Fenerbahçe BEKO için bir galibiyetten çok fazlasıydı dünkü Barcelona zaferi…
Sarı-Lacivertliler, bu sezon son 2 yılın şampiyonu Anadolu Efes dışında Final-Four adaylarından Real Madrid ve Barcelona’ya karşı kazanamamış, Olympiakos’a ise iki kez kaybetmişti. Bu açıdan bakıldığında dün 17 sayı geriden gelerek kazanılan Barcelona galibiyeti hem bu anlamda “psikolojik eşiği” aşıp özgüveni yukarı taşıma hem ikili averajı lehine alma ve hem de ilk 4 yarışında yer alma adına çok önemli bir virajı dönmesini sağladı Kanarya’nın…
Aslında öyle kötü bir başlangıç yapmış, rakibe öylesine rahat sayı bulma imkanı vermişti ki Sarı-Lacivertliler, Wilbekin’in çeyrek sonundaki iki üçlüğü isabet bulmasa neredeyse daha ilk çeyrekte havlu atma naktasına gelecekti… 9.11’de Kalinic’in basketiyle (13-30) farkın 17’ye tırmanması Fenerbahçe BEKO’nun takım halinde “uyanmasına” ve maça dönmesine yetti neyse ki…Sonraki 31 dakikada savunmada seviyeyi o kadar yukarı çekti ki Kanarya, daha ilk 9 dakikada 30 sayıya ulaşan Barça, maçın sonuna kadar topu topu 43 sayı üretebildi. Fenerbahçe ise buna 68 sayıyla karşılık verdi.
Oyunu ilmik ilmik işledi Fenerbahçe o 31 dakika boyunca… Sabırla aklı birleştirip, hiç geri adım atmadılar… Motley, yine erken faul problemine girse de özellikle ikinci yarıda hücumda gösterdiği eforla Barcelona’nın kırılma yaşamasındaki başlıca faktördü. Wilbekin de bu süreçte Nigel Hayes ile birlikte O’na eşlik etti. Her iki oyuncu da özellikle son bölümde kırılma anlarında ceza şutlarını isabete dönüştürüp Barça’nın iqini çektiler. Bu noktada dün gece için aslan payını ise Devin Booker’a vermeli… 36 dakika sahada kaldı… 13 sayı, 4 ribaund, 3 asistin yanında savunmayı toparladı, her yere yetişip takım arkadaşlarının açığını kapattı. Ve Fenerbahçe BEKO, ilk 4 yolunda çok önemli bir eşiği geride bıraktı.
Şimdi önce haftaya Valencia deplasmanında, ardından da Armani ve sonrasında Zalgiris’le iç sahada oynayacaklar. Bu 3 maçtan çıkarılacak 3 galibiyet, ilk 3 hatta ilk 2 için bile Sarı-Lacivertliler’e yolu açabilir…
Dorsey ile Bjelica’nın takıma ayak uydurmaları hala biraz zaman alacak gibi görünüyor… Bu iki oyuncunun da devreye girmesi Kanarya’da puzzle’ın eksik parçaları tamamlanacak. Umarım Play-Off’lara kadar da bu evre tamamlanır…
BİR YENİLGİDEN FAZLASI!
Anadolu Efes, Kızılyıldız deplasmanının ardından dün de evinde Maccabi Tel Aviv’e hem de sezonun “en kısır” hücum performansıyla tam 22 sayı farkla kaybetti. Bu skorla hem Play-Off yolunda direk rakibi olan Maccabi’nin ve Play-Off hattının 2 galibiyet gerisine düşüp hem de ikili averajı İsrail ekibine verdi Lacivert-Beyazlılar… Ve bu sezon ilk kez bir maçı 70’li sayıları göremeden tamamladılar. Her ne kadar Efes’in omuzlarına ağır yük binen ismi Clyburn’ün 0/6, Bryant’ın 03, MBaye’nin de 0/4’le “karavana üçlük” atması dikkat çekse de bunda Maccabi’nin savunma direnci kadar hastalıktan çıkan Larkin ile yine sakatlığı nedeniyle 1 aydır idman dahi yapamayan Micic’in “doğal olarak” verim sağlayamamasının da payı büyüktü. Takım olarak da 28’de 4’le (% 14,3) üçlük atan Efes’in, 35’te 15 isabetle oynayan Maccabi’ye bu haliyle kafa tutması zaten olanaksızdı.
Her şeye, tüm bu kötü görüntüye rağmen karalar bağlamaya gerek yok. Efes, kalan 7 maçın 6’sını İstanbul’da oynayacak (1’i Fenerbahçe BEKO deplasmanı)… Sadece 23 Mart’ta Alba Berlin deplasmanına gidecek. Dolayısıyla Play-Off için dizginler hala Lacivert-Beyazlılar’ın elinde…