Türk Basketbolu’nun efsanelerinden; kariyerinde Fenerbahçe, Altınordu, Kolej, Ankaragücü gibi birçok takımın formasını giyen Halil Dağlı 82 yaşında hayata gözlerini yumdu. Merhumun cenazesi 3 Mayıs Cuma günü (yarın) Dereağzı Lefter Küçükandonyadis tesislerinde düzenlenecek olan törenin ardından, Kızıltoprak Zühtü Paşa Camiinden öğle namazına müteakip kaldırılacak.
Basket Dergisi olarak merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz.
“1942’de Konya’da dünyaya gelen Halil Dağlı, basketbola Konya Lisesi’nde okuduğu sırada başladı. 1958 Türkiye Gençler Şampiyonası’nda dikkati çekince, Fenerbahçe genç takımı antrenörü Önder Dai tarafından ağabeyi Naim’le birlikte İstanbul’a çağırıldı. İki sezon genç takımda oynadıktan sonra, 1960-61 sezonunda A takımına yükseldi. Askere gittiği 1964’e kadar Sarı-Lacivertli formayla iki İstanbul şampiyonluğu yaşadı. Askerden dönüşünde Altınordu’ya transfer oldu ve İzmir ekibinin 1966-67 sezonunda başlayan Türkiye Deplasmanlı Basketbol Ligi’nin ilk şampiyonluğunda önemli rol oynadı. 1967-68 sezonunda Fenerbahçe’ye dönen Halil Dağlı, ertesi sezondan itibaren sık sık takım değiştirdi. Sırasıyla birer sezon Altınordu, Kolej, tekrar Altınordu ve üç sezon Ankaragücü’nde oynadı. 1974-75 sezonunda yuvaya dönen Halil Dağlı, Fenerbahçe basketbol takımının sıkıntılı günler geçirdiği yıllarda takım kaptanlığını üstlendi. 1981-82 sezonuna kadar Fenerbahçe’de oynayan Halil Dağlı 40 yaşında basketbolu bıraktı. Spor yaşamının en ilginç özelliklerinden biri iki ayrı kuşakla birlikte oynamasıydı. Fenerbahçe A takımına girdiği yıllarda Mehmet Baturalp ve Altan Dinçer’le birlikte oynarken, son yıllarında onların oğulları Ömer Baturalp ve Kemal Dinçer’in kaptanlığını yaptı. Basketbolu bıraktıktan sonra Fenerbahçe’den kopmadı; 2003’e kadar çeşitli dönemlerde şube kaptanlığı ve menajerlik görevlerini üstlendi. Ay-yıldızlı formayla Genç Milli Takım’da tanışan Halil Dağlı toplam 66 kez milli oldu.”
Çok sevgili ağabeyim, herkesin Halil Hoca’sı, bir Fenerbahçe sevdalısı, takım arkadaşı olma şerefine eriştiğim sevgili kaptanımız… O bir Cumhuriyet çocuğuydu, Konya’da yetişip İstanbullu olmuş, ilkelerine, Cumhuriyetimize bağlı örnek, şahane bir insandı, özellikle deplasmanlara gittiğimizde odalarda toplanıp onun doyumsuz aksanıyla doyumsuz sohbetlerini dinleme şansını bulmak gerçek bir ayrıcalıktı. Bana “Kepçe” der, çok zıpladığım ve her türlü smacı 1.88 cm. boyuma rağmen yapabildiğim için “ya kepçe, seni maymunlar bile kıskanır” diye takılır, sürekli nasihatlar verirdi. Mekanı cennet olsun, melekler yoldaşın olsun sevgili Halil Ağabeyim. Tüm Fenerbahçeli’lerin ve basketbol camiasının başı sağolsun.