All star maçlarını savunma yapılmayan ve anlamsızca uzun bir şov olarak görsem de oyuncular için önemli buluyorum. All stara seçilmek bir anlamda izleyici ve basketbol otoriteleri tarafından en iyi olduğunuzun tescillenmesi demek. NBA’deki 3. sezonunu yaşayan Ja Morant all star seçilmeyi başardı.
Formda bir sezon geçiren 99 doğumlu basketbolcu geçen sene 19.1 olan sayı ortalamasını bu sene 26’ya çıkardı. 7 asist, 6.1 ribaunt % 35 üçlük % 49 genel şut yüzdesiyle Memphis Grizzlies’in Batı Konferansı 3. sırasına yükselmesinde başrolü oynayan isim. Son beş maçında 30 sayı ve üstü atan 1.90’lık oyuncu dikey olarak çok iyi sıçrıyor. Lakers maçında Avery Bradley’e yaptığı fizik kurallarını altüst eden blok uzun yıllar unutulmayacak cinsten. Morant sadece istatistik olarak değil oyun olarak da gelişti. Bu sene % 35 yüzdeyle maç başına 1.5 üç sayı isabeti kaydediyor. Henüz elit seviyede şutör diyemeyiz ama rakip savunmalar önceki sezonlar olduğu gibi ‘penetre kanallarını kapatarak şuta zorlama’ taktiğine baş vururken bir kez daha düşünmek zorunda. Çünkü bu savunmayı üç sayıyla cezalandırabilir.
Ja Morant müthiş bir delici. Savunulması çok zor. İkili sıkıştırmaları bile yarıp geçebiliyor. Bu özelliklerinin yanına şutunu geliştirmeye çabalaması komple bir hücum silahına dönüşmeye kararlı olduğunun göstergesi. Eksik yönlerinden biri top kayıpları. Maç başına 3.4 top kaybı yapıyor.
Böylesi atlet oyuncularda görmeye alışkın olmadığımız bir estetiğe sahip. Saha görüşü iyi. Şu an için en temel eksiği olarak görünen savunmasının da gelişeceğini düşünüyorum. Çünkü ayak çabukluğuna sahip. Fiziği ve hücumdaki aktifliği nedeniyle büyük bir savunmacı olmasını beklemiyorum ama Lebron James gibi gerektiğinde orta seviyede savunma yapsın yeter. Rekabetçi bir ruha sahip olan Morant, oynadığı hemen her maçta sahaya müthiş enerji koyuyor. Genç yaşına karşın olgun bir oyunu var. Ne yaptığını bilerek oynuyor ve çok iyi bitirici. Öz güveni yüksek. Ayrıca maçın kritik anlarında sorumluluk almaktan çekinmiyor. Grizzlies’te hücumun merkezi olmasına rağmen sistem içinde kalmayı başarıyor. Diğer skorerler Desmond Bane, Dillon Brooks ve Jaren Jackson JR’a hareket alanı bırakıyor.
Düzenli bir hayatı olan Ja Morant’ın aile bağları güçlü. All star seçilmesini büyükanneleriyle birlikte kutlayan görseli sosyal medya hesabından paylaştı. Disiplinli bir karakter. 190 boyunda ve sadece 78 kiloyla NBA ölçülerine göre küçük ve zayıf bir oyuncu olası bu sene rakiplerinin üzerinden 34 smaç yapmasına engel olmadı. Daha önce yılın çaylağı ödülünü alan Ja Morant All star seçilerek bir seviye daha atladı ama bununla yetinmez. Elitlerin dünyasında başka unvanlar da elde edeceğine kuşkum yok.
Los Angeles Clippers vazgeçmiyor
Bu sezon sakatlık sorunu yaşayan çok takım oldu. Ancak Los Angeles Clippers gibi kilit oyuncularının neredeyse tamamı sakatlanan olmadı. Sezona sakat giren Kawhi Leonard’ın ardından Clippers’da oyun kurgusunu üzerine inşa ettiği Paul George de sakatlandı. 26 maçta forma giyen George ameliyat olması halinde sezonu kapatacak. Şimdiden 25 maç kaçırdı. Önümüzdeki seneyi kurtarma adına operasyon geçirmesi yüksek ihtimal. Takım diğer kilit isimleri Marcus Morris aralıklarla 25 maç kaçırırken, Nicolas Batum 20 maçta takımını yalnız bıraktı. Normalde bu kadar kilit oyuncusundan mahrum bir takımın yarıştan kopması gerekir. Ancak Clippers kalan oyuncularıyla müthiş bir direnç gösteriyor. 26 galibiyet, 26 mağlubiyetle Batı Konferansı 7. sırasındalar. Clippers son üç galibiyetini fantastik geri dönüşlerle kazandı. Philadelphia Sixers’ı deplasmanda 102-101 yendikleri maçta 24 sayı geriden gelip kazandılar. 35 sayı geriye düştükleri son 25 saniyesine 7 sayı geride girdikleri Washington Wizards maçını Luke Kannard’ın son iki saniyede attığı üçlükle kazandılar. 14 sayı geriye düştükleri Orlando Magic maçı Clippers’ın geriden gelip kazandığı bir diğer maç oldu.
Son altı maçta dört galibiyet elde eden Los Angeles Clippers’ın sezonun kalan maçlarında işi daha zor olacak. Play-off yolundaki rakipleri Dallas ve Minnesota’nın takas döneminde takviye yapması yüksek olasılık. Lakers’da Anthony Davis döndü. Neredeyse tam kadro oldular. Clippers’ın ise takviye yapması zor. Takım sahibi Steve Ballmer yeni yapılan salona ciddi bir harcama yaptığı için daha fazla lükse vergisi ödemek istemeyecektir. En fazla Serge Ibaka’nın sezon sonu bitecek 10 milyon dolarlık kontratını kullanarak bir takas deneyebilirler.
Koç Tyronn Lue şartlar ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın alternatif üretmeyi başarıyor. Geçen sene Terance Mann’ı vitrine çıkarmıştı. Bu sene de yokluklar içinden parlattığı isim Amir Coffey oldu. Bir dönem ülkemizde Türk Telekom forması giyen Richard Coffey’in oğlu olan Amir son 11 maçta ilk beşe yerleşti ve % 38 üçlük yüzdesiyle 8.1 sayılık katkı yapıyor. Kawhi ve George’un yokluğunda hücumda fazlasıyla tıkanan Clippers savunmasıyla ayakta kalıyor. Savunma verimliliğinde 6. sıradalar. Reggie Jackson, Luke Kannard, Amir Coffey, Terance Mann, Isaiah Hartenstein, Nicolas Batum, Ivica Zubac, Eric Bledsoe ve Justice Wisnlow alkışlanacak bir var oluş mücadelesi veriyorlar. Bu direnç onları nereye taşır bilinmez ortaya koydukları karakter saygıyı fazlasıyla hak ediyorlar.
Hakeem sözünü tuttu
Temsilcimiz Alperen Şengün daha önce sözünü aldığı NBA’in gelmiş geçmiş en büyük pivotlarından Hakeem “The Dream” Olajuwon’la özel antrenmanlara başladı. İkilinin antrenman görselleri Rockets resmi hesabından paylaşıldı. Bu çalışmaya kulüp açısından bakarsak Alperen’e verilen önemin göstergesi. Basketbolcumuz açısından bakarsak tam bir piyango. Oyuncumuzun sırtı dönük oyunu yavaş ayrıca faulsüz savunma yapmayı bilmiyor. Nijeryalı pivot bu eksikleri giderme adına doğru adres. Ayrıca Alperen, Müslüman olan Hakeem’e karşı din kardeşliği kartını kullanarak kalıcı bir dostluk da kurabilir. Bu sene temsilcimiz için rüya gibi geçiyor. Umarım bütün bu çalışmalar onu Mehmet Olur ve Hidayet Türkoğlu gibi çok başarılı bir NBA kariyerine taşır.
