FENERBAHÇE Ülker ile Efes Pilsen'in adları bile basketbolseverleri heyecanlandırmaya yeter. Düı iyi basketbol ve güzel bir mücadele için Sinan Erdem Salonu'na koşanlar işin basketbol yönünden değil ancak son bölümdeki mücadele yönünden biraz keyif alabildiler.
Türk basketbolünün iki önemli ekolünün böylesine düşük bir şut düzeyinde kalması gerçekten inanılacak gibi değildi. Bomboş atışların sayıya dönüştürülemediği, basit çember altı lay-up'ların dahi atılamadığı bir kısır mücadele sergilendi dün… Maç öncesi iki takımın da beklentileri farklıydı. Fenerbahçe, kazanıp hem liderliği garantilemek hem de olası eşleşmenin avantajım yakalamak hesaplarındaydı. Efes ise Ufuk Sarıca ile başlattığı galibiyet serisinin devamını planlıyordu. İkisinin de amacı öncelikli olarak iyi savunma yapmaktı. Skorun düşüklüğüne bakıp savunmaların iyi olduğunu düşünürseniz yanıldığınızı hemen söyleyelim. Skor azlığı savunma sertliğinden değil, şut beceriksizliğinden kaynaklandı.
Fenenbahçe Ülker oldukça sorunluydu. Bir dolu sakat, rotasyon sorununu beraberinde getirmişti. Efes'in böyle bir mücadelede maç sonunda rakibinden daha diri kalmas gerekirken tam tersinin gerçekleşmesi gerçekten şaşırtıcı bir durum. Dünkü mücadelede takımların önemli silahlarının tutukluk yapması da tatsız oyunun bir başka parçasıydı. Uzun süre maçı Ukic-Tomas ikilisiyle götürmeye çalışan Fenerbahçe'ye karşı Efes'te direnen isimler Kerem Gönlüm ve Rakocevic oldu. Gerilim ve çekişmenin arttığı son bölümlerde Fenerbahçe'nin Preldzic, Oğuz Savaş ve maçın suskun ismi Ömer Onan biraz kıpırdanıp skora katkı yaparken, Efes Pilsen, Gönlüm-Rakocevic ikilisine bir başka silahşor ekleyememenin faturasını ödedi.
Kısacası basketbol kalitesi olarak dağın fare doğurduğu maçta uzatmada gülen Fenerbahçe hedefine ulaştı. Ancak böylesine eksik bir Fenerbahçe'yi dize getiremeyen Efes bence geleceğini hemen sorgulamaya başlamalıdır.
