Satırları sırtıma vurup sayfalara taşırken daha sezona merhaba bile dememiştik! Oyun yıllar önce yakışırdı Efes Pilsen forması giyenlere! Sonra kamyonlar dolusu ölü toprağı serildi gelene, gidene! Bir türlü belini doğrultup şöyle bir oh diyemedi Efes! Sanki “beddualı” gibiydi! Kimbilir kimin “Ahını” almış diye şehir efsaneleri yazmaya başladılar! Parmaklar, beyinler övgülerden, yergilere yatay geçiş yaptılar. Yönetenlerle oynayanlara oklar çevrilmişti! Başkentten gelen haberler ya da, sponsor olsun diye zorlamalar!(Bu yeni gelecek vergilere dayanamaz kapanır) yorumları… Allahtan Kocaman yürekli bir adam “Ben takımımı kuşa kurda yedirmem. Yola devam” dedi. Bu savaş bitmez ama, Efes Pilsen bu sene Avrupa'da Fınal- Fınal oynar. Buna isteyenle lades kemiği çatlatır, hatta kırarım! Herkesin korkulu rüyası Karşıyaka evinin dışında uslu kedi gibi “mırlıyor” Anlaşılıyor ki! Kaf-Kaf seyircisi iyi oyun kurucu, iyi üç numara, iyi pivot! Evine gelen zor çıkar. Onlar ise evlerinin dışında sahada turist gibi geziyorlar! Dar kadro az sayı demek! Efes geniş kadro Rotasyon, motasyon derken çuvalla sayıyı rakip potaya bırakıyor! Furkan yeni yıldızımız. Birkan'da öyle: İkisine hayran hayran bakıp “Nazar değmesin” diyorum. Şımarmazlarsa Türkiye'de basketbol “sanat eseri” olarak pırıl pırıl geliyoruz diyorlar. Efes ise o kadar atmaya başladı ki! Partizan'a kalmayacak diye korktum. Efes'e böyle oyun “Kolbastı” gibi yakışıyor. Sanki bin yıllık Farozlu gibi! Eller ayaklar bir sanat eseri gibi aynı anda… Bunu Partizan maçında da bekliyorum. Karşıyaka'nın yabancıları “Ne ka ekmek o ka köfte” ancak bu kadar! Ama olsun bu kadro ve oynadıkları basketbolla Türkiye'de üç büyükler dahil basketbolda en çok seyirciyi salona toplayan
takım unvanını ellerinde tutuyorlar. Oyuncuları tek tak maç öyküleri ile yazarım ama bu maç, Efes'te kötü yoktu. Sadece Ermal'in durgunluğu beni çok üzüyor! Garip bir sessizlik içinde! Kötü geçen geçmişi silip atmalı! Sadece Nachbar bana göre Efes'li oldu. Çok iyi gördüm. Rakocevic inanılmaz bir geri dönüşüm içinde. Yırtarsa, rakiplerin çekeceği var! En önde şimdilik o gözüküyor. Shumpert özel bir adam, özel bir oyuncu. Ne gerekirse onu harfiyen yerine getiriyor. Maçı Efes farklı kazandı. Daha doğrusu sihirli rakamlarını geçtiler; “77”
Bence bu maçın en güzel tarafı çok fark olmasına rağmen sayıyı değil, basketbolu ve takımlarını seven Kaf-Kaf taraftarı Daçka'dan tüm Türkiye'ye basket aşkını haykırdılar. “Basket seyircisi böyle olur” dedirttiler.
FENERBAHÇE – DAÇKA maçını izledim. Daçka'nın eti budu bu kadar! Küme düşmeye
hızla yol alıyor. Onları kimse kurtaramaz. “Mucizeler, layık olanlarla randevulaşır” Fenerbahçe ise güzel görünen. Özellikle Serhat'ın, Greer'in ve Ömer Aşık'ın iyi olduğu bir günü geride bıraktır.
OYAKRENAULT – BEŞİKTAŞ C.T.
Bu maç beni çok üzdü. Bu kadar laubali bir takım görmedim. Beşiktaş gibi bir takım, fark atacağı maçı verecek noktaya getirdi. Maç sonunda üst üste bir çuval faul kaçırdı. Kaçan faullerden sonrada kaçıranlar kıkır kıkır güldüler! Bence Burak Bıyıktay onlara gerekeni mutlaka söylemeli! Böyle
inişli çıkışlı oynamalarının ve kötü final yapmalarının nedeni para almıyor olmaları mı? Hala paralarını almıyorlarsa bile bence bu kadar alay edercesine oynamak Beşiktaş'lı oyunculara yakışmıyor! Hakemlerde bu kötü oyunun içine yangınla gidip, bol bol yanlış düdük çaldılar!
