Miami Heat, Sixers’ı çok da zorlanmadan 4-2 yenerek Konferans Finali’ne ulaşan ilk takım oldu. Joel Embiid’in iki maçta oynamaması. Sakatlık dönüşü de eski ritminin uzağında olması Miami Heat için bir avantaj olarak görülse de benzer bir sorunu onlar da yaşadı. Kyle Lowry 6 maçın sadece 2 tanesinde oynadı. O maçlarda da kötüydü. Miami geniş ve esnek kadrosuyla oturmuş sisteminin ekmeğini yedi ve Lowry’nin açığını kapatmayı başardı. Sixers dar kadrosuyla bunu yapamadı. Üstüne James Harden’ın sadece bir maç dışında beklenen katkıyı yapamaması eklenince Heat finale, Sixers da tatile çıktı. Önceki yıllarda erken biten serileri avantaj olarak görmezdim ama bu sene farklı düşünüyorum. Seriler çok sert geçiyor. Bu da uzun süren serilerin ciddi bir yıpranmaya neden olması demek. Miami, Boston-Milwaukee eşleşmesinin kazananıyla oynayacak. Bucks 3-2 önde ve 6. maçı sahasında oynayacak. Yüksek olasılıkla Milwaukee-Miami finali izleriz. Finale kim çıkarsa çıksın hırpalanmış olarak çıkacak. Ayrıca Miami en az onlar kadar savaşan bir takım. Sertliği üst düzeyde olacak maçlar yaşanacak. Bir önceki Atlanta serisini de 4-1’le geçen Miami daha az yıpranması nedeniyle küçük de olsa avantajlı.
Miami, Lowry’nin açığını bir şekilde kapattı ama final serinde ona ihtiyaç duyacaktır. Çünkü rakibi Bucks veya Boston da olsa ciddi savunma savaşları yaşanacak. Zaten hücumda sınırlı kapasiteye sahip Heat için hücumu organize edecek deneyimli bir Lowry gerekli. Miami’nin artıları ise; savaşçı kimliklerini yansıttılar ama rakipleri görece olarak daha yumuşaktı. Bucks/Boston serisi Miami savunması için ciddi sınav olacak. Heat sabırla top çevirerek en uygun pozisyonu arıyorlar. Jimmy Butler formda. 28.3 sayıyla skor lideri. Tyler Herro bençten skor katksı yapmanın yanında oyun kurmaya da destek oldu. Koç Spoelstra, Victor Oladipo’yu da rotasyona dahil ederek Lowry’nin yokluğunu telafi etmeye çalıştı. Oladipo fena da oynamadı. Bam Adebayo ve PJ Tucker savunma ağırlıklı ama hücumu da kapsayan katkı yapmayı sürdürdü. Max Strus çok iyi play-off geçiriyor. Duncan Robinson’un dakikalarını alıp takımın nokta şutörü olmayı başardı. Robinson’a kıyasla daha iyi savunmacı ve istikrarlı olması onu öne çıkardı. Böylece Heat’in elinde iki etkili keskin şutör oldu. Final serinde bu durum avantaj sağlayacaktır. Çünkü her iki isimde boş kaldığında üç sayıyla ceza kesebiliyor.
Warriors tarihi farkla sarsıldı. Phoenix de istikrarsızlık sürüyor.
Golden State 3-1 önde gittiği Memphis deplasmanında 39 sayı farkla kaybetti. Maç erken koptuğu için Warriors asları dinlendirmeyi seçti ve kaybı göze aldı. Yenilgiyi anlarım ama ama 39 farkı kabullenmeyi anlayamam. Fark bir ara 50’lerin üzerine çıktı. Golden State için kötü bir sinyal oldu. Umarım kalıcı olmaz. Grizzlies’in turu geçmesi çok zor ama Ja Morant’tan yoksun 39 sayı fark atmaları ilginç. Memphis çok değişik bir takım. Tipik bir yıldız takımı değil. Yıldızı sistemine adapte eden ir takım. Yıldızları var ancak ona bağımlı değiller. Morant oynamadığında farklı moda geçiyorlar. Savunma üst seviyeye çıkıyor, yedek oyun kurucu Tyus Jones skorer yapıya bürünüyor ve Memphis yıldızı olmadan da kazanmaya devam ediyor. Jones’un yedekten geldiği maçlardaki sayı ortalaması 87. Ja Morant’ın oynamadığı ve ilk 5 aşladığı iki maçta 20 sayı ortalama ile oynadı. Hem de Curry, Klay ve Poole gibi elit skorerleri savunurken. Sezon içinde de durum öyleydi. Play-off’ta da aynı filmi izledik. Morant’ı her anlamda çok iyi yedekliyor ve takım için en az aslar kadar değerli bir oyuncu.
Phoenix-Dallas serisi 3-3’e geldi. 5. maçı Phoenix 30 sayıyla kazanmıştı. Son maçta ise 27 sayıyla Dallas galip geldi. Evinde oynayanın rahat kazandığı ve maçtan maça ciddi düşüşlerin yaşandığı tuhaf bir seri oluyor. Deplasmanda kazanan olmadı. Phoenix saha avantajıyla favori ama tersi de olsa sürpriz olmaz. Phoenix play-off boyu çok fazla iniş çıkış yaşadı. O nedenle alacakları hiçbir sonuç beni şaşırtmaz. En derin ve en alternatifli kadro onlarda. Kağıt üstünde zaafları çok az. Atlet, savunmacı, kalıplı kanat oyuncuları, delici gardlar, benç skorerleri, çember savunan uzun, skorer oyuncu, hücuma yön veren gard, takım içi uyum, rol paylaşımı…bir takımın ihtiyacı olan hemen her şey Phoenix kadrosunda var ama Pelicans serisinden itibaren pek azı çalıştı. Potansiyel, sahaya bir türlü yansımadı.