Anadolu Efes daha hava atışıyla birlikte oyunda üstünlüğü ele aldı. Maç boyunca da iplere sıkıştırdığı rakibine hiç hareket etme imkanı vermeyen bir boksör gibi hep daha üstün, daha avantajlı taraftı. G.Saray uğraştı, didindi, elinden geleni yaptı ama şu anda eldeki kadronun yapabilecekleri sınırlı.
Carlos Arroyo baskı altında kaldığı zaman sarı-kırmızılıların hücumda üretimi neredeyse sıfıra iniyor. Bu bugünün problemi değil. Gordon sakatlandığından beri takımın gerçeği bu. Efes ise Angelou’nun gelişinden beri tüm oyun planını topa baskı üzerine kurmuş durumda. G.Saray’ın en büyük sorunu, Efes’in en önemli konsantrasyonuyla çakışınca dünkü tablo oluştu. Doğuş ve ona yardımcı olarak Birkan nefes aldırmadı maç boyunca Arroyo’ya. Ancak %35’le hücum edebildi G.Saray. Son dönemde yeniden form bulan Erceg’in yarattığı bazı pozisyon avantajları ve Ender’in kısmi olarak Arroyo’nun yükünü alması sayesinde o da.
G.Saray’ın ribaunt üstünlüğü kurması da keza dışarıda topa baskının sonucu. Bu rakibin iplerden kurtulmasına izin vermeyen savunmanın lokomotifi de elbette bitmek tükenmek bilmeyen enerjileriyle Doğuş ve Birkan. Özellikle Doğuş bu alanda belki de Avrupa’nın en iyisi. Hücumda minimal bir katkı verebilse çok özel bir oyuncu olacak ama yine de Efes’de oyun kimliğinin lideri olmasına engel değil bu.
Efes özellikle de dünkü gibi Hopson yokken hücumda çok sınırlı kalıyor. Ama bu savunma varken, bu savunmanın tetiklediği açık alan hücumları varken yeterince üretim sağlayabildi dün. Jamon Gordon direksiyona geçtiği bölümlerde de yarı sahada bile en azından vasata ulaştı. Bu da o savunmanın üzerine yetti de arttı bile.
4 oyuncudan 61 sayı
G.Saray’da dün 4 oyuncu Erceg, Arroyo, Bonsu ve Ender toplam 61 sayıya imza attı. Oyuna giren diğer 5 oyuncu Göksenin, Cenk, Hairston, Macvan ve Furkan ise toplam 6. Efes savunmasının G.Saray hücumunu ne kadar belli ellere sıkıştırdığının en büyük ispatı bu olsa gerek.