Bilindiği üzere coronavirüs başımıza bela olduktan hemen sonra tüm spor faaliyetleri son buldu. Profesyonel Ligler, yerel ligler, turnuvalar, spor OKULU çalışmaları, bireysel antrenmanlar, hepsi kapalı , çalışma yok, gelir üretimi yok.
Ancak her şeye rağmen, neredeyse hızır gibi imdadımıza yetişen 'zoom' uygulaması, en azından motivasyonumuzu yüksek tutmamızı en önemlisi de “ALTYAPI KONUŞMA” isteğimizi gün yüzüne çıkardı .
Meğer bu altyapı ne kadar önemli bir şeymiş yarabbim, onsuz olmazmış ,çok çalışmak lazımmış, kazanmaya veya kaybetmeye değil sürece odaklanılmalıymış, sabır çok önemliymiş, fundamental çok çalışılmalıymış, vesaire vesaire.
Hemen herkesin hemfikir olduğu konular aklımızı başımıza getiren virüs bey sayesinde gündemdeki yerini alıverdi.
Kulüplerimiz, virüs etkisi ile daha da küçülecek ekonomik şartların gereği, artık eskisi gibi har vurup harman savurma misali bol sıfırlı paralar ile yabancı oyuncu transfer edemeyecekler, dolayısıyla altyapı organizasyonlarına ağırlık vereceklermiş ( şu virüsün hikmetine bakarmısınız, nasıl yıllardır dilimde tüy bitirdiğim altyapının önemini gözümüze gözümüze soruverdi -birden Türk filmlerindeki gibi “Aman Allahım görüyorum, görüyorum” modunda herkes)
Hadi diyelim bu oldu, kulüplerimiz akıllarını başlarına devşirerek, vizyon sahibi , bu vizyona ulaşabilecek misyona sahip , uzun vadeli plan ve program çerçevesinde sabırla çalışacak önce YÖNETİCİ’yi sonra da bu yönetici ile uyumlu çalışacak eğitimli, bilgili ve kültürel anlamda gelişmiş antrenörü istihdam edecekler mi?
Peki, hadi bu yapıyı kurduk, ya canım civanım, bize aklın yolunu gösteren virüsümüz bizi terkederse ne yapacağız (şaka bir yana defolsun sıktı artık) sabrın sonu selamet altyapı uzun vadeli bir yatırımdır, aynı dürüstlük gibi, ama önünde sonunda sistemin gerektiği gibi çalışıyorsa (yapılan kısa,orta ve uzun vadeli planlara uyarak) karşılığını alırsın deyip yola devam mı edeceğiz, yoksa ilk toparlanma eğiliminde sıra sıra selvi gibi ya da bardak gibi yabancılara mı kucak açacağız.
Çare basit hanımlar, beyler…
Bizleri mecbur bırakacak dış etmenler yüzünden değil, kendi bilincimiz ile gerekli olana odaklanıp virüse “abi bundan sonrasını bize bırak, Allah senden razı olsun, bak artık görüyorum da, vallahi gerekli yatırımı tek bir saniye dahi kaybetmeden yapacağız” deyip yola mı koyulacağız.
Altyapı temeldir, gerekliliktir, mecburiyettir, sorumluluktur, akıldır, bilimdir. Bari bu şansı kullanmayı becerelim, artık görüyoruz da.
Bağ dua değil, çapa ister.
HURŞİT BAYTOK



