İsmet Badem, olaylı derbiyi sitemize değerlendirdi:
“Kelimelerin coşkusu satırlara tırmanırken her basamağında bir öykü döşeniyor. Yaşananları sizlere ulaştıran düşünceleri dökmeye başlarken tuşların üzerinden ekranın beyazlığına: ilk beynime takılan sorundan kurtulmak istiyorum.
Cemal Nalga: Canım kardeşim, sadece bu maçla sınırlımı olur bilemem! Ama bildiğim şey seni bu güne dek eleştiren kelimelerim azıcık mahcup durumda, senden özür diliyor. Sana hep ne derdim! “Kocaman bir fizik, Allahın verdiğini işlemiyorsun, savunman iyi değil, hücumda ise ya saklanıyorsun, ya eline düşen topu patlatırcasına demir yuvarlağa çakıyorsun, çoğunlukla dışarı kaçıyor. Yedeklik seni hiç üzmüyor. Allahın verdiği muhteşem fiziği bir türlü basketbolun hizmetine vermiyorsun!” diye.
İşte tüm bunları bir kenara iten davranışlarla, NBA yıldızı olarak lanse edilen, daha önemlisi: Seni Milli Takım’dan dışarıda kalmanı sağlayan uzunları, Semih, Oğuz ve Ömer Aşık’ı ilk yarı saf dışı bıraktın. Yüreğinin yanına koyduğun aklın ile basketbolun iki yanını en iyi şekilde oynayarak en başta bana ve herkes’e mesaj verdin.
Bakalım ikinci yarı ne olacak?. Washington’a sokaktan gelen dedik! Ama o halinden memnun, oradan öğrendiğini İpekçi’ye yansıtınca Fener’in olmayan oyun kurucu pozisyonunu rahatsız etti. Rancik ve Jasaitis az fark edilseler de, “Biz çaktırmadan farkı yaratırız” dediler. Wılkınson, Can Akın, Murat Kaya ve Evren bu takım için lazım oyuncular.
İpekçi bu sene ilk kez kapalı gişe olurken, müthiş destek oyuncularını inanılmaz motive etti. İlk yarı 35-29. Bir yarıda Fener’in attığı 29 sayı kariyerlerine yakışmadı. Fenerbahçe cephesinde ise takımda en çok mücadele eden Semih oldu. Mrsiç nöbetçi şutörlükten esas oğlan olmak için Cim-Bom potasını bombardımana tuttu. İlk yarı boyalı alanı pas geçen kısalar, ikinci yarı birazcık hatırlayınca uzunlar hemen başarılı olmaya başladılar. Ömer Onan hazır savaşçı hem savunmada, hem saldırıda takımını skor olarak taşıdı. Önemli bir nokta savunmada bu güne dek en zorlandığı oyunculardan biri Washington’dur herhalde! Fark eğer artmadı ise, bunda, basketbolu bile ve basketbola uygun gürültüyü oluşturan Galatasaray seyircisine rağmen Fenerli oyuncuların maçtan kopmamalarını gösterebiliriz…Tabii Cemal’in 4 faul alıp kenara gelmesi, Cim-Bom’u zor döneme soktu.
Tam bir itiş, kakış kalitenin değil, hırsın, mücadelenin ve heyecanın içine gömüldük, hayatı ve sıkıntıları bir kenara itip bu anların tadını yaşamaya çalışıyoruz, derken yine olan oldu. Sezonun hatta senelerin en güzel maçının içine etmeyi başardılar. Tribünlere övgü yağdırmaya çalışırken, birkaç değil bir çok terbiyesiz böyle güzel bir gecenin canına okumayı başardılar. BU KAN DAVASI BİTMEZ, BİTİRMEZLER. HAY ALLAH! Yıllardır hep söylediklerim oldu. Karşı takım seyircisi gelmemeli, spor mahkemesi kurulmalı ve takımlar değil. Maçı lekeleyenler tek tek tespit edilip, yaptıkları karşılığında spor mahkemesinde yargılanıp uzatmadan tek celsede cezanın adını koymalı. Kim yaparsa yapsın bunun adına spor demek! Allah kahretsin, Polisin yarılan kafası, akan kanlar! Bu mu spor, bu mu basketbol! Bir spor mahkemesi kuramayan Spor bakanı sana sesleniyorum! Bu güne dek ne iş yaptın? Spor mahkemesi hala kurmayı düşünmüyor musun? Resmi polisin Avrupa’da salona girmesi yasak! Eğer bizde bu kural uygulansa! Kim bilir kaç kişi telef olur! Son yılların en keyifli, en zevk veren, heyecanla izlediğimiz bir maç ancak böyle katledilir! Şimdi ekrandan tespit edilecek saldırganlara neler yapılacak merak ediyorum.
Allah için hakemler çok dikkatli ve hatasız maç yönetmek için çok uğraştılar ve çok başarılı oldular. Laf aramızda futboldan gelen kinli insanların basketbolda bunu kusmaya çalışmaları hiç hoş değil. Üç büyüklerin hiçbir seyircisinin sırtında basketbol forması görmedim. Buda üç büyük takım seyircisinin, basketbolu hiç umursamadığını görüyorum., zaten biliyordum. Futbolun reytingi ve kavgası, küfrü sonunda basketbolun ana maddesi oldu ve basketbolu teslim alıp katletti!. Yaşasın: Yarın yine ana haberlere basketbol çıkacak! Daha ne olsun! Tabii skandalı ile! Çirkinliği ile. Yedekte kenarda oturan oyunculara saldıranın insan olduğundan şüphem var! Acaba o herif! Bire bir bir oyuncu ile bire bir, kavgaya gerçekten girebilir mi? Prokovasyon basketbolun baş düşmanı! Bunları polis ve kulüp el ele vererek saha dışına atmalı! Uzatma başladı.
En uzun gece bitecek mi? Diye şüpheye düştüğüm zaman biriminde! Biter mi? Bitmez, heyecan mı? Kavgamı keyif eza ile gırtlağımıza sarılıp 67-67 ile ikinci uzatma! Greer ve Oğuz’un kaçan faulleri, uzunlarının korkak oyunu, Galatasaray’ın daha hak eden taraf olduğunu ve maçı alıp götürdüğünü görüyoruz. Şimdi çok şey söylenecek ve “Sıra biz de” denilecek. Hayatında bir gün basketbol maçında görmediğim Sayın Bakanı tüm dün bugün olan ve olacak olaylar için göreve davet ediyorum.”
