Güvendiğin dağlara kar yağdı değil mi sevgili Turgay! Bir zamanlar dünyanın en iyi antrenörü, kenarda ‘Nane yemiş Bülbül’ gibi tünemiş dalına sadece seyrediyor kötü gidişi.. Fark 18 sayıya çıkmış takım dalga dalga çizmeyi yutmaya başlamış. Daha önce süre alamamış Doguş, Semih ve Furkan takıma direnç getirmiş, savunma limitlerini üst düzeyde zorluyor.
Doguş’a ayrı bir parantez açmak gerekir bu sürede. Topu kaybetmeden yarı sahaya geçirerek takımın sistemi oynamasını sağladı. Ön sahada yaptığı baskılı savunmayla, İtalyanları düzen dışına itti. Top çaldı, smaç yaptı, ters turnikeyi kaydı hata üst üste hucum ribauntları alarak moralimizin tavan yapmasını sağladı.
Tam işler şahane giderken Tanjeviç ne yaptı.? İkinci yarıya alan savunmasıyla başladı. İkinci saniyede üçlüğü yedik. Fark erimeye başladı. Doguş hala kenarda. Fark 14 sayıya indi . Doguş, Furkan ve Semih kenarda oturmaya devam ediyor. Sinan da dinleniyor, ayaklarını uzatmış. Fark 6 sayı, maç gidiyor, hava sisli- puslu tam İtalyanların sevdiği konuma gelmiş ortalık.İtiş kakış başlamış.! Maç gidiyor elden teknik heyet adeta seyirci. Seyirciyse şaşkın, sesi çıkmıyor. ‘Seyircinin çoğunun pastırmanın iyisinden de anladıkları benim için şüpheli.’ Son saniyeler, maç elden gitmiş, son top İtalyanlarda ‘Atıp sokuyorlar’ ..! İtalya’ya bir kez daha yeniliyoruz.
Bütün bu saçma sapan işler olurken, ‘Ne kadar çok konuşursa o kadar iyi spiker olduğunu düşünen bir anlatıcının yanında ülkenin ‘allı-şanlı’ iki yorumcusu, yapılan hataları dile getirmeden biz bu maçı nasıl olsa kazanırız edası içerisinde ‘Eyyam yapmaya’ devam ettiler.
Şimdi 18 sayı farkla yenildiğimiz Çek Cumhuriyeti maçı kaldı önümüzde. Şimdi anladın mı Turgay, tam seçimler arefesinde nasıl zor durumda kaldığını. Seçimi kaybedersen ilk akla gelecek konu, son günlerde milli takımın aldığı başarısız sonuçlar olacaktır.



