Anadolu Efes, geçmişini ararken geleceğin de kapısını araladı Barcelona karşısında…
Lacivert-Beyazlılar, hemen tüm takımların yaşadığı sakatlıklar ve COVID-19 vakalarından takım kimyası olarak en çok etkilenen ekiplerin başında geliyordu düne kadar… Bunun da en önemli sebebi, takım kimyalarının “ham maddesi” olan Shane Larkin’in sakatlık, COVID-19, milli takım süreci derken Efes’e yeterince odaklanamamasıydı. Bu üç unsurdan da uzaklaşıp, bir de hafta sonunu dinlenerek geçirince ve en önemlisi de karşısında Barcelona gibi motivasyon açısından oldukça cazip bir rakip bulunca, kısacası rüzgarı hissedince yelkenleri açtı Larkin… O’nun takımı için ne denli “ateşleyici unsur” olduğu da bu sezon belki de ilk kez tekrar açığa çıkmış oldu. Larkin’in saha içinde rakibe “negatif”, takım arkadaşlarına ise “pozitif” enerji verdiği zaman dengelerin nasıl değiştiğini, Anadolu Efes’in nasıl bambaşka bir çehreye büründüğünü de gördük.
Bir takım için bir oyuncunun bu denli önem taşıması aslında çok da tercih edilecek bir durum değil… Yokluğunda işlerin arap saçına dönmesi kadar, varlığında her şeyin “toz pembe” görünmesi de… Ama gerçek bu… Larkin, “her eve lazım” tarzı, kader değiştirecek nitelikte bir isim… Bu sezon, düne kadarki süreçte Efes’in yaşadığı gel-gitlerin en önemli sebebi de O’nun yeniden varolup olamayacağı ile ilişkiliydi. Geçen sezon, baştan itibaren “takımı sürükleyecek oyuncu” pozisyonunu fazlasıyla doldurduğundan, O’nun sakat olduğu süreçte dahi “döneceği” düşüncesi dahi takımdaki “çarkın diğer dişlilerini” mental anlamda olumsuz etkilememiş, çark yine en iyi şekilde işlemişti. Ama bu sezon “Larkin muamması” ile başlayınca, buna bir de “tamamlayıcı” unsurların eksiklikleri de eklenince Efes’in geçen sezonu tekrar edemeyeceği endişesi sadece izleyenleri değil, takımdaki diğer oyuncuları da sarmıştı. Bu açıdan da dünü bir milat olarak görmeli…
37 verimlilik puanına ulaştı ABD asıllı milli guard… Buna erişirken, hiç faul yapmadan, o müthiş çabukluğu ile rakiplerinden tam 9 faul aldı. Barcelona savunmasının dengesini sürekli bozdu, düzenden çıkardı… Tam olarak hazır mıydı derseniz cevabı hayır. Hala üç sayı çizgisinin gerisinden standartlarının altında (2/6). Serbest atış çizgisinde de (5/7) aynı durum söz konusu… Ama buna rağmen o müthiş deliciliğini kullanma, oyunu okuma, takım arkadaşlarına servis yapma konusunda ulaştığı seviye itibarıyla kısa bir süre içinde çok daha iyi duruma geleceğini ortaya koydu. 23 sayı, 7 ribaund, 8 asist, 2 top çalma ile “geliyorum” mesajını verdi.
Onun takıma yaydığı pozitif enerji de etkisini gösterdi. Özellikle ikinci çeyrekten itibaren hücuma kattığı renk, artan özgüvenle birlikte 3. periyotta savunma direnci de tavan yaptı. İstikrar abidesi Simon’la birlikte Micic de Larkin’e ayak uydurunca Efes, Barcelona’ya bu sezon ilk kez üst üste ikinci yenilgisini tattırmayı başardı. Hem de bunu Beaubois, Singleton ve Moerman gibi kilit oyuncularının standartlarının çok altında kaldığı bir maç sonunda becerebilme lüksünü de yaşadılar.
Efes’in saha içi lideri Larkin sonunda geri döndü. Ve sezon da Lacivert-Beyazlılar için şimdi yeniden başlıyor.
