Porto Riko, Japonya ve dün de Arjantin karşısında elde edilen sonuçlardan ziyade, bu takımı, rakipleriyle arayı bu kadar açtığı için kutlamalı.
Geçtiğimiz sene bu dönemde Avrupa İkincisi olarak göğsümüzü kabartmıştı Potanın Perileri. Türk basketbolunun ülke sınırları dışında da madalya kazanabileceğini ispatlamıştı. Polonya’daki destanın ardından Ankara’daki olimpiyat elemeleri, bizim ‘kocaman yürekli’ kızlarımız için çantada keklikti. Arjantin de Ankara’nın düz ovasındaki son keklikti!
Güle oynaya kazandı kızlarımız. Zaten maça, 11-0 ile girmişti. Bir ara alan savunmasına karşı sıkıntı yaşansa da, hareketli bir 4 numara bu savunmaya çareydi, Bahar sahaya girince kontrol yine tamamen bize geçti. Arjantin’in o küçük hamlesi de savuşturuldu, sonrası çok kolay oldu. Son çeyreğin başındaki küçük krizi de Tuğba ile atlatan Potanın Perileri, kadın basketbol tarihimizdeki ilk ‘olimpiyat takımı’ apoletini omuzlarına alkışlarla takmayı bildi.
Avrupa İkinciliği, olimpiyat vizesi… İnanın bunlar o kadar önemli ki. Yıllar sonra kadın basketbolumuzun çok daha ilerilerde olmasının temeli atıldı bu ekiple. Belki bu başarıları bile gölgede bırakacak yeni bir nesil, bu takımı örnek alarak yetişecek. Aileler bugünden itibaren kızların basketbola daha çok teşvik edecek, sen de Tuğba Palazoğlu, Begüm Dalgalar, Birsel Vardarlı, Nilay Kartaltepe, Tuğçe Canıtez, Esmeral Tunçluer, Işıl Alben, Nevriye Yılmaz, Kuanitra Hollingworth, Yasemin Horasan, Şaziye İvegin, Bahar Çağlar gibi ol diyecek… Tabi onların arasına Avrupa Şampiyonası kadrosunda bulunan Gülşah Akkaya, Nevin Nevlin, Naile İvegin ve Seda Erdoğan’ı da dahil edelim. Coach Ceyhun Yıldızoğlu, menajer Canan Erdoğan ve ekiplerine de teşekkür edelim. Ve bu kadro artık ölümsüzleştiğini gönül rahatlığıyla söyleyelim.