22 Eylül 2024, Pazar
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVZorluklar kenetledi / GÖKHAN GERMAN

Zorluklar kenetledi / GÖKHAN GERMAN

Yıllardır hedeflenen, madalya beklenen 2010 Dünya Şampiyonası hazırlık süreci, belki de tarihin en sorunlu dönemiydi. Birçok zorlukla başladı hazırlıklar. Tanjeviç hastaydı, Hidayet ameliyat olmuştu, Ersan, Semih ve Ömer ABD’den dönmemişti. Ama bu sorunlar, takımı ve oyuncuları birbirine kenetledi, başarının temelleri de Antalya ve Bormio’da atıldı.

O günlere dönelim.

Yıllardır eleştirilen Tanjeviç hastalanmıştı ve hazırlıkların ilk döneminde tedavi gördüğü için takımın başında olmayacaktı.

Her kafadan bir ses çıkıyordu. Erman Kunter, Ergin Ataman, hatta Messina isimleri havalarda uçuşuyor, federasyonun şampiyonaya 1 ay kala yepyeni bir ismi takımın başına getirmesi isteniyordu. Bu fikirlerin aksine doğal olarak, 6 yıldır bu projenin içinde olan yardımcı antrenörler Nihat İziç ve Orhun Ene ile yola devam edilecekti, öyle de oldu.

İkili takımı önce Antalya’ya götürdü. Sırplar, Hırvatlar gibi birçok ülke de böyle yapıyor ama takımın Antalya’ya gitmesi yadırgandı. Oysa orada amaç ana kamp öncesi takımın biraz stres atması, birbirine kaynaşması, vücutları da İtalya’daki kondisyon dönemi öncesi hazır hale getirmekti. 5 gün sonra yıllardır olduğu gibi Bormio’ya gidildi.

Bormio’nun sırrı
Bormio, 1200 metre yükseklikte, İtalya-İsviçre sınırında bir dağ kasabası. Kışın kayak merkezi. Avrupa sosyetesinin gözbebeği. Yazın ise başta futbol ve basketbol olmak üzere, çim kayağından tutun, bisiklet sporcularının konakladığı ve çalıştığı bir spor merkezi haline geliyor. Bormio tercihi de cahil cühela kesim tarafından da çok eleştirildi. Takım neden buraya gidiyormuş türünden yazılar yazıldı. Yaklaşık 16 yıldır Aydın Örs, Efes Pilsen’i Bormio’ya götürdüğünden bu yana bütün kulüp ve milli takımlar burada kamp yapıyor. Turizm kasabası olduğu için çok sayıda kaliteli otel var. 2 kilometre çapında 3 futbol sahası, 4 basketbol salonu, 3-4 tane de halter salonu mevcut. Hava temiz, sessiz, halkın yaş ortalaması yaz mevsiminde 60’ın üzerinde ve oyuncuların çalışma konsantrasyonlarını bozacak hiçbir dış etken yok.

Takımın baş antrenörü olmamasına rağmen, başarının sırlarından biri buradaki ağır kondisyon idmanları oldu. Oyuncular hiçbir idmanı kaçırmadı. Sabah kondisyoner Ozan Şirikçi yönetiminde son derece ciddi antrenmanlar yaptılar. Ozan ismi de gündemdeydi. Bilmeyenler saygısızca küçümsedi Ozan’ı. Oysa onun CV’sini buraya yazmaya kalksam, sayfaya sığmaz. Tıp fakültesi diplomasından tutun, ABD’de Carl Lewis’in antrenörlüğünü yapan isimlerle aynı çatı altında çalışan, akademik kariyeri olan Avrupa’nın bile sayılı isimlerinden Ozan. Nitekim yarı finalde 8 maç sonunda, son saniyede bile takımın diri olması, takımın ne kadar doğru çalıştığının bir göstergesi.

Dört elle sarıldılar
Akşamları da Nihat İziç ve Orhun Ene yönetiminde yaklaşık 2.5 saat süren basketbol antrenmanları oldu. Her idman son derece kaliteliydi ve 5’e 5’ler maç sertliği ve ciddiyetinde oynandı. Antrenmanlar bitiyor oyuncular kalıp şut çalışıyorlardı. Hatta teknik ekibin verdiği izin gününde bile takımın neredeyse tamamı salona geldi ve antrenman yaptı. O zaman biraz daha anladım ve inandım başarının geleceğine. İzin gününde antrenman yapan oyuncuların gözünde kararlılığı gördüm. Ene ve İziç’e karşı da son derece saygılıydılar. Menacerler Harun Erdenay ve Barbaros Akkaş da, son derece iyi idarecilik yapıyordu. Tanjeviç’in yokluğu hiç aranmadı, hatta belki de o yok diye oyuncular dört elle sarıldılar işlerine, olaya daha ciddi baktılar.

Gizli kahramanlar
Takım sabah 9’da kalkıyor, 10-12 arası ilk idmanı yapıyor, 13.00 gibi öğle yemeği yedikten sonra, yarım saat tavla, bilardo arası veriyordu. 2-3 saatlik dinlenmenin ardından, akşam 18-20.30 arası ikinci idman, ardından akşam yemeği, belki bir yarım saat dolaşıp dondurma, ya da kahve keyfi yapıp odalara çekiliniyordu. Bu rutin tempoda en çok çalışanlar ise sağlık ekibi ve malzemeci Miktat oluyordu. Doktor Adnan Bağrıaçık, fizyoterapist Murat Çağlar, masörler Yücel Arslan ve Suat Kuruçay, takımdan önce kalkıyor, oyuncuları idmanlara hazırlıyor, her antrenman sonrası masaj ve tedavi, ardından gece masajları derken, 24 saatin neredeyse 18 saati masaj yapıyorlardı. Onların da bu başarıda katkısı çok büyük. Nitekim Kerem ve Engin kampa sakat geldi, Hidayet ameliyat oldu, Ender’in adalesinde yırtık oluştu ama aşili kopan Engin Atsür dışında takım turnuvaya tamamen sağlıklı başladı ve sağlıklı bitirdi.

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler