İsmet Badem: Telekom aynaya baktı

elekom’da kötü gidişin sorumlusu geçenlerde bulundu. Hep birlikte basın toplantısı yaparak, yolları ayırdıkları koç Murat Özyer’in çekilen ipine basın önünde son ilmik atıldı. O gün benim beynimde yıllardır bir ur gibi barınan “Basketbolda vefa, dostluk yoktur. Sadece  adamım. Ve bazı özel! Durumlar vardır!” Bunun adını siz koyun! Düşüncelerinin ne kadar doğru olduğuna bir kez daha şahit oldum.
Sonra Türkiye’de kazanılan TOFAŞ maçı ve birkaç maç sonrasında Telekom sorumlularının hep birlikte verdikleri beyanatlar ile yepyeni bir takım doğuyor da, haberimiz bile olmamış diye düşündüm! İnanın kendi duyarsızlığımdan nefret etti.
Bundan sonra tüm gücüm ile her maçını seyretmeye çalışacağım Telekom’un iyi taraflarını görüp, hani kendine geldiler ve artık yepyeni bir Telekom seyredeceğiz ya! Bunları ve galibiyetleri sizlerle paylaşıp verilen bunca emeğin hakkını biraz olsun teslim etmeye çalışacağıma dair kendime söz verdim.
Gran Canaria maçını izlemek için elimde kalem, kağıt hatta görüntülerde bir şey kaybederim diye maçı bir yandan banda aldım. Hemen şurada unutmadan söylemeliyim. TRT gibi ekranda sevgili spiker dostumuz, her faul hareketinde rakip “kapatma” yaptı diye tanımlaması çok tuhafıma gitti. Neden ikide bir faullerde “kapattı” diye konuştu bir türlü anlamadım! TRT de Murat Murathanoğlu’nun anlattığı İspanya ligleri maçlarını hiç izlemiyor mu? Basketbolda  “kapatma”  diye bir tanımlama yok ki! Basketbol anlatmak ve ekran başında seyirciyi sıkılmadan tutmak gerçekten büyük beceri istiyor!
Neyse Maç başladı. İnanın Telekom’un sergilediği basketbolu beğendim. Başa baş mücadele etti. Maçı kazanabilir di. Hakemler bariz hata yapmasa da, tercihler Telekom’un aleyhineydi. Nede olsa hakemlerin patronu İspanyol düdükler biraz kayabilir!
İspanya’nın zamanında işgal ettiği okyanus adası şimdi kendini idare eden bir basketbol takımı ile mutlu oluyor. Canarıa Barcelona’ya ilk yenilgisini tattırmış çok hızlı oynayan  bir takım. Baştan sona maç denk geçti.
Pedro Martinez bu ismini yazdığım şahsı tanır mısınız? Bu adam adı geçen takımın koçu ve nasıl bir koçsa! İnanılır gibi değil. Takımını öyle yönetiyor ki! “Saldım çayıra mevlam kayıra!” Ne set, ne bir özel oyun, gelen atıyor, giden atıyor! Böyle basketbol mu olur?
Telekom kenarı hata yapıp Wılson ve Türk oyuncuları sahada tutarken, Lang’i kenarda unutmasa, maçı alabilirdi! Neden, bakın size rakamlarla anlatayım.
MALLET 19, DUDLEY 18, WILSON 7, LANG 14 sayı attılar. Birde bizim çocukların sayılarına bakalım. BEKİR 3, TUTKU 3, HÜSEYİN 1, SERKAN 0, ÜMİT SONKOL 0, SONER ŞENTÜRK 0 SAYI İLE OYNADI. Ben Dudley’in devşirme olmasını bu sayı kıyaslamasında Türk olarak kabul etmem! 65 sayının 58’i yabancı, 7 sayı yerli!
Maç sonrası evde geç saat bir hata yapmamak için belli bölümleri ve istatistikleri iyice inceledim. Bu arada Telekom’dan basın bülteni geldi. Koç Merih Çakıroğlu maç sonrası “16 top kaybımız nedeniyle maçı kaybettik, hakemler taraf tuttu demiş. Bundan sonraki maçları alırız hatta Ankara’da ilk maçta ki, farktan fazla Gran Canarıa’yı yeneriz” demiş hepsine katılıyorum. Ama Telekom 16 top kaybı değil 15 top kaybı yaptı. Gran Canarıa ise 12 top kaybı yani arada pek fark yok! Tam tersine İspanyollar çok dağınık ve kötü şut yüzdesi ile oynadılar. Telekom 28 rib. 11 asist, 15 top kaybı ile oynarken, toplam 75 şut atışı denerken 38 isabet kaydetmiş. Canarıa ise 79 atışta 37 isabet sağlamış. 29 rib.21 asist ile oynarken istatistikler nerede ise başa baş durumda. Ancak Türk oyunculardan gördüğünüz, gibi hiçbir katkı almayınca Telekom yenilmekten kurtulamadı. Ancak yabancıların oyununu övgülediğimiz, onların sırtında bir yerlere gelmeye çalışan Telekom’a Avrupa Kupalarında bol şanslar diliyoruz. Ancak Türk oyuncularının ne zaman devreye gireceğini de, merak ediyorum doğrusu…