Ergin Ataman göreve geldikten sonraki ilk basın toplantısında Enes Kanter konusuna da değendi ve onu“teknik” açıdan Milli Takım’da oynatmak istediğini söyledi.
Bu sezon Enes Kanter’in 25-30 civarında maçını seyrettim. “Teknik” açıdan Milli Takım’a çok katkı yapacağından kuşkum yok. Müthiş bir seziyle en doğru yerde bulunarak ribaundları topluyor, yüksek yüzdeyle orta mesafeli şutlarla sayı atıyor, sırtı dönük oyununu geliştiriyor. Shaqtin’A Fool’da izlemiş olabileceğiniz görüntülerde kameramanı veya seyirciyi yanlış paslarla devirse de özellikle alçak postta topu aldığında kat edenleri görerek güzel asistler yapıyor. Sağlam perdeler kurarak arkadaşlarına şut imkanı yaratıyor. Savunmada ise bildiğiniz tembel. Galiba faul problemine girmekten çekindiği için sert savunma yapmıyor.
Elimizdeki diğer uzunlara baktığımızda özellikle hücumda Enes Kanter’den daha iyi olmadığı muhakkak. Kaldı ki Milli Takımımızın en büyük sorunu içeriden oynayan uzunu olmadığı için hücumda tıkanıklık yaşamamız. Enes Kanter her gün geliştirdiği oyunu ile Milli Takımımız için bir ihtiyaç.
Gelelim işin “idari boyutuna… Geçen yıl Milli Takım personeli onun ayağına gittiler ve Avrupa Şampiyonası için söz aldılar. Ancak O, mazeret bildirme nezaketini bile göstermeden gelmedi. Disiplin Yönetmeliği gereği Milli Takım’a izinsiz gelmemenin cezası 6 aydan başlar, 3 yıla kadar ceza verilebilir. TBF, Enes Kanter’i Disiplin Kurulu’na sevketmeyerek verilebilecek en büyük tavizi verdi. Denilebilir ki, “Enes NBA’de oynuyor. Ceza versen ne olur, vermesen ne olur?”. Birincisi kamuoyun vicdanı açısından Enes iyi bir cezayı hak etmişti. İkincisi, onun bir gün kariyerine Türkiye’de devam etmek istemeyeceğinin garantisi mi var? Mehmet Okur gelmedi mi, Semih Erden gelmedi mi? Hidayet gelmek için can atmıyor mu? Bir gün Enes Kanter de Türkiye’ye gelmek isteyebilir. İşte o gün o kağıdı suratına tutup diyeceksin ki, “Senin 2 yıl ceza var.”
Hadi Milli Takım’a gelmedi. Milli Takım ile dalga geçmek neydi? Slovenya’da takım yenildikçe Enes sosyal paylaşım sitelerinde kahkahalar atıyor, mutluluğunu dile getiriyordu. Millet bunu unutmadı.
Ne Ergin Ataman’ın, ne Turgay Demirel’in istemesi yetmez. Bu millet istemedikçe, ay-yıldızın ne demek olduğunu anlamadıkça Enes Kanter, Milli Takım’da oynayamaz. Özellikle Türkiye’deki maçlarda Türk insanı haklı olarak tepkisini ortaya koyar ve onu oynatmaz.
Enes, Milli Takım’da oynamak istiyorsa, ki böyle bir işaret almadık, kamuoyu tarafından affedilmesi gerekir. Duygular değişmediği sürece de Enes, Milli Takımı göremez.