7 Aralık 2025, Pazar
spot_img
Ana SayfaEUROLEAGUEAnadolu Efes'te Rönesans / Kenan Alpay

Anadolu Efes'te Rönesans / Kenan Alpay

2018-2019 basketbol sezonu, ülke basketbolunun Avrupa’da en iyi temsil edildiği sezon olarak tarihteki yerini aldı. 3 takımla katıldığımız Türk Hava Yolları EuroLeague organizasyonunda heyecanımız son maça kadar sürdü. Anadolu Efes 1996’dan sonra Avrupa kupalarında en önemli maçlarını oynarken, Fenerbahçe Beko ikinci EuroLeague kupasını istiyordu. Peki sezon başında yapılan ve Anadolu Efes’i sezonun son maçına çıkacak kadar başarılı kılan değişiklikler nelerdi?

Öncelikle mental değişimi başarının ilk sırrı olarak söyleyebiliriz. Bir önceki sezonun grup aşamasında 30 maçta sadece 7 galibiyet alabilen bir takımın silkelenmesi için ciddi kararlar gerekliydi. Geçtiğimiz sezon koç Ataman’ın Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi 23.hafta Muratbey Uşakspor galibiyetinden sonra söylediği sözler “Bu takımda taş üstünde taş kalmayacak…(detaylar için tıklayabilirsiniz)” ve Anadolu Efes’in sezon başında Fenerbahçe Beko’yu Cumhurbaşkanlığı Kupası finalinde mağlup etmesinin ardından yaptığı açıklamalar İnşallah Euroleague kupası gelecek, eksik olan o var…(detaylar için tıklayabilirsiniz) aslında takımda nelerin değişeceğinin göstergesiydi. Sezon boyunca geçmişte çok sık yaşanan maç içi mental kırılmaları nadiren yaşayan Efes, en zorlu rakiplere karşı bile geri adım atmayarak (son toplarla kaybedilen Real Madrid, CSKA Moskova ve Olimpia Milano maçları var) maçlarda fark açılsa bile çoğunlukla oyunun içerisinde kaldı ve galibiyet şansını hep kovaladı.

Değişen oyun kurucu rotasyonu da takımın seviyesini yükselten en önemli unsurlardan biri oldu. Bir önceki sezon Errick McCollum, Toney Douglas ve Doğuş Balbay’dan oluşan rotasyon yerini Shane Larkin, Vasilje Micic ve Doğuş Balbay’a bıraktı. Micic, Efes’e kariyerinde çıkış yaptığı bir dönemde geldi ve aslında lacivert beyazlıların senelerdir sıkıntı çektiği dengeli oyun kurucu eksikliğini (Heurtel – sadece hücum / McCollum – sadece hücum – Doğuş / sadece savunma) kapatarak takımın oyunun iki yönünde de eksik kalmamasını sağladı. Larkin ise sezonun ilk yarısında adeta takımın oyuncusu değildi. Kişisel problemleri, NBA’den Avrupa’ya döndükten sonra adaptasyonunun çok uzun sürmesi koç Ataman’ı Beaubois’yı daha fazla kullanmaya itti. Ancak Larkin’in tüm olumsuz durumuna rağmen (sezon başında sakatlıkla gelmişti zaten) koçun onun potansiyelinin farkında olup kendisini rotasyona zaman zaman dahil etmeye çalışması da başarılı bir hamleydi. Her ne kadar Micic gibi savunma konsantrasyonu ve oyunun iki tarafındaki dengesi üst düzey olmasa da, özellikle kritik anlardaki ribaundları ve top çalmalarıyla rakiplerin hücumlarında üzerine oynayabileceği zayıf nokta olmaktan kendisini ve takımını kurtardı. Savunmadaki bu özellikleri, hücumdaki kusursuzluğuyla birleşince sezonun ikinci yarısından itibaren en çok konuşulan oyunculardan biri haline geldi. Oyun kurucu rotasyonunun değişimi takımdaki oyun anlayışını da kökten değiştirdi, hem hücumu hem savunmayı çok uzun süreler 5 kişi oynayabilen bir takım olarak Efes (Simon ve Moerman’ın da oyun zekasının yüksekliğinin bu duruma yardımcı olduğunun altını çizmek lazım), önceki yıllardan daha farklı görüntü vermeyi başardı.

Ergin Ataman’ın kullandığı oyuncu sayısını arttırması, bir süredir direttiği az oyunculu maç rotasyonlarının sonu demekti. Anadolu Efes’ten önce şampiyonluğu yakaladığı Beşiktaş ve Galatasaray maceralarında benchten genelde 2-3 oyuncu oyuna dahil olurken, geride bıraktığımız sezonda tam 10 oyuncu yeni sistemde rol aldı. (10 oyuncudan en az süre alan Doğuş Balbay, 37 maçta oynadı ve ortalama 11 dakika parkede kaldı). Çok oyuncunun maça dahil olduğu yeni sistem, koçun yüksek tempoya dayalı oyununa önemli ve olumlu bir etki yaptı; sezon sonuna doğru görülebilecek olası bir performans düşüşünün de önüne geçti. Buna ek olarak, 10 oyuncunun da hazır kalmasını sağlayarak aslında elindeki silahların sayısını da çoğalttı. Böylece her maç farklı oyuncular sivrilerek takım arkadaşlarının üzerindeki fiziksel ve mental yükü azalttı.

Uzun yıllardır pick and roll oyununun hegemonyasında olan Avrupa basketbolu, zaman zaman deneysel oyun planlarına sahne olsa da, istikrarsız yenilikler yaşlı kıtada çok fazla başarılı sonuç vermemişti. 2015-2016 sezonunda Baskonia (hatırlamak için tıklayabilirsiniz) koç Velimir Perasovic önderliğinde Anadolu Efes’in 2018-2019 sezonunda oynadığına yakın bir basketbol anlayışı ile Final Four’a kadar gelmiş, temsilcimiz Fenerbahçe’ye mağlup olup sezonu 4.sırada tamamlamıştı. Golden State Warriors tarzı basketbol ile (koç Ataman’ın bu konudaki görüşü için tıklayabilirsiniz) önceliği iyi alan paylaşımı, hızlı tempo ve yüksek yüzdeli dış atışlara veren Anadolu Efes, rakiplerinin pek fazla alışık olmadığı bir oyun anlayışı ile istediğini elde etti diyebiliriz. Savunma ribaundunu aldıktan sonra başlayan hızlı hücumlarda kısa oyuncuların 5-6 saniyede dış atışlarla hücumları noktaladığını gördük. Oyuncularına bu konuda özgürlük tanıyan koç Ataman, rakip takım eksik yakalandığında turnike yerine 3 sayılık atışlar kullanılmasına dahi izin verdi, önce kendi oyun felsefesinde daha sonra da takım üzerinde yaptığı bu değişiklik belki de lacivert beyazlılara final yolunu araladı. İstatistik severler ekran başına; Anadolu Efes bu sezon tam 949 üç sayılık atış denemiş; 385 isabetli şut (40.6). CSKA Moskova 317/778 (%40.7) ve Fenerbahçe Beko 350/818 (%42.8). Hücumda pick&roll denemesi başarısız olunca bir oyuncunun tüm hücum süresini top elinde geçirmemesi, (Heurtel, McCollum, Weems örnekleri gibi) paslaşma temposu ve pas sayısının artması, güzel oyunla beraber üst üste galibiyetleri getirdi.

Ergin Ataman’ın iddialı kişiliği zaman zaman içinde yer aldığı polemikler sebebiyle kendisini zor duruma düşürse de, koçun bu durumdan kişisel olarak iyi yararlandığı yadsınamaz bir gerçek. Önemli maçlardan önce yaptığı iddialı ve sansasyonel açıklamalar, performansından memnun olmadığı oyuncuları isim vererek açık açık eleştirmesi (sezon başında Larkin’e de bunu yapmıştı) ona iyi geri dönüşler sağladı. Bu şekilde kendi konsantrasyonu ve hırsını da yükselten Ataman, takımı üzerinde de aynı etkiyi sağlayınca başarıya inanmış koç ve oyuncu grubu olarak işi çok daha kolaylaştı. Aynı hedefe aynı inançla yürüyen 12 oyuncu, geride 34.Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2018-2019 sezonu Türk Hava Yolları EuroLeague ikinciliği ve 2018-2019 sezonu Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi şampiyonluğu bıraktı.

Kadrosundaki oyuncuların büyük çoğunluğunu koruyacak Anadolu Efes, gelecek sezon Larkin’i takımda tutabilecek mi? Eğer Larkin giderse yerine gelecek oyuncu benzer özelliklerde olup bu düzeni devam ettirebilecek mi? Veya koç Ergin Ataman yeni bir oyun anlayışıyla mı önümüzdeki sezona girecek? Bu soruların cevabını hep beraber göreceğiz. Kadro istikrarını korumayı başaran bir takımın iddiasını korumak için önemli bir adım attığı ortada olsa da, gelecek sezonun vaat ettiği başarıları şimdiden konuşmak güç. Senelerdir harcanan bütçelerle örtüşmeyen sonuçlar alan Anadolu Efes, doğru tarifi uygulayarak yaptığı lezzetli yemeği ikinci denemesinde de aynı lezzetle yapabilecek mi bekleyip göreceğiz.

Kenan Alpay
https://twitter.com/knnlpy

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler