Son günlerde Avrupa’da kriz kelimesini çok dikkatli sarf etmek gerekiyor. Yunanistan, İrlanda, İtalya, İspanya derken ekonomik durum hiç de iç açıcı değil. Ancak Avrupa genelinde kriz sadece ekonomik boyutta değil. Basketbol anlamında da önde gelen ülkelerde -hadi kriz demeyelim- ciddi bir refah kaybı var.
SON 10 yıla Avrupa basketbolunda damga vuran ülkelerden İtalya zaten artık 2. sınıf bir takım oldu. Üst üste 6 büyük turnuvada ilk 4’e kalan Yunanistan, Papaloukas-Diamantidis-Spanoulis üçlüsü bozulunca düşüşe geçti. Nowitzki ile çıkan Almanya, onsuz eski yerine döndü. Hadi onların dönemsel değişimleri olabilir. Esas oyuncu fabrikası olarak bilinen eski Yugoslav ülkeleri ve Litvanya’da durum daha da endişe verici. Sırbistan’ın altyapı kategorilerinde şampiyonluklara ambargo koyan takımlarının tüm yıldız adayları beklenenin çok altında kaldı. Keza Hırvatistan ve Slovenya da yıldızları yaşlandıkça geriliyor. Bosna, Makedonya, Karadağ gibi ülkeler devşirmelerin sırtında gidiyor. Avrupa Şampiyonası’nda Karadağ-Makedonya sahaya çıkarken birbirini savunan oyun kurucular Bo McCalebb ve Omar Cook misal.
LİTVANYA devşirmeye yönelmedi belki ama 2003 yılında altın çağına ulaşarak Avrupa Şampiyonu olan kadrodan geriye kimse kalmadı. Yerlerine üst düzey 1 tane bile oyuncu da çıkmadı. Avrupa’nın son 10 yıldaki en başarılı ülkesi İspanya bile o altın 1980 jenerasyonu yaşlandıkça çıkmaza doğru gidiyor. Muhtemelen Juan Carlos Navarro-Pau Gasol eksenindeki takımın 80’li çekirdeği evlerinde oynayacakları 2014 Dünya Şampiyonası’nın ardından dağılacak. Yeni taşıyıcı oyuncu adayları da sadece küçük Gasol.
AVRUPA’NIN söz sahibi ülkelerinden sadece Fransa ve Rusya bu kriz döneminde yeni genç yıldız adayları çıkarıyor. De Colo, Fournier, Causeur, Seraphin gibi gençler bayrağı Diaw-Parker’dan almaya hazırlar. Keza Rusya Shved ve Vorontsevic’i ekledi henüz tam kariyerini bitirmeyen yıldızlarına. Bu kriz ortamında uzun süre pek adları başarıyla anılmayan ülkeler de öne çıkıyor. Çek Cumhuriyeti, Gürcistan, Finlandiya artık son 8 kovalayan takımlara dönüştüler.
UZUNLARDA SIKINTIMIZ YOK
BU kriz Türkiye’yi de vurmak üzere. Bizim altın jenerasyonumuz 79’lular artık son dönemlerinde. Uzunlar konusunda sıkıntımız yok. Ömer Aşık, Enes Kanter, Ersan İlyasova, Oğuz Savaş, Semih Erden vs vs derken uzun yıllar daha uzunlarda Avrupa’nın sayılı ülkelerinden olacağız. Ama Kerem Tunçeri-Ömer Onan-Hidayet Türkoğlu üçlüsü 34 ve 35 yaşındalar artık. Onlar çok kısa bir süre sonra bırakınca ne olacak? Yerine kimi koyacağız?
Oyunu Kobe Bryant kursun
YILDIZLAR karması Los Angeles Lakers’ın felaket gidişi malum. Ancak Lakers son 2 maçını kazandı. Üstelik pazar günü lig lideri Oklahoma City’yi devirdiler. Bu bir dirilişin işareti mi? Bilinmez ama bir şey ortada. Bu iki maçta da NBA tarihinin en büyük skorerlerinden Kobe Bryant skor işini ikinci plana atıp oyunu yönlendirdi. İki maçta da 14’er asist yaptı. Steve Nash ve Pau Gasol da sezon boyunca olmadıkları kadar iyi göründüler. Kim bilir, belki böylesi diğer oyuncular için daha iyidir.
Rondo ile bir dönem kapanıyor
BOSTON Celtics’in 2007’de kurulan bu yeni kadrosu o sezon sonunda şampiyonluğa ulaşmış sonra da 6 yıl boyunca hep bir şekilde iddialı kalmayı başarmıştı. Ama ana parçalardan Ray Allen sezon başında ayrılırken, Kevin Garnett ve Paul Pierce da artık kariyerlerinin sonbaharında her geçen sezon takımın iddiası azalıyordu. Bu sezon belki de son şans denirken, işler pek iyi gitmediği halde halen takımdan ümit kesilmezken, önceki gün gelen haber bu devrin adeta bittiğini ilan etti. Takımın lideri Rajon Rondo diz bağlarını kopardı ve yaklaşık 1 sene parkeden uzak kalacak. Celtics onsuz sadece tecrübeli ve inatçı ama sınırlı bir takım. Seneye o döndüğünde ise Garnett-Pierce sonbahardan kışa dönmüş olabilirler. Boston Celtics için bir dönem bitti galiba.
