Avrupa ve Dünya şampiyonaları ileo olimpiyatlarda ulusal takım kadroları (on iki kişiden oluşur) maçlar başlamadan 24 saat önce teknik toplantıda yetkililere vermek zorundadırlar. 12 kişilik kadro belirlendikten sonra antrenmanda veya maçta sakatlık yaşayan ya da hastalanıp oynayamayacak durumda olan oyuncuların yerine hiçbir oyuncu kadroya çağrılamaz.
Bu kadar saçma kural olamaz. Uzun hazırlık dönemi geçireren takımlar şampiyona sırasında şanssız sakatlıklar ve hastalıklar yaşadıkları anda bu kural dolayısıyla hedeflerine ulaşamıyorlar. 2001 Avrupa Şampiyonası'nda Orhun Ene ve daha sonra Mehmet Okur'un sakatlığı belki de Avrupa şampiyonluğumuzu önledi. 2006 Japonya'daki Dünya Şampiyonası'nda eksik kadromuza rağmen inanılmaz galibiyetler alan (Litvanya'yı ilk defa iki kez yenmemiz) milli takımımız İbrahim Kutluay, Ersan İlyasova ve Cenk Akyol'un sakatlıkları olmasa final oynayabilirdi. 2009 Polanya'daki Avrupa Şampiyonası'nda fırtına gibi esen milli takımımız, Ersan İlyasova'nın sakatlığı sonucunda ilk dördün içinde yer alamamıştı. Rakiplerimizin durumları da bizden farksız. Tüm ulusal takımlar şampiyonalar sırasında 12 kişilik kadroların en az 2 yedekle 14 kişiden oluşması için yaptıkları başvuruları FIBA reddetmektedir.
NİYE?
(Bu kuralı eleştirmek için bu yazıyı kaleme aldığım gün Ümit Avcı beni uyardı, FIBA Avrupa bu kuralı değiştirdi, kadroları 14 kişiye çıkardı dedi. Ancak 2-3 gün sonra FIBA Dünya bu değişimi reddetti ve eski haline döndürdü.)
Ve federasyon
Federasyonumuz, ulusal takımlara gösterdiği hassasiyeti ve ilgiyi maalesef Türkiye liglerine katılan takımlarımıza yansıtmamaktadır.
Senelerdir bazı kulüplerimiz karşılığı olmayan (hayali) bütçelerle lige başlamakta, sezon içinde antrenöre, oyuncuya ve menajerlere ödemeler yapılamamakta, sonuçta takımlar istedikleri dereceleri almadıkları gibi bazı hukuki problemlerle karşı karşıya kalmaktalar.
Federasyon hukuk servisinin masaları yaşanan sorunların dosyaları ile dolu. Karşılığı olmayan bütçelerle yaşadıkları bu sorunlar sezonlar devam ettikçe üst üste binmekte ve kulüplerimiz ya alt kümelere düşmekte veya kapanmak zorunda kalmakta. Eğer İDDAA gelirleri olmasa kulüplerimizin durumu daha feci olabilirdi. Federasyon lige katılım payı, yabancı oyuncu lisans ücretleri gibi kendine gelir getirici unsurları dikkatle uygularken takım bütçelerinin karşılığında teminat almıyor.
NİYE?
(Hadi teminat kısmını halledemiyorsun her sezon sonunda oyuncu, antrenör, menajer borçlarını ödendiğine dair kulüplerden yazılı belge alsan ve kulüplerin yeni faaliyetlerine öyle izin versen.)
