Fenerbahçe BEKO’nun coachu Dimitris Itoudis, sezon öncesi açıklamalarında “zaman ne yazık ki dostumuz değil” demiş, takım kimyasını yakalamak için zamanla yarışmak zorunda olduklarına dikkat çekmişti.

Euroleague’de sezonun ilk maçında, Bayern Münih deplasmanında görüldü ki Itoudis ile zaman arasındaki küskünlük sona ermiş!.. Sarı-Lacivertliler, zor bir deplasman olan Münih’te, belki de en beklenmedik olanı yapıp SAVUNMADA SİVRİLEREK kazanmayı başardı. Rakibi tam 19 top kaybı yapmaya zorlayan Kanarya’nın başlangıç maçını böyle bir performansla taçlandırması ayrıca güzeldi. Daha da ilginci, bu açıdan takımın “en zayıf halkası” olarak görülen Carsen Edwards’ın, hücumda 1/10 isabet ile oynadığı gecede çaldığı 2 top ve savunmada yer tutuşu ile bu açıdan hiç de “boş” olmadığını ortaya koymasıydı. Hücum performansı er ya da geç, maçlar ilerledikçe istikrara kavuşacaktır, o açıdan sıkıntı yok… Ancak Edwards’ın savunmadaki becerisi bence “komple” bir oyuncu olarak Fenerbahçe’nin bu sezon Avrupa vitrinine yeni bir yıldız koyma adına çok ciddi bir gösterge idi.

Dünkü savunma performansı kadar, Calathes’in de tıpkı eski günlerde olduğu gibi “maestro” rolünü üstlenmesi de önemliydi. Yunan guard saha içi organizasyon konusundaki becerisini oyunun her anında hissettirirken, “şutu yok” eleştirilerine de çizgi gerisinden 4’te 2 isabetle verdi.

Itoudis’in Pierre’i sırtı dönük oyunundan azami fayda sağlaması, Jekiri’nin sakatlık dönüşü çok iyi bir maç çıkarması güzeldi. Tabii ki bu ilk maç… Eksiklerin giderilmesi için hala zamana ihtiyaç var. Ancak Fenerbahçe BEKO’nun hem savunma hem de hücumda “paylaşan” bir takım görüntüsü vermesi sezonun devamına ilişkin çok önemli bir veri… Uyum sürece korkulduğu kadar uzun sürmeyecek. Umarım devamı da başlangıç kadar güzel olur…