Salgının gölgesinde tamamladığımız NBA’ de yeni sezon gene salgının gölgesinde ve bir takım yeni kurallarla başlayacak. NBA yönetimi, 81 maç yerine 72 maçın oynanmasına karar verdi. Bir diğer değişim play- off sisteminde yaşanacak. İlk 6 takım doğrudan play- off’ a kalırken 7, 8, 9, 10. sıradaki takımlar play-inn oynayacak. 7 ve 8. Sırayı alan takımlar play-off’a kalacak. Bu uygulamayla tanking yapan takım sayısının azaltılması ve 12-13 takımın rekabetin içinde kalması amaçlanıyor.
Bizi nasıl bir sezonun beklediğine gelecek olursam; mutlak favorisi olmayan bir sezon bekliyor bizi. Son şampiyon Lakers rakiplerine oranla küçük bir adım önde. Batı’da Clippers ve Nuggets, Doğu’da ise Heat, Celtics ve Sixers diğer şampiyon adayları.
Batı Konferası takımlarını değerlendirdiğimde çok çetin bir play- off mücadelesinin yaşanmasını bekliyorum. Oklahoma City Thunder dışındaki 14 takım az ya da çok play- off, play- in mücadelesinin içinde olacak veya belirleyici rol oynayacak.
Los Angeles Lakers: Son şampiyon transfer dönemini çok aktif geçirdi. Rajon Rondo, Dwight Howard, Avery Bradley, JaVale McGee, Danny Green takımdan ayrılırken, Dennis Schröder, Montrezl Harrell, Marc Gasol, Wesley Mathews kadroya dahil oldu. Lakers, çok yıpratıcı bir sezonun ardından neredeyse dinlenmeden sezonu açan Lebron’un normal sezonda daha fazla dinlenme imkânı bulabileceği, hücumda Lebron’un eline bakmayan bir takım kurmayı amaçladı. Schröder, dış şutu ve deliciliğiyle, Harrell pota altına yapacağı agresif hamlelerle ve ikili oyun bitirmeleriyle, Marc Gasol pasörlüğü ve şut sokarak Anthony Davis’e alan açmasıyla katkı sağlar. Mathews ise Danny Green’e yakın bir katkı verir. Lakers, geçen seneye kıyasla boyalı alanda daha kısa, daha az atlet kaldı ama Anthony Davis’i play-off’larda dönem dönem 5 numaraya çekerek bu sorunu minimize eder. Böylece Lakers en büyük silahı olan savunmada geri adım atmış olmaz. Lebron ve Davis arasındaki neredeyse mükemmel uyum, Koç Frank Vogel’ın rakibe ve oyunun gidişatına çeşitli savunma alternatiflerini takıma uygulatabilmesi, kadro derinliği ile Lakers şampiyonluğun en önemli adayı durumunda.
Los Angeles Clippers: Clippers geçen sene olduğu kadar umutlu açmıyor sezonu. Gene şampiyonluk adayı durumunda ancak sene Nuggets’a elenmenin getirdiği travma, oyuncular arasındaki problemlerin basına yansıması çözüm bekleyen sorunlar. Transfer döneminde Montrezl Harrell ve LaMychal Green gibi iki önemli kayıp yaşadılar. Harrell’ın boşluğunu Serge Ibaka ile doldurarak kalıplı pivotlara karşı savunmada daha güçlü bir duruma geldiler ama JaMychal Green’in yeri tam olarak dolmadı. Ayrıca geçtiğimiz sezon eksikliği hissedilen top yönlendirebilen bir oyun kurucu eksikliği sürüyor. Kawhi ve Paul George’un top yönlendirme becerisiyle bu sorun fazlaca hissedilmese de onların oyunda olmadığı veya etkisiz olduğu dönemlerde bu sorun öne çıkıyor. Bardağın dolu tarafına bakacak olursak; Clippers ligin en iyi kanat kombinasyonuna sahip. Kawhi, George ve Marcus Morris birden fazla pozisyonu oynayabilen ve savunabilen bir üçlü. Bunlara Patrick Beverley Ve Ibaka’yı kattığımızda ligin en iyi savunma beşlisi karşımıza çıkıyor. Ancak bu potansiyelin geçen sene sahaya yansımadığını belirtmeliyim. Bundaki en önemli faktör Kawhi’nin birtakım ayrıcalıklar alarak takım arkadaşlarını hiçe saymış olması. Bu durum bazı oyuncular tarafından medyaya yansıtıldı. Takım olmayı başarmış bir Clippers ürkütücü bir takım. Gerek Kawhi Leonard, gerek Paul George bu gerçeğin farkına varmalı ve takım arkadaşlarının saygısını kazanmaya odaklanmalı.
Denver Nuggets: Rüya gibi bir sezonun ardından takımı büyük ölçüde koruyan Nuggets, bu sezon da iddialı. Jerami Grant dışında takımı korudular. Grant’in yerine de ona yakın performans verebilecek JaMychal Green ve Eurolegue yıldızı Facunda Campazzo takıma katıldı. Monte Morris ile sözleşme yenileyen Nuggets, Campazzo’nun performansına bağlı olarak Garry Harris’i bir kanat oyuncusu için takaslayabilir. Nikola Jokiç’in yanına aradığı skoreri Jamal Murray ile bulan Denver en az geçen sene kadar favori.
Dallas Mavericks: Ligin elit koçlarından Rick Carlishe yönetimindeki Dallas, otoriteler tarafından Lebron sonrası dönemin en büyük yıldızı olması beklenen Sloven yıldız Luka Doncic ve Kristaps Porzingis’le ligin en heyecan verici takımlarından. Transfer döneminde savunmaya öncelik veren Dallas, Sixers’dan Josh Richardson’ı aldı. Hücumda sıkıntı yaşamayan Mavericks’te savunma sertliği ve Porzingis’in sezon boyu sağlıklı kalması belirleyici olacak. Normal sezonda fazla zorlanmayacağını düşündüğüm Dallas, Doncic’in liderliğinde ilk 6’dan play-off yapar.
Portland Trail Blazers: Transfer dönemini en başarılı geçiren takımlardan biri Portland. Covington ve Derrick Jones JR’ı alan Blazers, Rodney Hood ve Carmelo Anthony ile de sözleşme uzatarak kanat rotasyonunda delicilik, savunma ve dış şut avantajı elde etti. Pivot Jusuf Nurkiç’in varlığıyla beraber Covington ve Derrick Jones JR, takımın yıldız ikilisi Damian Lillard ve CJ Mc Collum’un yaratacağı savunma defolarını çare olabilirler. Portland ligi ilk 6 sırada bitirip doğrudan play-off yapabilir.
Utah Jazz: Geçen seneki kadrosunu büyük ölçüde koruyan Jazz, eski oyuncusu Derrick Favors’ı bir senenin ardından yeniden kadroya dahil etti. Favors, Gobert’i yedeklemenin yanında zaman zaman beraber de oynayabilir. Savunmada sorun yaşayan Jazz için ideal takviye. Donovan Mitchell ile maksimum kontrat yenileyen Utah, ilk 6 sıradan play-off yapabilir. Takım savunmasını biraz yukarı çeker ve Mike Conley beklenen katkıyı verirse Jazz, tur geçecek kapasiteye sahip.
Phoenix Suns: Arizona ekibi transfer döneminin kazanan bir diğer takımı. Geçen seneki performansıyla hala ligin en iyi oyun kurucularından biri olan Chris Paul ve Jae Crowder takıma dahil oldu. Chris Paul’la saha içi liderini bulan Phoenix’te elit skorer Devin Booker, De Andre Ayton ve 3. ve 4 numarayı oynayıp, savunabilen üstüne ceza şutu sokan Jae Crowder’lu kadrosuyla Phoenix ilk 6’dan en kötü play-inn’in sonrasında play-off yapabilecek bir takım. Pivot De Andre Ayton, savunmada biraz gayretli olursa çok daha kolay play-off yaparlar.
Houston Rockets: Texas ekibinin bu sezonki durumunu James Harden belirleyecek. Şayet Harden takımda kalmaya karar verirse en kötü play-inn oynar Rockets. Ancak takas kararında ısrarcı olursa-ki Ben Simmons’ı içeren bir teklifle masaya oturmaya hazırlanan Sixers’ın Harden için ısrarcı olacağını düşünüyorum-bu durumda Harden’ın üzerine kurulan Rockets’tan başarı beklemek zor olur.
Golden State Warriors: Warriors son iki sezon yaşadığı sakatlık kabusuyla sezon öncesi yeniden karşılaştı. Play-off hedefiyle sezonu açan Warriors’da Koç Steve Kerr, planlarını aşilinden sakatlanarak sezonu kapatan Klay Thompson olmadan yapmak zorunda. Stephen Curry, Draymond Green, Kelly Qubre’li çekirdek kadro Golden State’ı ilk 6 sıra için iddialı duruma getirmeye yetmez ama ilk 10 için şansları var.
New Orleans Pelicans: Pelicans, transfer döneminde takımın ihtiyacını giderme yerine draft hakları elde ederek geleceğe yönelik hamleler yapmayı tercih etti. Zion Williamson’un hazırlık kampına kilo vermiş olarak gelmesi iyi haber. Oyun stili nedeniyle kilolu haliyle sakatlığa çok yakın duran Zion bu konuda tedbir almış göründü. New Orleans’ta hücum Lonzo Ball, Brandon Ingram ve Zion Williamson çevresinde şekilleniyor ancak bunlara alan açacak dış şutörler yok takımda. İyi bir savunma takımı olan Pelicans, uzun süredir yorumculuk yapan Stan Van Gundy’i takımın başına getirdi. Hızlı oyunda sorun yaşamayan New Orleans’ta top kayıpları çözüm bekleyen bir sorun. Van Gundy’in başını ağrıtacak bir diğer sorun sete set hücumda takımın etkisiz olması. Eldeki malzeme buna uygun değil. Pelicans en azından play-inn’i zorlar ama sorun çok.
Memphis Grizzlies: Geçtiğimiz sezon harika bir çaylak sezonu geçiren Ja Morant ve Jaren Jackson JR’lı Grizzlies geleceğe umutla bakan bir takım olmasının yanında bugün için şutör eksiği en dikkat çekici sorun. Grizzlies’in bu sene güçlü Batı Konferansı’nda iddialı olması zor. Her şey yolunda giderse en fazla play-inn yaparlar.
San Antonio Spurs: Spurs tam anlamıyla teori çürüten bir takım. Günümüz basketbolunda başarı getiren pek çok özellikten yoksunlar. Takımda 3 sayı çizgisinin gerisinde güvenilebilecek bir isim yok. Alan açacak uzunlar yok. Hücumun etkili isimleri LaMarcus Aldridge ve DeMarr De Rozan, sadece yarı sahada etkili olabiliyorlar ve tüm iyi niyetli çabalarına rağmen savunmada etkisizler. NBA’in faal en iyi koçu Gregg Popovich bütün bu defolara rağmen disiplinli oyun anlayışıyla, oyuncu geliştirmesiyle beklentileri aşan bir takım oluşturup, ligin son maçına kadar takımını play-off yarışının içinde kalmayı başarıyor. Bu sene de benzer bir çaba içinde olacaklarını düşünüyorum. Ancak bu kolay olmayacak.
Sacramento Kings: Kings’i sıkıntılı bir sezon bekliyor. Transfer döneminde Bogdan Bogdanoviç’i bir şey almadan kaybettiler. Takımın kanat rotasyonu çok zayıf. Harrison Barnes’ın dışında güvenilecek isim yok. Hızlı oyunda verimli oluyorlar ama sete set hücumda çok zayıflar. De’Aaron Fox gibi bir yeteneğe sahip olmasına rağmen Kings’in play-in yapması bile zor. Koç Luke Walton’u sıkıntılı bir sezon bekliyor. Takımı belli bir seviyeye getiremezse sezonu Kings koçu olarak tamamlayamaz.
Minnesota Timberwolves: Geçtiğimiz yıl yakın arkadaşı D’Angelo Russel’ı takıma katarak yıldızı Karl Anthony Towns’u mutlu eden Timberwolves bu hamleye karşın daha iyi takım olamadı. Hücumda belli seviye tutturan Minnesota işin savunma kısmında çok zayıf. Kanat rotasyonu Timberwolves’ın bir başka defosu. Bu seneden beklentiyi düşük tutup, Towns-Russel arasındaki uyumun sağlanması ve draftın 1. sırasından seçtikleri Anthony Edwards’ın belli bir seviyeye gelmesi Wolves için kazanç olacaktır.
Oklahoma City Thunder: Neredeyse bütün takımı draft hakları karşılığında takaslayan Thunder, bu hamlesiyle yarıştan tamamen çekildi. Thunder’ın sezondan beklentisi genç oyuncusu Shai Gilgeous-Alexander’ın gelişimini sürdürmesi olacaktır. Önümüzdeki yıllara ait 20’ye yakın 1. tur draft hakkı ve geniş maaş bütçesine sahip Thunder, geleceğe umutla bakıyor ve planlar bugüne ait değil, uzun vadeye yayılmış durumda.
İSMAİL DURLANIK