2012 Draft’i…
Adam Silver, adını 2. turda söylediğinde Newark’taki Prudential Center’da yükselen yuhalama sesleriyle hatırlanacak bir isim Bernard James. Ancak yuhalama onun şahsına değildi. Sahneye doğru yürümeye başladığında tribünleri dolduran NBA severler hem bir yandan ‘USA, USA…’ diye bağırıp bir yandan da göz yaşlarına hakim olmaya çalışıyorlardı. Yuhalamanın nedeni ülkesine 2 aktif savaş alanında hizmet veren James’in ilk turda değil de ikinci turda seçilmesiydi.
James sonunda; 6 yıl askerlik, 4 yıllık kolej yaşamının sonunda 27 yaşında NBA’ye yelken açıyordu. Bernard James, 2 .turda Cleveland tarafından seçildiğinde son 30 yılda NCAA’de oynayıp draft edilen en yaşlı oyuncu unvanını Dikembe Mutombo’dan devralıyordu.– Tabii Dikembe Mutombo’nun gerçek yaşını kimse bilmediği için resmi olarak demekte fayda var.-
Ve o James, Andrea Bargnani ile başlayan uzun avında Galatasaray’ın yeni power forvet/pivotu olarak açıklandı. James’in ilginç karakteri, kariyeri ve nasıl bir basketbolcu olduğunu anlamak için nasıl basketbol oynamaya başladığının hikayesini öğrenmekte fayda var.
Savannah Georgia’da doğup büyüyen James ve ailesi için yollar hep taslıydı. Durumu özetlemek açısından Georgia ve genel olarak ABD’nin güneydoğusu siyahlar özellikle de genç siyahlar için engelleri oldukça fazla olan bir bölge. Kölelik kültürünün en belirgin izlerini taşıyan eyaletlerin başında gelen Georgia’da varlıklı ve eğitimli biri siyah olmak oldukça zor. Üstüne siyahi halkın büyük gelir kaynakları minimum maaş kanalları olunca para kazanmak için illegal yollara başvurmak da maalesef beyazlara oranla daha büyük olasılık dahilinde.
Henüz 16 yasında ve liseden mezun olmasına yarım sömestr varken James okula gitmeyeceğini annesine söylediğinde annesini tam anlamıyla şoke etmişti. Ailenin ortanca erkek çocuğu olan James’in her iki kardeşi de okullarına devam ederken aynı zamanda da okulun basket takımında boy gösteriyorlardı. Tüm atletik yetenklerine rağmen basketbol topunu ilk kez 13 yaşında eline alan James ise bir türlü bu oyuna ısınamamıştı. O zamanını daha çok kitap dükkanlarına gidip Uzay kitapları okumak üzerine geçiriyordu. Okuldan ayrılmak istemesinin sebebi de okuldaki arkadaş çevresinin uyuşturucu alış-verişi içinde yer alması ve kendisinin de o boşluğa adım adım kayma endişesiydi.
James okulu bıraktıktan sonra ne yapacağını düşündü yardımına eski bir asker olan üvey babası yetişti. Boşlukta yer alan benliğini askere yazılarak doldurabileceğinden dünyayı dolaşıp dahası tanıyabileceğinden bahsetti. 17 yaşındaki James üvey babasını dinleyerek dışarıdan lise bitirme denklik sınavını geçip askere başvurdu.
ABD’deki Askerlik konusunda da bir dipnot vermek gerekirse; düşük gelirli ailelerin okullarında çok da başarılı olmayan gençlerinin hatta disiplin problemi olan liselilerin kurtuluş yolu oluyor. Hayatlarında kendi şehirleri dışına dahi çıkmaya maddi durumu yetmeyecek gençler bu sayede farklı dünya perspektiflerine sahip olabiliyorlar.
Askerdeki ilk günün de uzun boyu ve atletik yapısıyla basketbol oynayıp oynamadığı soruldu. ‘Denemiş ama sevmemiştim’ cevabını yeterli bulmayan komutanı onun basketbol oynamasını emretti. İlginç bir şekilde ikinci denemesinde emir yoluyla basketbol oynamaya başlamıştı. Bundan sonraki 6 aylık süreçte boyu ‘5 inch’ (12,7 cm) uzadı.
İşte basketbola başlama hikayesi bu Bernard James’in. Basketbola çok geç başlamış olmasına rağmen Hava Kuvvetleri Basketbol Takımı’nda o ‘çiğ’ yeteneğini geliştirirken 6 yılda Air Force ile 4 Uluslararası Askeri Spor Oyunları altın madalyası kazandı. 2008’de de tunuvanın MVP’si seçildi.
Karakter ve disiplin
Doğrusunu konuşmak gerekirse James olağanüstü bir yetenek değil. Boyuna göre kilosu da oldukça düşük. Üstüne üstlük harika bir hücum silahı da değil, savunma uzmanı da… Peki nedir onu bu kadar çekici kılan, hikayesi dışında tabii ki…
Bu sezon Avrupa’da Lokomotiv Kuban formasıyla izlediğimiz Chris Singleton Florida State Üniverstiesi’nde birlikte oynadığı James için “Soyunma odasına girdiği anda varlığını hissetmeye başlıyorsunuz. Daha iyi ve olgun bir insan ve oyuncu olmama büyük katkı sağladı” ifadelerini kullanmıştı onun için.
Onunla ilgili anlatılan anekdotdlardan bir tanesi ilk üniversite yılında Tallahassee’deki koçuna “Koç, lütfen bana biraz daha bağırır mısın?” demiş olması. Bu genel karakteri ve basketboluyla alakalı bir fikir vermekte. Sahada sürekli çabalayan, verilen görevleri yerine getirmek için elinden geleni yapan disiplinli bir oyuncu.
James, iyi takipçi ve yüksek yüzdeli bitirici ama yetenekli bir bitirici değil. Hücumdaki pozisyon bilgisi basketbola çok geç başlamış olan bir oyuncu için oldukça yüksek. El-göz koordinasyonu çok iyi ve elleri çok çabuk bu sebeplerden de iyi bir blokçu. İyi bir atlet ve oldukça mobil, sahayı hızlı kat etmekte başarılı.
Galatasaray’a verebileceği katkı açısından bakacak olursak, sarı-kırmızılıların Andrea Bargnanı ile Bernard James arasında seçim yapmış olması oldukça ironik bir detay. Tabanı tabanına zıt iki oyuncu. Disiplin, oyun karakteri ve oyun stili açısından. Bargnanı’nın hala çok faydalı olacağını düşünen biri olarak James’in çok daha akılcı bir tercih olduğu kanaatindeyim. Ancak Laşme’yle görev tanımları konusunda çatışmalar yaşayabilir.
Bernard James tam anlamıyla ilham verici bir hikayeye sahip. ABD’de ezilenler için, Türkiye’dekiler için, gelişmekte olan, gelişmiş ve de gelişmemiş ülkelerdeki iyi ile kötü arasında seçim yapma şansı olan gençler için. Başka şansı olmadığını düşünüp de kötü yollara başvuran gençler için. Kendini diğer yoldan kurtarmak için önce Air Force sonrasında ise basketbolun yardımına izin vermesi onun nasıl bir insan olacağına henüz daha gençken karar verdiğinin hikayesi. Galatasaray hikayesiyse yeni başlıyor…
ADNAN ONARAN