dört büyük organizasyonu birden düzenlemiş Türkiye dışında başka bir ülke bulunmuyor. Türk basketbolünün son 20 yıldaki yükselişini bizzat takip eden biri olarak göğsümüzü kabartan bu gelişmede emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Başta Türk basketbolünün bu düzeye erişmesinde büyük emeği olan Federasyon Başkanı Turgay Demirel olmak üzere 2014'ün ev sahipliğinde başarılı sunum ve çalışmalarıyla aktif rol oynayan Genel Sekreter Ali Özsoy, Dış İlişkiler Direktörü Emir Turam ve katkısı olanları kutlamak boynumuzun borcudur. Avustralya gibi kadınlarda dünya şampiyonu çıkarmış, olimpiyatlarda sayısız başarılar elde etmiş bir ülkeye karşı kazanılan bu zafer çok büyük anlam ifade ediyor.
Melbourne gibi son 5 yılda 3 kez dünya spor şehri seçilen bir kente ve ona ev sahipliğini kazandırmak için büyük çaba sarfeden eski FIBA Başkanı (şu anda FIBA Okyanusya Başkanı) Bob Elphiston'ı devirmek öyle her babayiğidin harcı değildi.
Yolun açık olsun Türkiye.
