NBA yönetimi oyuncular birliğiyle yaptığı görüşmeler sonucunda bir takım kararlar aldı. Çoğu kararı destekliyorum. Ancak marijuananın yasaklı maddeler listesinden çıkarılması tam bir saçmalık. Spor, gençleri bu tür kötü alışkanlıklardan uzak tutsun diye var. Kafayı bulup oynasınlar diye değil
Alınan kararlardan biri bireysel ödül kazanmak için en az 65 maçta oynama zorunluluğu. Yerinde karar. Devamlılık ve sağlıklı kalmak başarılı performansın bir parçası. Dinlene dinlene oynayan ve sık sık sakatlanan oyuncular üstüne bir de ödül kazanmamalı. Ödül isteyen bedelini ödemeli. Her maç 35 dakika oyunun iki yönünde adeta savaş veren Joel Embiid ve Nikolo Jokic'in Anthony Davis ve Kawhi Leonard gibi çıtkırıldım oyunculardan farkı olmalı. Nba yönetimini emeğe saygısından dolayı kutluyorum. Sezon içi turnuvası, şayet rotasyona giremeyen oyuncular oynayacaksa faydalı. Ancak aslar oynayacaksa, zaten 82 maçlık tempoda sakatlıklar almış başını gidiyorken büyük hata olur. Yedek ağırlıklı kadro, kazanan takıma adam başı 500 bin dolar ödül iyi olur. Minimum kontrata oynayan bir sürü oyuncu için 500 bin dolar iyi para. Çift yönlü kontrat hakkını üçe çıkarmak takımların finansal rahatlığı açısından yararlı olur. Ancak Avrupa basketbolu için zaten çok zor olan Nba'den oyuncu alma şansını biraz daha zorlaştırır.
Maaş limitini aşan takımlara uygulanan kısıtlamanın biraz daha ağırlaştırılmasını destekliyorum. Küçük pazar takımlarının rekabet edebilmesi adına adil bir uygulama. Bu karar sonrası “üç yıldızı bir araya getireyim. Kolay yoldan şampiyon olurum” planı çöker. Memphis gibi Toronto gibi takımların önü açılır.
Marijuana olayı ise tam bir çılgınlık. Adam Silver çok büyük hata yapıyor. Çok sayıda oyuncunun marijuana kullandığı biliniyor. Yakalanma riski kullanımı belli seviyede tutuyordu. Suç olmaktan çıkması maçlarda kafayı bulmuş halde, tuhaf hareketler yapan bir çok oyuncu görmemize yol açabilir. Nasıl bir manzara olacağını merak edenler YouTube'dan Michael Beasley'i aratsın. Melekleri görüyorum diyerek sahada dolaşıyordu.
Ya play-in ya ilk turda Phoenix
Batı Konferansı'nda 5 ve 8. sıra arasında yarım galibiyet fark var. 5. Clippers ve 6. Golden State’i yarım galibiyet farkla Lakers ve Pelicans takip ediyor. Lakers'ın Clippers'la bir maçı var. Sayet onu kazanırsa 5. bitirme şansı yüksek. Çünkü Lakers'ın kalan iki maçı ligi kapatan Utah Jazz ve diğer maçı muhtemelen yerini garantilemiş Phoenix'le. Lakers, Clippers'ı yenerse Phoenix Suns'la ilk turda eşleşebilir. Kevin Durant ve LeBron James yanlarına Devin Booker ve Anthony Davis'i alarak Golden State ve Cavaliers forması altında yaşadıkları rekabeti Lakers-Phoenix olarak yaşayabilir. Basketbolsever olarak böylesi bir eşleşme beni heyecanlandırır. Olası eşleşmenin belirleyicisi Lakers olacak. Clippers'ı yenerlerse 5 olurlar. Yenmeyip Phoenix'ten kaçmak isterlerse play-off şansları kalmaz ve play-in oynarlar. Yenip sondan bir önceki maçta play-off'u garantilemiş olurlarsa Suns'a kaybederek eşleşmeden kaçma adına bir şansları daha var. Ancak o ihtimal Golden State’e bağlı. Onlar da kaybederse yenilmenin anlamı kalmaz. Gerçek olan kimse 5. olup Phoenix'le ilk turda eşleşmek istemiyor. Tek çaresiz olan Lakers. Ya play-in ya ilk turda Phoenix.
Dallas tepetaklak
Dallas Kyrie Irving takasından beklediği sonucu alamadı. Mavericks çok değil 20 gün önce, Irving geldiğinde 4. sırada dogrudan play-off yapacak pozisyondaydı. Irving'in gelişinin ardından 22 maçta 14 yenilgi alarak play-in potasının bile altına düştü. Dallas izahı mümkün olmayan yenilgiler alıyor. Örneğin üst üste kaybedilen iki Charlotte Hornets maçı. LaMelo Ball, Terry Rozier, Kelly Qubre Jr'den yoksun adeta GLig kadrosuyla oynayan, tek amacı draftta ilk sıradan seçmek olan ve el değiştirmeye hazırlanan amaçsız bir takıma hayati iki yenilgi almanın izahı yok. Tek suçu Irving'e atmak istemem. Aslında fena da oynamıyor. 26.3 sayı, 5.9 asist ve %38 üç sayı yüzdesiyle ofansif katkı yapıyor. Ancak sahadaki görüntüsü kazanmaya konsantre gibi değil. Luka Doncic'in durumu da aynı. Mutsuz, sinirli ve bunu dışa vurmaktan çekinmiyor. Irving'ten beklediğini bulamadı. Bu yaz Slovenya Milli Takımı'nda olduğu için dinlemedi. Onun da yorgunluğu var.
Çemberi savunamıyorlar
Doncic bütün hücumu sırtlanmaktan bezmiş görünüyor. Dallas çemberi savunamıyor. Bam Adebayo'nun oynamadığı Miami yenilgisinde 4.8 ortalamayla oynayan Cody Zeller tamamı boyalı alandan 20 sayı attı. Dallas'ın diğer sorunu fazla top kaybı ve hücum ribaundu vermesi. Rakipler için bolca kolay sayı fırsatı veriyorlar. Kyrie takasında giden Dorian Finney Smith'in aranmasını bekliyordum ama bu kadar çöküşü değil.
Doncic zor günler yaşıyor ama bu durumun sorumlusu kendisi. Geçen sene teknik ve idari kadroda kim varsa gönderdi. Idolü olarak gördüğü Jason Kidd'i koç, yakın dostu Dirk Nowitzki'yi GM yaptı. Nowitzki aktif görev almak istemediği için Nico Harrison gölge GM oldu. Sonuç ortada. Harrison, Jalen Brunson'a istediği kontratı vermeyerek gidişine seyirci kalmasını finansal açıdan alınmış bir karar olarak yorumlamış ve hak vermiştim. Ancak onun boşluğunu Kyrie Irving'le doldurmaya çalışmak hem finansal hem de takım kimyası olarak riskli hamleydi. Zaten tutmadı.
Cuban arkasından bakakalır
Dallas'ın her şeye rağmen minik de olsa play-in şansı var. Lakers, Pelicans ve Twolves formda. Ancak deneyimsiz Oklahoma City Thunder'ı yakalama şansları var. Onlar hata yaparsa Dallas'ın bir maçlık farkı kapatabilir. Bunun için Dallas'ın kalan maçlarını kazanması gerek. Dün gece Oklahoma'nın kaybetmişken Atlanta deplasmanında yenilerek gelen ilk şansı teptiler.
Mavericks bu sene play-in yapsa bile ötesi yok. Takım mental olarak çöküşte. Seneye yüksek olasılıkla Irving'le uzatmayacaklar. Az da olsa bir maaş boşluğu olacak. Onu çok iyi kullanmalılar. Şayet işler yolunda gitmezse en fazla iki seneye Doncic takasını ister. Tıpkı Harden'ın Houston, Kevin Durant'ın Brooklyn Nets'e yaptığını yaparak arkasına bakmadan gider. Böylece yıldız oyuncuya kulübün anahtarını verip ardından bakakalanlar listesine Mark Cuban'ı ekleriz.