Final serisi şahane bir maçla başladı. Play-off’ta deplasman galibiyetine alıştığımız Boston’ın Chase Center’da kazanmasının güç olduğunu düşünsem de şaşırmadım. Ancak böylesi mükemmel maç sonu oynayarak galip gelmesini hiç beklemiyordum.
Golden State maça iyi başladı. Stephen Curry’nin 21 sayı attığı ilk periyotta bir ara 10 sayıyla öne geçse de Boston geri gelmeyi başardı. İlk devre iki sayıyla Celtics’in önderliğinde tamamlandı. İkinci yarıda oyun kontrolü Warriors’a geçti. Golden State maçın son çeyreğine 12 sayı önde girince kazandıklarını düşündüm. Çünkü maç sonlarını iyi oynayan Warriors çift haneli farkla öndeyken ve ritim yakalamışken maç sonlarında bocalayan Celtics’e karşı avantajını korur diye düşündüm. Hiç de beklediğim gibi olmadı. Önce Jaylen Brown’la rakibini sıkıştıran Boston, Derrick White’ın üçlükleriyle dengeyi kurdu. Adından Al Horford’un üst üste kaydettiği üç sayılar rakibin kalbine saplanan hançer oldu. Boston bütün bunları o kadar hızlı yaptı ki Golden State olup bitenin farkına varamadan maçı kaybetti.
Celtics oyuna soktuğu hemen her oyuncusundan katkı almayı başardı. Jaylen Brown ve Al Horford 24 ve 26 sayıyla maçın yıldızı oldu. Derrick White ve Marcus Smart ise etkili savunmaya 21 ve 18 sayı eklemeyi başardı. Jayson Tatum % 17’yle şut attığı bir günde 13 asist yaparak ayakta kaldı. Robert Williams 4 blokla, Payton Pritchard ise 8 sayıyla galibiyete katkı sağladı. Grant Williams gününde olmayan tek isimdi.
Golden State’te ise Stephen Curry, Andrew Wiggins ve Otto Porter etkili oldu. Curry % 50 isabet oranıyla 7 üçlük attığı maçı 34 sayıyla tamamladı. Ancak maçın kaybedildiği son dakikalarda ortada görünmedi. Klay vasattı, Draymond Green ve Jordan Poole ise kötüydü. Kevin Looney, Celtics uzunları karşısında 4 sayıda kaldı ama 6’sı hücum 9 ribaunt ve 5 asistle açığı kapattı. Sakat oyunculardan Gary Payton’ın oynaması beklenirken sürpriz şekilde Andre Igoudala oynadı. 38 yaşındaki basketbolcu 12 dakikada 7 sayı, 3 asistle yararlı oldu.
Maçın ilgi çekici notları ise; kazananı beklenenin aksine savunma değil hücum belirledi. Boston 21, Golden State 19 üç sayı isabeti buldu. İki takımın toplamda bulduğu 40 üç sayı isabeti NBA finalleri rekoru oldu. Celtics son periyotta rakibine 40-16 üstünlük kurarak galip geldi. Bu galibiyetle play-off’ta 8. deplasman galibiyetini elde eden Boston, deplasmanda 8-2’lik enteresan bir grafik çizdi.
Celtics ilk maçı kazandı ama bu seri her türlü sonuca açık. Avantajlı olan tarafın hala Golden State olduğunu düşünüyorum. İkinci maç çok önemli. Golden State ilk maçta yaşadığı şoku atlatmalı. Öte yandan Warriors sahasında kaybederek playoff’ta üst üste iki maç kaybetmeyen Boston’ı ard arda yenmeye mecbur kaldı. Aksi takdirde yüzük töreninde sahneye çıkıp puro tüttüren Celtics olur.
O gün daha gelmedi
Birkaç gündür Ergin Ataman’ın yardımcı antrenör olarak birçok NBA takımının listesinde olduğu haberini okuyoruz. Haberin kaynağının güvenilir bir isim olan ESPN yazarı Adrian Wojnarowski olması hocaya ilginin olduğunu gösteriyor. Ataman çeşitli defalar NBA’de takım çalıştırmak istediğini söyledi ama asistan olarak gitmez. O nedenle Ergin Ataman bu sene de Anadolu Efes’in başında izleriz. İnşallah 3. kez Eurolegue Kupası’nı alıp hep yaptığı gibi ebedi başkomutanımız Atatürk’e götürdüğünü de görürüz. Diğer taraftan Ergin Ataman’ın NBA hayalinin bir gün gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Euroleague arenasındaki başarısını sürdürür milli takıma da yansıtırsa asistanlık için gelen teklifler baş antrenörlük için gelebilir. Çünkü Ataman taktik olarak iyi koç olmanın yanında yıldız isimlerle iyi ilişki kurabilen bir koç. Carlos Arroyo ve Shane Larkin’den verim almayı başardı. Onlarla şampiyonluklar elde edip, saygılarını da kazandı. Lokavt döneminde birkaç aylığına çalıştığı Deron Williams’la iyi ilişki içinde olduğu da biliniyor. Bütün bunlar NBA takımları için önemli referans. NBA oyuncu merkezli bir organizasyon. O nedenle Zeljko Obradovic gibi oyuncularına bağıran koç, ne kadar başarılı olursa olsun istenmez. Ancak Ergin Ataman tipi arkadaşça otorite kurabilenlerin NBA’de şansı var. “Ataman NBA’de” başlığı hayal değil ama bu sene olmaz.
Şişman çocuktan en çok kazanana uzanan kariyer
Nikola Jokic kadar sıradışı bir kariyer çizgisi olan oyuncu pek azdır. Fazla kiloları kariyerinin başında dışlanmasına neden oldu. Önce Dusko Vujosevic gibi yetenek avcısı koç onu Partizan’a istemedi. Menajeri Mişko Raznatovic’in takımı Mega Vizura’da oynadı. Oyun zekâsı ile dikkat çekip 2014 draftında seçildi ama şişman olduğu için 2. tur 41. sıradan. İlk yılı fena geçmedi ama ardından gelen 6 yılda istikrarlı bir çizgide Denver’ı sırtladı. Son birkaç yılda kötü oynadığı maç neredeyse yok. 7 yılda 527 maça çıktı ve sadece 47 maç kaçırdı. Maç başına 19.7 sayı, 10.4 ribaund, 6.2 asist, 1.2 top çalma ve % 54 gerçek şut yüzdesiyle takımının her şeyi. Son iki yılda normal sezonun MVP’si seçilerek unvan da elde etti. Bunun bir karşılığı olmalıydı elbette. O ödül de 2022-23 sezonunda bitecek kontratı için Denver Nuggets’tan süper maksimum kontrat almak oldu. Shams Canaria, tarafların 5 yıl 260 milyon dolarlık bir sözleşme üzerinde anlaştığını yazdı. Dünün şişman basketbolcusu bu kontratla birlikte yıllık 52.5 milyon dolarlık kazancıyla NBA’in en fazla kazanan oyuncusu olacak. Sahada yaptıklarına bakınca alacağı parayı son kuruşuna kadar hak ediyor. Öte yandan Jokic için keseyi bu kadar açmak Denver için bazı oyunculardan vazgeçmek anlamı taşıyor. Michael Porter JR ve Jamal Murray 30, Aaron Gordon ise 20 milyon doları aşan maaşla en çok kazanan isimler. Önümüzdeki iki sene içinde en az bir tanesinin takas olduğu haberini alırız.