Efes play-off havasına girdiği zaman ne kadar korkutucu bir takım olabileceğini dün net şekilde gösterdi. İlk maçta yaşanan şok sonucun ardından dün serinin kaderini belirleyecek karşılaşmada Kolej’i adeta boğdu lacivert-beyazlılar.
Savunmada en üst düzeye çıktığı zaman neler yapabileceğini biliyorduk zaten Efes’in ama dün bunu Kolej’e de net şekilde gösterdiler. Dışarıda topa yapılan amansız baskı altında Kolej’in etkili ama çok hareketli olmayan ana silahları Woodside, Penney ve Stanojevic hiç istedikleri hareket alanını bulamadı. Bu üçlü toplam %40 isabette kalıp, 9 top kaybetti.
BİRKAN FARK YARATTI
Sezon boyunca fazla kullanılmayan Sinan ve Doğuş’un dün maçın başrolünde olması da tamamen oyunun kaderini belirleyen bu dış baskıda yatıyor. Ligin bu alanda en iyilerinden olan Sinan ve Doğuş 12/19 isabetle tam 27 sayıya imza attı.
Zaten doğaları gereği bu alanda etkili olan Gordon ve Shipp’in de onlara katılması beklenen bir durum ama dünün en önemli sürprizi az değil hemen hiç kullanılmayan Birkan’ın oyunuydu. Baskılı, çabuk oynanan bir maçta ne kadar verimli olabileceğini herkese gösterdi Birkan. 18 dakika sahada kaldı 19 sayı üretti. Muhasebesini çıkartırsak, normal rotasyonun en ücra köşelerinde kalan 3 isim Doğuş, Sinan ve Birkan toplam 46 sayı üretti. Penney-Woodside-Stanojevic üçlüsünden daha fazla…
İkinci yarının hemen başında fark 20 sayının üzerine çıktıktan sonra Kolej’de oyuncuların sürekli takım arkadaşlarına söylendiklerini ve tartıştıklarını gördük. Sezon boyunca uyum içinde oynayan bir takım için alışılmadık bir tablo. Ancak Efes’in baskısı ve oyun temposu o kadar bunaltıcıydı ki bu tartışmalar takım için huzursuzluktan çok karşı takımın yarattığı iç huzursuzlukla açıklanmalı. ÖYLE bir maçtı, öyle bir baskıydı işte. Rakibin sinirini bozan, bunaltan, boğan türden. Efes eğer buradan daha ileriye gidecekse buna çok daha ihtiyaç duyacak. İlk maçla dün arasındaki esas fark bu çünkü.