19 Aralık 2025, Cuma
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVDigbeu: Türk gençleri İspanya'nın 'Altın Çocukları'nı hatırlatıyor

Digbeu: Türk gençleri İspanya'nın 'Altın Çocukları'nı hatırlatıyor

Fransa Milli Takımı ile uluslararası turnuvalarda defalarca forma giyen, Barcelona, Real Madrid, Bologna gibi kulüplerde Avrupa basketbolunun zirvesine oynayan Alain Digbeu, U20 Avrupa Şampiyonası’nda şampiyon ünvanını korumak için mücadele eden Ümit Milli Takımımızda, yardımcı antrenör olarak görev yapıyor.

Galatasaray altyapısında antrenör olarak görev yaptıktan sonra başantrenör Taner Günay’ın ekibinde U20 Milli Takım heyetine dahil olan Digbeu, Türkiye’de basketbol altyapısını yakından tanıyor. FIBA Avrupa, Digbeu ile uluslararası altyapı şampiyonalarında fırtına gibi esen ‘altın jenerasyon’ hakkında bir röportaj yaptı.

Oyuncuyken de basketbolu bırakınca antrenör olmak istiyor muydunuz?
Aslında bu kararı çok geç verdim. Basketbol oynarken antrenör olmaya çok odaklanmamıştım. Ama oyunu bıraktığımda ve televizyon kanallarında yorumcu olarak çalışmaya başladığımda, kendimi doğru yerde değilmiş gibi hissettim. Oyunun içinde olmayı özlüyordum. Tabii ki artık basketbol oynayamayacağımı kabul etmek zorundaydım ama o tadı, havayı, atmosferi, enerjiyi yaşamaya ihtiyacım vardı. Bu yüzden antrenör olarak yeni bir sayfa açmak istedim. Şimdiye kadar da her şey iyi gitti.

Galatasaray U18 takımının koçluğundan U20 Milli Takımının yardımcı antrenörlüğüne giden yol nasıl oluştu?
Teklif Türkiye Basketbol Federasyonu’ndan geldi. Aslında en baştan itibaren milli takımlar ile çalışmayı düşünüyordum çünkü sonuçta uzun yıllar boyunca uluslararası turnuvalarda oynamıştım ama son yıllarda çok başarılı olan Türk takımlarını daha yakından tanımak istedim. Başarılı bir Türk takımının parçası olmak ve iç dinamiklerini, çalışma metodlarını incelemek istedim. İyi Türkçe konuşabildiğim için uyum süreci hızlı geçti. Bir yabancı antrenörün milli takım ekibinde çalışmasının kolay kabul edilen bir şey olmadığını biliyorum ve bana güvendikleri için TBF Başkanı Harun Erdenay’a, başantrenör Taner Günay’a ve ekibine çok teşekkür ederim.

Basketbol kariyerine dönüp bakacak olursan, Türkiye’nin altyapı şampiyonalarında son yıllarda kazandığı başarıları nasıl açıklıyorsun?
Türkiye’nin şu anda forma giyen genç oyuncuları, bana İspanya’nın Navarro, Gasol ve Reyes gibi oyunculardan oluşan 1980 jenerasyonlu ‘Altın Çocukları’nı hatırlatıyor. Çok çalışıyorlar ve birbirleriyle uyumları yüksek. Diğer takımların oyuncularının bu kadar uzun süre beraber oynama şansı olmuyor. 1995 ve 1996 jenerasyonu o kadar güçlü ki son yıllarda katıldıkları her turnuvadan madalya ile döndüler. Birbirlerini çok uzun süredir tanıyorlar. Birbirlerine saygı duyuyorlar ve basketbolu seviyorlar. Başarılarının en büyük nedeni de bu.

Genel olarak altyapı turnuvalarında bir takımın şampiyonluk ünvanını koruması kolay değildir. Türkiye bu sene bunu başarmak için oynayacak…
Seviye çok yüksek. İlk maçta Büyük Britanya’ya karşı zorlandı ve gerekli mesajı aldık. Hiçbir maç kolay olmayacak, 40 dakika boyunca oynamak zorundayız. Küçük detaylara özen göstermeli, savunmayı boşlamamalı, hücumda ritmi korumalıyız. Kazanmak için saygı göstermeniz gereken çok şey var. Turnuva çok üst düzeyde oynanıyor. Fransa etkileyici bir şekilde atletik ve akıllı, İspanya’nın basketbolu iyi bir yönde gelişiyor, Litvanya her zamanki gibi güçlü, Türkiye başlı başına son şampiyon. Tek bir favori yok. İki hafta boyunca konsantre kalmalıyız.

U19 Dünya Şampiyonası sonrası beş oyuncunuz dinlenmeden kadronuza katıldı. Takvimin bu yoğunluğu teknik ekibe nasıl bir sorumluluk yarattı?
Bu takımın en önemli özelliği, herkesin birbirini çok iyi tanıması. Oyuncular ve antrenörler birbirlerini çok iyi tanıyorlar. İletişim çok güzel. Oyuncular bir şeyler öğrenmeye çok açık ve her zaman daha fazlasını talep ediyorlar. Bu da teknik ekibin işini çok kolaylaştırıyor, antrenmanlarda yaptığımız çalışmaların sonuçlarını maçlarda kısa sürede görebiliyoruz. U19 Milli Takımı ile Yunanistan’da bronz madalya kazanan beş oyuncu aramıza katıldı ve bu kor ekip bizim için çok önemli. Nasıl kazanacaklarını, nasıl iletişim kuracaklarını iyi biliyorlar ve bu, bir yaş büyük oyuncuların da işini kolaylaştırıyor. 1995 jenerasyonu ile 1996 jenerasyonunun ortaya çıkardığı takım, oldukça ilginç bir ekip.

Kaynak: TBF

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler