Turkish Airlines Euroleague’de Fenerbahçe fırtınası…
Kadınlar Euroleague’de Fenerbahçe, final-four’un ev sahibi, ve Avrupa 3.’sü…
Galatasaray Odeabank, Eurocup’ta finalist…
Erkeklerdeki Avrupa’nın 1. ve 2. kupasında temsilcilerimiz, tarihi başarılarla ilerliyor, Kadınlar’ın en büyük kupasında ise apoletimiz var.
Türk basketbolu kulüpler bazından muhteşem bir sezon geçiriyor.
Hatta muhteşem bir sezon geçirmesini bir kenara bırakın, bir zamanlar angarya görülen basketbol şubeleri, asırlık kulüplerin lokomotivi hatta kocaman sezonları kurtarma için taraftarlara morfin haline gelmiş. (Bence morfin değil. Ancak yönetimler böyle sunuyor)
Galatasaray’dan başlayalım durumu açmaya… Sezon başında Galatasaray Yönetimi, Ergin Ataman’la devam etmek istemedi. Ancak müthiş taraftar baskısıyla Ataman’la yeni sözleşme imzalandı. Sezon boyunca sayısız sıkıntıyla karşı karşıya kaldı takım ki bunların hiçbiri takım ve teknik ekip kaynaklı değildi. Tamamen idari iradenin yanlış tutumu, korkuları, finansal sorun v.b. durumlarla basketbol şubesine destek verilmediği gibi üstüne bir de köstek olundu… En zor günlerde, erkek-kadın takımlarının maçlarında şöyle bir kafamızı kaldırıp Şeref Tribünleri’ne baktığımızda oralarda bir tane bile Galatasaray yöneticisi göremedik koca sezon…
Ta ki Galatasaray Odeabank, Eurocup’ın en büyük favorisi oldu, Galatasaray Yönetimi, başladı şubeyi yere göğe sığdıramamaya… Futbol Takımı’nda yaşadıkları çöküş karşısında tutundular, Yenilmez Armada’ya. Çünkü zor durumdaki yönetimin şu an Eurocup şampiyonluğundan başka tutar dalı yok. İşte bir zamanlar değil birkaç ay önce hakir ve angarya görülen basketbol şubesi oldu mu size kurtuluş!
Gelelim Fenerbahçe’ye… Türk spor tarihinde Ülker Sports Arena’daki atmosferi daha önce gördünüz mü? Obradovic liderliğindeki Fenerbahçe, THY Euroleague’in son şampiyonu Real Madrid’i ne hale getirdi? Mersin İdman Yurdu ile karşılaşan Fenerbahçe’de tribünlerin ne diye bağırdığınız duymuşsunuzdur: Obradovic! Yani taraftarlar milyonlarca euro ziyan edilen futbolun basketbol gibi olmasını istiyor. Çünkü orada doğru bir sistem, müthiş mücadele, sonsuz tecrübe ve dev bir başarı var.
Şundan bir ay öncesine kadar her gün bir basketbol maçı vardı. Sezonun yarısından fazlasını kıyasıya mücadeleyle geçiriyor basketbolumuz… Öyle bir duruma geldik ki maçı herhangi bir kanaldan yayınlanmayan takımımız isyan ediyor. Çünkü alıcısı var. Bu basketbolun futbola sol şeritte yaptığı müthiş atak anlamına geliyor. Ve yürekten inanıyorum ki Türk basketbolu birkaç sene içinde ülkenin birinci sporu olan futbolu sollayacak. Yeter ki futboldaki o fanatizm ruhu, tüketici başarı hırsı parkelere bulaşmasın…