Sezon başından beri Hakemlerin performansı ile eleştiriler çok yoğun bir şekilde bana da geldiğinden konu hakkında fikirlerimi sordular. Ben de artık dayanamadım, bildiğiniz cevapları bana neden soruyorsunuz dedim. Ama yine de senelik yazımı yazarak buna cevap vermeye çalışayım.
Bildiğiniz gibi "Kimin ağrır, o bağırır" sözü gündeme erken düşmüştür. Kazanılması gereken veya kazanman raddesine gelmiş bir maçı 1-2 yanlış düdük ile kaybetmeyi tabii ki kimse istemez. Sanırım hakem de bu hataları yapmak istemeyecektir. Zira şikayet olduğunda yapılacak değerlendirme ona hem prestij, hem de maddi kayıp olarak geri dönecektir. Prestij kısmını zaten bırakmış hakemler için maddi kayıp diyelim. Çünkü birtakım arkadaşlar kendileri hakkında yapılan asıllı veya asılsız eleştiri ve şikayetlere karşı bir tavır sergilememekle beraber, kaldığı yerden devam etme pişkinliğinde en üst seviyeye çıkmış durumdadırlar. Belki yönetim de bu hakemlerden memnun değil ama onların bile alternatifi olmadığından 2 maç 1 ceza, 3 maç 2 ceza şekli ile gül gibi geçinmektedirler.
Hakemlerin performansını tabii sorgulayalım. Ben de birçok hakemin tecrübe seviyesinin az ve bu doğrultuda performanslarının yeterli olmadığını söyleyebilirim. Gelin işe bir de tersten bakalım. Performanslara yapılan eleştirilerin içinde doğruluk payı yüksek olanlar olduğu gibi, sırf eyyam olsun ligin ilerleyen haftaları düşünülerek yapılan şikayetler ve yatırımlar da var. "Aman falanca takım çok şikayet etti, biz de eksik kalmayalım , can alıp can vereceğimiz haftalar bari az hasarla geçelim" diye düşünenler var. Birbirimizi kandırmayalım.
Benim kulüplere soracağım konu bunlar da değil. Bunu irili ufaklı her kulüp yapıyor. Bu arada en sevdiğim favori itiraz ise ‘"Antrenörlük, Yöneticilik vs. hayatımdan beri ilk defa hakem konuşuyorum" tabiri artık klişe oldu, belirteyim…
Şimdi siz doğru veya yanlış hakem kararlarına ve pozisyonlarına şikayet ediyorsunuz;
1- Kaç kulüp federasyona müracaat ederek bize kuralları uygulamalı anlatacak hakem gönderin talebinde bulundu? Zira itiraz edilen pozisyon veya kararlarda yanlış bilinenler var.
2- Kaç antrenör veya yardımcı antrenör hakem eğitim seminerlerine katıldı? Ben 18 senede yaklaşık 35-40 hakem seminerine katıldım. Hatırladığım yok. Gelip sohbet edenleri saymayalım.
3- Kaç tane hakemi bir basketbol antrenmanına davet ettiniz? Gelişen basketbolu anlattınız?
4- 1.Lig seviyesinde oyuncu olmayacak kaç tane genç takım oyuncusunu "Bakın bu çocuğu hakem olarak değerlendirmeyi düşünün" diye önerdiniz? Basketbolu bilen adamın hakemliği öğrenmesinin daha kolay olduğunu düşündünüz mü? Yıllardır oyuncunuz olduğundan "adamlığını ve karakterini" bildiğiniz kişinin yani… Karakteri düzgün ve basketbolu biliyorsa eğitmek ve olgunlaştırmak çok daha kolay olmaz mı?
5-Hepsini bırakın, şu an hakemlik yapan kaç tane hakemle oturup bir yemek yediniz? Hadi onu bırakın çay içtiniz? Maç öncesi rastlaşılan canım cicim’leri saymayalım. Maçtan sonra yapılan yorumlarla bu canım cicimler arasında ciddi fark var. Hoş olmuyor. Kaç tanesini tanımak için gayret gösterdiniz. Milyon dolar harcıyorsunuz, işinize direkt etki edecek adamları ne kadar tanıyorsunuz? "Yasak, laf olur" falan bunları geçelim. Karakteri sağlam olan adam oturur, yemek de yer, sonra çıkar aslan gibi maçını da yönetir. Bazı şeyleri aşmak lazım. Herkes herkesi tanıması lazım. Göreceksiniz ki o zaman hem hatalar azalır, hem de bu kadar eyyama gerek kalmaz.
İşin çözümü;
Basketbol hakemliği için en büyük kaynak "Siz"lersiniz. Oturup beklerseniz daha çok beklersiniz. Tabii maksadınız "ben yıllık şikayet ve feryadımı edeyim de ise bu yazı için vakit kaybetmeyiniz. Ufuk Hocam çok doğru söylüyorsunuz" demeyiniz. Eyleme geçiniz. Yapmıyorlarsa da zorlayınız. Yoksa da boşu boşuna şikayet etmeyiniz… Fal açınız…
Kaynak: Basketfaul