Zaten vasat sayılabilecek bir kadroya sahip olan Malaga karşısında Fenerbahçe Ülker’in bu kadar zorlanacağını düşünmemiştim. 56-47’den sonra 6 dakikada can havliyle yapılan 18-3’lük seri Fenerbahçe’yi uçurumun eşiğinden aldı.
Bütün maç Malaga’nın istediği şekilde oynandı. Tempoyu düşürdü çok konsantre savunma yaptı, haddini bilerek oynadı Malaga. Fenerbahçe aynı savunma sertliği ile karşılık verse de maç konsantrasyonunun düşüklüğü çok belli oluyordu. Öyle ki Kleiza ve Zoriç ikilisi daha devre bitmeden toplam 6 top kaybı yaptı. İkinci yarıda da uyuyan Fenerbahçe, son çeyrekte 9 sayı geri, oyuncuların suratları da yere düştü. Obradoviç, Emir ve Melih’ten beklediğini alamayınca bu maçta oynatmayı hiç düşünmediği Ömer Onan’a sarıldı, Ömer de maça.
İş disiplini, işine saygı, gerçek profesyonellik bu işte. Keşke Türkiye’deki tüm sporcularda Kerem Gönlüm ve Ömer Onan’daki iş ahlakı olabilse. Önce savunmayı ateşledi Ömer, herkesin potaya bakmaktan çekinip topu birbirine verdiği anlarda cesurca çembere gitti. Onun yürekliliğine her zaman soğukkanlı olan ve bu özelliğinin kendisine büyük avantaj sağladığı Bjelica da eklenince gitti denilen maç geri geldi. Neredeyse tüm maçı oynayan McCalebb’in fedakarlığını da yok saymayalım…
Maç sonu oynayamama beceriksizliği dün yine Fenerbahçe’nin başını yakıyordu. Bir dakika kala 6 sayı öndeyken yapılan top kayıpları yine can yakacaktı ama hakem Lamonica’nın centilmenlik dışı faul kararı (doğru bir düdüktü) Fenerbahçe’yi ipten aldı. Hala çeyrek final şansı devam ediyor. Ama Olympiakos’tan sonra Malaga’ya karşı da ikili averajda geri düştük. Umarım deplasmanda yenilen 90’lı sayılar Fenerbahçe’nin averajla dışarıda kalmasına neden olmaz.
