5 Aralık 2024, Perşembe
spot_img
Ana SayfaTHY EUROLEAGUEEuroLeague: İlk Yarının Dikkat Çeken Takımları / TOGAN KARATAŞ

EuroLeague: İlk Yarının Dikkat Çeken Takımları / TOGAN KARATAŞ

Sezon başında yeni bir formata geçen EuroLeague’in önceki sezonlara göre çok daha çekişmeli ve kırıcı geçmesi bekleniyordu. Öyle de oldu. Takımlar bu sert ligde çok zorlu maçlar oynarken taraftarlar da her hafta bol bol kaliteli maç izleme imkanına erişti. Bu süreçte bazı takımlar beklenen performansı sergilerken bazıları beklentileri aştı veya karşılayamadı. Peki ilk yarısı biten EuroLeague’in envanterine baktığımızda takım bazında neler öne çıkıyor? Beklentilere göre farklılaşan takımlar hangileri? Dikkatimi çeken takımlar şöyle: (Sınıflandırma tamamen özneldir.)

Öne çıkanlar

1 – CSKA’nın dominantlığı: Sezon başında CSKA’nın devreye lider girmesi beklenen bir sonuçtu. Ancak oyun olarak gösterdikleri gelişim gerçekten dikkat çekiyor. En yakın rakibinden iki galibiyet önde olan CSKA ligin en iyi averajına sahip takımı durumunda. Maç başına 88,4 sayı bulan CSKA potasında ortalama 80,73 sayı görüyor. (Uzatma sayıları sıralamada sayılmıyor.) Üstelik ligde maç başına ortalama 20 asisti geçen tek takım da CSKA. %52,6’lık oran ile ligin “true shooting ratio” lideri olan CSKA’nın en önemli avantajlarından biri de maçlarda 12 oyuncusundan da faydanalanabilmesi. Bu durum onlara Teodosic ve/veya De Colo yokken bile maç kazanma alışkanlıklarının gelişmesi ve uzun ligde takımı diri tutmaları için büyük bir avantaj sağlıyor. Son şampiyon şu an ligin en iyi takımı konumunda. Üstelik hala en üst düzey performanslarına geçmiş değiller.

Milos Teodosic - CSKA Moscow - EB16

2 – (Gizli) Play-off takımı Brose: Son beş maçının dördünü kazanan Brose’nin play-off adaylığının aslında pek gizli kalan bir yanı yok. 6-9 ile play-off’un sadece bir galibiyet gerisindeler ve dipten çoktan kurtuldular. Mağlubiyetlerinin çoğunu son toplarda alan Trinchieri’nin Brosesinde efektif oynayan gardlar ve Melli’nin performansı dikkat çekse de takım olarak çok daha fazlasını ifade ediyorlar. Çünkü Brose büyük takım yenerek lige mesaj vermeyi başaran bir “alt sıra” takımı ve istatistikler de bunu destekliyor. Brose ligin “offensive rating” (100 pozisyon başına üretilen sayı) lideri. 100 pozisyon başına 103.7 sayı bulan Brose “true shooting ratio”da da %51,7 ile CSKA’nın hemen arkasında yer alıyor. Üstelik “+” averaja sahip ilk beş takımın ardından averajı “–“ olmayan tek takım Brose. Oynadığı oyunla en azından 3-4 galibiyet fazlasını hak eden bu takımın ikinci yarıda yükselişine devam etmesini bekliyorum. Transfer döneminde takıma uygun atlet bir uzun alırlarsa çok daha fazlasını da yapabilirler.

Brose Bamberg celebrates - EB16

Kendini aşanlar

1 – Baskonia Vitoria: Geçen sezon takımın omurgasını oluşturan, I. Bourousis, D. Bertans, M. James, D. Adams gibi oyuncuları kaybetmelerine rağmen, S. Larkin, R. Beaubois, J.  Voigtmann gibi nokta atış transferler ile 10-5’lik performansa sahipler ve play-off’lara saha avantajını alarak girme hesapları yapar durumdalar. Modern – tempolu basketbolu kıtada en iyi oynayan takımlardan biri olan Baskonia sadece pozisyon sayısını artırarak değil aynı zamanda dirençli savunma ile de dersler vermeye devam ediyor. S. Alonso’nun Baskoniası maçlarda ürettiği pozisyon sayısında (15 maçta 1277 poziyon) ligin ilk beşinde yer alırken işin savunma kısmında da oldukça dişliler – az sayı yiyorlar. Bunların yanında maç başına ortalama olarak aldıkları 37,93 ribaund ile de ligin ribaund lideri olan Baskonia, “TAU Ceramica” kültürünü devam ettirerek üst üste final-four oynamasının imkansız olmadığını gösteriyor.

Shane Larkin - Baskonia Vitoria Gasteiz - EB16

2 – Kızılyıldız: Yerli oyuncuların yanına sadece iki Amerikalı ekleyen Kızılyıldız devreye play-off potasında girdi, üstelik evlerindeki son üç maçta ligin son üç şampiyonunu yenerek! (Geçen seneki gibi yine Efes’in bir galibiyet önündeler.) Radonjic’in takımı kapasitesi çerçevesinde düşük tempoda oynuyor ve “Yarı Saha Basketboluna Giriş – 101” dersi veriyor. 12,07 ile ligin en az top kaybeden dördüncü takımı olan Kızılyıldız, top çalma – top kaybı farkında ise ligin lideri: -57! (İkinci PAO: -61) Evet çaldıkları toplardan sadece 57 fazlasını kaybederek topun kıymetini bilmenin önemini tüm Avrupa’ya yeniden gösteriyorlar. Maç başlarken EuroLeague marşını bile duyamadığımız Kombank Arena’da hiçbir rakibin favori olamayacağını ispatlayan Kızılyıldız düzen basketbolu ile bu noktaya kazıyarak geldi ve kolay kolay da bırakmayacaktır. Her ne kadar Kızılyıldız geçen sene de play-off’a kalmış olsa da bu sert ligde bu kadro ile yeniden potada olmaları büyük başarıdır.

Nemanja Dangubic - Crvena Zvezda mts Belgrade celebrates - EB16

Hayalkırıklığı yaratanlar

1- Fenerbahçe: Son iki şampiyonu yenmiş olsa da sanırım Türkiye’de hiç kimse Fenerbahçe’nin devreyi 9-6 ve “–“ averaj ile kapatacağını beklemiyordu. Geçen sene dirençli ve ritimli oynayarak kendi oyununu rakibe kabul ettiren Fenerbahçe bu sene o performansın bir adım gerisinde. Üstelik takım birçok deplasmanda oldukça dağınık oynadı. Bogdanovic’in sakatlığı, Datome’nin formsuzluğu, Vesely’nin inişli çıkışlı performansı, rotasyonu zaten dar olan takımın oyununu aşağıya çekmiş durumda. Kıtanın kağıt üstünde en iyi pota altı oyuncularına sahip olan Fenerbahçe “true rebounding ratio” (maçlarda oluşan ribaundları alma yüzdesi) istatistiğinde %49,1 ile ligin 11. sırasında. Öte yandan ligde en az pozisyon yaratan üçüncü takım olan Fenerbahçe için bu bir tercih olarak öne çıksa da tempolu oynayan Baskonia gibi takımlara karşı takımın tempoyu ayarlayamadığı da unutulmamalı. Yine de “kazanma kültürü” ile Fenerbahçe hala en büyük final-four adaylarından biridir diyebiliriz.

Kyle Hines - CSKA Moscow - EB16

2 – Galatasaray: 4-11’lik performans, sayısal olarak anormal görünmese de oyun olarak Galatasaray beklentilerin oldukça aşağısında. Bütün bir devreyi neredeyse oyun kurucusuz oynayan Galatasaray’da en ağır yük hala Sinan’ın omuzlarında. Bireysel olarak gelişim göstermeye devam etse de Sinan bu yapıda çoğu zaman yalnız kalıyor. Takım kimyası bu nedenle iyi durumda değil. Milano’dan sonra ligin en çok sayı yiyen takımı olan Galatasaray’da düzensizlik hücuma da yansımış durumda: “True shooting ratio”da %46,6 ile 14. sıradalar. Ligin Milano ile birlikte en dağınık görüntüsünü veren Galatasaray’da kısa vadede önemli değişiklikler olmaz ise lig psikolojik olarak daha da zor hale gelebilir.  Nitekim 15. hafta sonunda takımın rotasyonu ve organizasyonu halen belli olmadığı gibi son Brose mağlubiyeti sonrası Ataman – oyuncular – taraftar üçgeninin her köşesi ayrı ayrı sallanmaya başladı. Bu açıdan acil çözümler gerekiyor.

Vladimir Micov - Galatasaray Odeabank Istanbul - EB16

Yukarıdaki listelere başka takımlar da eklenebilir. Örneğin, standartlarına göre başarısız olan Barcelona ve Maccabi de hayalkırıklığı yaratmış gibi görünüyor. Ancak Barcelona’nın sakatlıklarla boğuştuğunu ve Maccabi’nin kadro mühendisliğinin sıkıntılı olduğunu unutmayalım. Bu açıdan ilk yarı performansları benim için sürpriz sayılmaz. Öte yandan Baskonia’nın başarısını (tarihine de bakarak) normal karşılayanlar da olacaktır, fakat benim için kadrosu bu kadar yenilenen bir takımın 10 galibiyet çıkarması beklenti üzeri bir performanstır.

Son notlar

Diğer takımların performansı benim için sürpriz olmadı ama iki takımla ilgili çok ilginç istatistikler mevcut. Jasikevicius’un Zalgiris’inin pota altı ve çevresinde ne kadar kırıcı olduğunun sanırım herkes farkında. Veriler de bu önermeyi destekliyor: “True rebounding ratio”da ligin lideri Zalgiris. Maçlarda oluşan ribaundların %54,4’ünü alan Zalgiris aynı zamanda ligin açık ara en çok faul yapan takımı. 385 faul yapan Zalgiris, EuroLeague’in en sert takımı konumunda. Bir diğer ilginç gösterge ise yalpalayan Anadolu Efes’in ligin istatistiksel olarak en tempolu oynayan takımı olması. 15 maç sonunda 1340 pozisyon üreten Efes bu alanda en yakın rakibine (Milano) 51 fark atmış olsa bile Baskonia ile Maccabi-Milano performansı arasında gidip gelmeye devam ettiği için yedi galibiyette kalmış durumda.

Devre sonunda dikkat çeken noktalardan biri de sakatlıklar. Kırıcı geçen sezonda takımların hemen hepsinde ciddi sakatlıklar baş gösterdi veya önemli oyuncular bazı maçlarda dinlendirildi. Takvim genişletilemeyeceğine göre sakatlıklar takımların aşmak zorunda olduğu bir problem olarak ortada duruyor. Bu açıdan kadro derinliğinin eski usul sekiz kişi yerine 10-11 kişiyi içerecek şekilde (mümkünse 12) ayarlanması da başarı için elzem diyebiliriz.

Takımlarımızla ilgili genel bir not düşmek gerekirse, ekiplerimiz devreyi toplamda sadece 28 galibiyet (28/60) ile kapattı. İyi bütçelere sahip ekiplerimizin ortalama %50’lik galibiyet oranını bile yakalayamaması da sorgulanması gereken bir olgudur.  

TOGAN KARATAŞ

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler