Fenerbahçe, sadece Galatasaray'a karşı değil, 'UMMC ile birlikte' turnuvanın diğer tüm takımlarına karşı kadro derinliği açısından açık ara önde. Ancak bu sezonun sorunu derinliğin getirdiği zenginliği sahaya yansımaması…
Hollingsworth'ün yokluğunda, hala 4 önemli uzuna sahipler. Ama dün bu bölgede üretim yine 'sıfır' düzeyde seyretti. Vera ile Matovic'in 3 üçlüğünü bir kenara bırakın, Yacoubou'nun iki atışı hariç pota altından sayı bulamadılar. İki takım arasında son yıllarda açılan 'makasın' bu sene kapanmasının bir diğer önemli nedeni, Cimbom'da Işıl'ın çıkışa geçişi ile F.Bahçe'de Birsel'in standartlarının altında seyretmesi…
KANARYA VİTES ARTTIRINCA
Zaten dün devredeki 9 sayılık G.Saray üstünlüğü de bu saydıklarımızın yansımasıydı. Işıl ve Şebnem'le ön alanda başlayan baskı, Bone ve Lyttle'ın pota altındaki bitiriciliğiyle bütünleştiğinde sonuç alıyorlar. Ancak oyun dönüp dolaşıp sürekli aynı oyuncular üzerinde kilitleniyor… Torrens'ın, Zellous'un yanında 'tamamlayıcı' rol üstlenmede 'standart' bir katkı verememesi de cabası…
Dünkü oyunda 'belirleyici' olan 3. çeyrekteki 24-9'luk Fenerbahçe serisi, Kanarya'nın, vites artırdığında oyunu nasıl ateşe verebileceğini gösterdi. Onların da 'standart' konusunda sıkıntıları var. Ancak Birsel, Hollingsworth ve Matovic gibi silahlar da işlerlik kazandığı taktirde geçen yılki final hatta daha ötesi de sürpriz olmayacak. Püf noktası ise şu anki tablonun üzerine turnuvanın kalanında ne kadar ekleyebilecekleri…