Bir Avrupa Şampiyonası yolculuğu daha bugün başlıyor. A Milli Basketbol Takımımız, 2013 Avrupa Şampiyonası’na katılmak için bugün öğlen saatlerinde Slovenya’ya hareket edecek. Problemli başlayan hazırlık dönemi sona erdi. Baktığımız zaman klasik Tanjeviç dönemi geçirdik. Önce kondisyon kampı, ardından yenilgilerle başlayan özel maçlar ve yavaş yavaş çıkışa geçen bir Milli Takım gördük. 2003’ten bu yana madalya hedefi ile gittik ama boynumuz yerde Türkiye’ye döndük tüm Avrupa Şampiyonaları’ndan… 2009’u çok iyi oynamıştık ama uzatmada kaybedilen bir Yunan maçı bizi hedeften de uzaklaştırmıştı.
Bu yıl ne yapacağız?
Kısa pozisyonunda sorunlarımız var gibi duruyor. Ama diğer takımlara baktığımızda hiçbirinin sorunu bizden az değil. Navarro, Gasol, İbaka ve Reyes’ten yoksun İspanya bu yıl kesin favori değil. Her ne kadar bütün maçlarını kazanmış olsalar da, 3 yıl üst üste Avrupa Şampiyonu olabileceklerini hiç sanmıyorum. Fransa, İspanya, Yunanistan, Litvanya, evsahibi Slovenya, her ne kadar eksik olsa da Sırbistan ve biz kürsüye çıkabilmek için mücadele edeceğiz. En büyük kozumuz savunmamız olacak. Saldırgan ve baskılı savunmamız rakipleri düzenden çıkarıyor. Kaptığımız toplarla kolay basketler bulabiliyoruz. Kısalar baskı yapıyor, pivotlarımız uzun kolları ile pas yollarını kapıyorlar, iyi yardıma geliyorlar. Burada sorun yaşayacağımızı sanmıyorum ama aynı baskı bize uygulanırsa orada ne yapacağız? Rakipleri 60’lı sayılarda tutacağımızı düşünüyorum ama baskı altında biz üretken olabilecek miyiz?
Orası soru işareti…
Hazırlık maçlarında rakipleri top kayıplarına zorladık ama biz de çok top kaybı yaptık. Tek tecrübeli oyun kurucumuz Ender. Stres altında çözüm bulmamız gerekecek. 2011’de Kerem Tunçeri de kadroda vardı ama Litvanya, Polonya, Fransa, Almanya ve Sırbistan maçlarını son toplarda kaybetmiştik. Slovenya’da da bence tüm kritik maçlarımız yakın geçecek ve son toplara kalacak. Biraz daha tecrübelendiğimizi düşünerek bu kez kırılma anlarında hata yapanın biz olmayacağını umud ederek, Slovenya’ya umutla gidiyoruz.
