12 Mayıs 2025, Pazartesi
spot_img
Ana SayfaTHY EUROLEAGUEEfes baştan kaybetti / Gökhan Türe

Efes baştan kaybetti / Gökhan Türe

Anadolu Efes, normal sezonun sonunda 8’de 8 yaparak yakaladığı ivmeyi, Play-Off’ta son şampiyon Panatihinaikos’a kafa tutup, seriyi 2-2 ile son maça taşıyarak taçlandırmıştı.

Kağıt üzerinde iki takımın kadro kalitesine bakıldığında da Efes’in aşağı kalır yanı yoktu. Zaten sezonun geneli boyunca eleştirdiğimiz yönü ne bu kaliteyi sahaya yansıtamıyor olmasıydı. Play-Off serisine gelindiğinde, takımı o kayıpsız geçilen 8 maçta sürükleyici isimlerin başında Beaubois geliyordu. Bu seviyede defalarca yer almış, Larkin’le birlikte 2 kupa kaldırmış olmanın getirdiği deneyim ve özgüvenle Fransız yıldızın Play-Off’a giderken yaşadığı şanssız sakatlık, Efes’i çok önemli bir silahından yoksun bırakmıştı. Buna karşın Lacivert-Beyazlılar, Larkin’in yanına PJ Dozier, Bryant ve Thompson’ı koyup, ağırlıklı olarak Bryant ve PJ Dozier’dan, Beaubois’nin yokluğundan doğan açığı büyük ölçüde kapattı Panathinaikos ile oynadığı ilk 4 maç genelinde… Ancak iş dönüp dolaşıp Atina’daki son maça kilitlendiğinde O’nun patlayıcılığını çok aradı Efes…

14 DAKİKA PAO’YA YETTİ

Serinin İstanbul’daki son maçında yaşanan gerginlikten beslenen taraf olan Panathinaikos’un, 18 bin seyircisi ve ‘bilenmiş’ oyuncu grubu ile maça olabildiğince agresif başlayıp, işi baştan sıkı tutacağı aşikardı. Cedi’nin başrolü oynadığı, Yunan ekibinin savunmada Efes’e göz açtırmayıp, sürekli hataya zorladığı, en önemlisi de ‘Efes’in bu agresifliğe aynı karşılığı vermek yerine her geçen dakika sindiği, düzen dışı atışlara yöneldiği’ bir 14 dakika izledik. Panathinaikos’un farkı 23 sayıya (36-13) çıkardığı ve bir anlamda maçı ‘geri dönüşü olmayan yola’ soktuğu o 14 dakikalık dilimde Cedi, 17 sayı ile başrolü oynadı.

Tabii ki o 14 dakikadaki agresiflik ve direnç seviyesini 40 dakikaya yaymak doğaya aykırı bir durumdu. Devamında da evsahibi ekipte rotasyon ve yorgunluk devreye girince Efes’e fabrika ayarlarına dönme, maça ‘nihayet’ girme fırsatı doğdu. Bu fırsatı da iyi değerlendirdiler. Çeyreğin sonunu 17-5’lik seri ile getirip, devre sonuna umutla gittiler. Ama Efes’i sanki maça ortak olmuş gibi soyunma odasına götüren bu seri sonunda tabelada fark hala 11 sayıydı!..

Atina’da, serinin ikinci maçını kazanırken 15 farktan geri gelmişti Efes… Ama o zaman bu geri dönüş, 3. periyodun sonu ile son çeyrekte olmuş ve Panathinaikos, göz açıp kapayana, yaşadığı şoku atlatana kadar Efes galibiyeti kapıp kaçmıştı. Bu kez senaryo farklıydı. Seyirci baskısı ve anormal seviyede agresif bir Panathinaikos başlangıcı ile oluşan fark, böyle bir maç için geri dönüşün bu kez hiç de kolay olmayacağını işaret ediyordu. Öyle de oldu. Efes geri gelebilmek için her şeyi yaptı. Farkı 4 sayıya kadar eritme şansını birkaç kez yakaladılar. Ama bu kez ‘vurup gitme’ noktasında Yunan ekibi çok daha sağlam durdu sahada, kaybettikleri ilk maça göre… Efes cephesinde sağlıklı kararlar vermek yerine ‘telaş’ devreye girince, Panathinaikos, Sloukas’la en iyi bildiği şeyi yapıp, ‘basit ama akılcı’ çözümlerle sonuca gitti.

Efes’in bu seriden ve sezonun kötü geçen bölümünden çıkaracağı ders, ‘süreklilik’ olmalı… Sezon boyunca durum ve şartlar ne olursa olsun, standartlarını bir şekilde korumayı başaran, zor anları daha akılcı kararlar ve daha az hata ile aşanların devam ettiğini, kaliteli kadronun değil takım kimyasının hedefe götürdüğünü unutmadan… Sağlık olsun…

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler